Diyabetik nefropatide renal doppler ultrasonografi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Doppler Ultrasonografi kan akım hızı ve akım karakteristiklerini araştırmada kullanılan bir inceleme yöntemidir. Böbrek fonksiyon bozukluklarının değerlendirilmesinde, belli durumlarda son derece yararlı bilgiler sağlamaktadır. İnsüline bağlı diyabet mellitli hastaların %30-35' inde, insüline bağımlı olmayan diyabet mellitli hastaların % 15-20 'sinde diyabetik nefropati gelişir. Diyabetik nefropati diyabet mellitin son dönem böbrek yetmezliğine giden önemli bir komplikasyonudur. Diyabetik nefropatide böbreklerde özellikle vasküler kompartımanı tutan histopatolojik değişiklikler görülmektedir. Bu değişiklikler, Doppler indekslerini (Rİ, Pİ) yükselten renal vasküler rezistans artışına neden olur. Bu çalışmada 94 diyabetik hasta ve 28 sağlıklı kişide (kontrol grubu) böbreklere yönelik Doppler US incelemesi yapılmıştır. Diyabetik hastalar, nefropatinin varlığı ve aşamasına göre; grup 1 (normoalbüminürik), grup 2 (mikroalbüminürik) ve grup 3 (makroalbürninürik) olarak gruplandınlmıştır. Ayrıca hasta ve kontrol grubu yaşa (55 yaş ve altı ve 55 yaş üstü) ve hipertansiyon varlığına göre (hipertansif ve normotansif) subgruplara ayrılmıştır. Doppler indekslerinin yaş, hastalık süresi, hipertansiyon, serum kreatinin düzeyi, kreajinin klerensi ve gri skala US parametreleriyle (böbrek uzunluğu, parankim kalınlığı, korteks ekojenitesi) ilişkisi değerlendirilmiştir. Sonuçlarm istatistiksel analizinde iki ortalama arasındaki farkın anlamlılık testi, Kruskal-Wallis testi, Mann- Whitney U testi ve korelasyon testleri kullanılmıştır. Diyabetik hastalarda ortalama Rİ 0,71±0.09, Pİ 1,45±0,39 bulundu. Kontrol grubu olgularında aynı değerler sırasıyla 0,62±0,05 ve 1,10±0,11 olarak bulundu. İki grup arasında anlamlı istatistiksel fark saptandı. Diyabetik nefropatinin progresyonuyla Doppler indeksi ölçümlerinde yükselme görüldü. Anormal Rİ (>0.70) değeri kontrol grubunda 0/28 (%0), grup 1 de 20/54 (%37), grup 2 de 15/22 (%68,2) ve grup 3 de 13/18 (%72,2) olguda saptandı. Rİ ve Pİ değerleri ile hastalık süresi, serum kreatinin değeri, kreatinin klerensi, hastalığa eşlik eden hipertansiyon arasmda güçlü bir ilişki görüldü. Kontrol grubu olgularında da yaş ve doppler indeksleri arasmda yüksek bir korelasyon mevcuttu. Sonuç olarak, Doppler indekslerindeki yükselme artmış renal vasküler rezistansın bir göstergesidir. Doppler US ile Rİ ve Pİ ölçümleri diyabetik nefropatinin erken dönemde tanınması açısından gelişmiş laboratuar parametrelerine göre bir üstünlük taşımamaktadır. Nefropatili hastalarda ise yükselmiş Rİ ve Pİ değerleri, sadece diyabet mellite bağlı olan bir renal bozukluğun sonucu olabileceği gibi yaş, hipertansiyon ve diğer faktörlerin de etkisinin olabileceği akılda tutulmalıdır. ABSTRACT Doppler sonography is an imaging modality which has ability to detect blood flow and it's caracteristic. So it could give diagnostic or usefull knowledge about renal disease. Thirty to thirty-five percent of IDDM and 15-20 % of NIDDM patients develop nephropathy. Nephropathy is an important complication of DM leading to end-stage renal failure. Diabetic nephropathy especially causes vascular bed changes causing increased renovascular resistance that could be dedected by Doppler sonography. Ninety-four patients with diabetes mellitus and 28 patients as control group were evaluated by Doppler US between April 1999 and February 2000 at Ondokuz Mayıs University Hospital `renovascular` for renal pathology. Patients were divided into groups according to the presence and degree of nephropathy as group 1 (normoalbuminuric), group 2 (microalbuminuric), group 3 (macroalbuminuric). In addition, patients and control group were subdivided acccording to age (over 55, under 55 years) and presence of hypertension (normotensive, hypertensive). Correlation between Doppler indexes and, age, duration of diabetes mellitus, hypertension, serum creatinin level, creatinin clearance and gray scale US findings (length, parenchyma thickness and echogenicity of kindeys) were evaluated. Kruskal-Wallis and Mann- Whitney U tests were used for stastistical analyses. Comparision of RIs and Pis between DM patients and control group showed stastistically significant higher resistive index (RIs) and pulsatilite index (Pis) in DM patients (RIs 0.71+0.09 and 0.62+0.05, Pis 1,45+0.39 and 1,10+0.11) respectively. These were stastistically significant. Doppler indexes were increased as the diabetic nephropathy progressed. A RIs higher than 0.70 was accepted as abnormal and it was present in none of the 28 control patients and in 20 of 54 in group 1 (37%), 15 of 22 in group 2 (68.2%) and 13 of 18 in group 3 (72%). RIs and Pis had shown a strong correlation with the duration of disease, serum creatinin level, serum creatin clearenca and presence of hypertension. In conclusion, increased Doppler indexes are indicators of increased renovascular resistance. However Doppler indexes has no superiority to laboratory findings for the diagnosis of early diabetic nephropathy. Increased Doppler indexes of diabetic patients could also be due to hypertension, increased age and other factors. VI
Collections