İkinci Dünya Savaşı`ndan günümüze Balkanlar`daki yapılanma ve Türkiye
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bilindiği üzere kendisi de bir Balkan ülkesi olan Türkiye için, Balkanlar tarihi, etnik, dinsel, kültürel bağlarının bulunduğu ve aynı zamanda stratejik açıdan önemli olan coğrafyalardan birisi olmuştur. II. Dünya Savaşı sonrasında meydana gelen gelişmeler, daha önceki gelişmelere nazaran daha farklı bir yapılanmayı beraberinde getirerek, iki bloklu bir dünya düzenini oluşturmuştur. Blokların ve paktların arasmda stratejik dengeler sağlanmış, güvenlik sorunları bu iki kutup arasındaki denge sisteminde çözülmüş, dönemin ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmelerinde ise bu iki kutup arasındaki denge ve çıkarlar belirleyici olmuştur. İki kutuplu uluslar arası ilişkiler içinde neredeyse tamamının karşı kutuptan olduğu Balkan ülkeleri ile Batı ittifakının bir üyesi olan Türkiye'nin ilişkileri de her ne kadar sınır ve bölge komşuları olarak bir takım bölgesel işbirliği girişimleri bulunsa da, genel hatları ile Soğuk Savaş diplomasisi çerçevesi içerisinde gerçekleşmiştir. 1990'h yıllar Avrupa'da komünist rejimlerin sonunun geldiği yıllar olmuştur. `Doğu Bloku Ülkeleri`nden olan, komünist Balkan ülkelerinin hem kendi komünizm anlayışları ve uygulamaları, hem de Sovyetler Birliği ve görece Batı ile olan ilişkilerinin çeşitliliği, bu yıllarda Balkan Yarımadası' nda meydana gelen değişim ve yeniden yapılanma hareketlerine yön ve şekil verecek olan bir takım dinamikleri de içinde taşıdığını göstermiştir. Bu arada iki kutuplu sistem içerisinde güvenlik, ekonomik, politik ve sosyal sorunlarını çözen bu ülkeler, çok partili demokratik hayata, pazar ekonomisine ve yeni oluşan uluslararası sisteme uyum sürecine girmişlerdir. Bununla birlikte alt yapısı, kurumsallaşması, kalifiye elemanlarının yetersizliği gibi sorunlar, buu dönemin sancılı bir süreç olduğunu göstermiştir. Buna ek olarak Soğuk Savaş tehlikesi ile bastırılan sosyal, ekonomik ve siyasi çatışmalar yıkıcı bir şekilde su yüzüne çıkmış, etnik karaktere bürünerek toplumsal barışı tehlikeye sokmuştur. Tek partili devlet yapısının beraberinde getirdiği otoriter kültür, insanların kendilerini ifade edebilecekleri araçlardan yoksun kılarak, demokratik kültürün oluşmasına engel olmuştur. Türkiye de Balkanlarda meydana gelen rejim değişikliğinin gerçekleşmesine doğrudan etki eden bir ülke olmamakla birlikte rejim değişikliğinin getirdiği sonuçlardan kimi zaman doğrudan etkilenen ülkelerden olmuştur. Özellikle 90'lı yılların rejim değişikliği ile birlikte çok uluslu sosyalist federasyonların da yıkıldığı bu dönemde, Türkiye'ye batısında, kuzeyinde ve doğusunda yeni sınır ve bölge komşuları kazanmasına neden olmuştur. Kısaca Soğuk Savaş sonrası gelişmeler Türkiye'ye Balkanlar, Karadeniz ve Kafkasya bölgesinde yeni bir jeopolitik konum ve önemli bir bölgesel güç olma imkanını vermiştir. Bu çerçeve içerisinde, Balkanlar'da meydana gelen yapılanma süreçleri, bu süreçleri belirleyen global, bölgesel ve iç dinamikler ve meydana gelen siyasi, ekonomik, ve sosyal sonuçlar karşısında Türkiye'nin aldığı tavır ve izlediği dış politika irdelenmeye çalışılmıştır. As it is known, the Balkans which have historical, ethnic, religious, cultural relations with Turkey, are one of the most important strategical geography in the world. The developments which occured after II. World War, brought a world concept of two blocks that different from the previous world conceptUntil the collapse of the Blocks, the strategical balance between the Blocks and the Pacts had been established, the security issues had been solved according to this balance system,the balance between the Blocks and interests had been determinant factors in economic, political and social developments of this period, as well. In spite of having some regional and border cooperations with Balkan Countries which almost belonged to the East Block, Turkey which has been one of the members of West Block,followed a diplomacy that stemmed from the Cold War policy. 1990s coming of the end of Communist Regimes in Europe.The communist countries' both their own understanding way of communism and its implementations, and also diversity in relations with Soviet Union and the West had a potencial dynamics to form and direct the restructural movements that had occured in those days.While Balkan countries were used to solve their security, economic, politic and social issues in the frame of Two Blocks System,they found themselves in a adoptation process of internatioanal system included multi-party democratic life, market economy.The problems such as infrastructure, institutionalization,incapacity of qualified staff members showed that the new process was painful. In addition to these, social, economic and political conflicts were suppressed by Cold War threat came to lightIV destructively and they played the role of ethnic character so social peace was endangered.The authoritarian culture which was brought by one party state structure hindered the occurance of democratic culture. Although Turkey had no direct influence on the change of regime in the Balkans, she sometimes was affected directly by the results of the change. Especially with the changes in regime and dissolution of the multi-national federations in 1990s caused having new border and regional neighbours in the west, the north and the east for Turkey.In short, the developments after the Cold War enabled Turkey to become an important regional power and to gain a new geopolitic position in the Balkans, the Black Sea and Caucasus. In this context, foreign policy and attitude followed by Turkey towards political, economic and social results, and global,regional and domestic dynamics which shaped structural processes in the Balkans tried to scrutinize.
Collections