Türk basınında Çanakkale Muharebeleri (Kasım 1914-Şubat 1916)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışma, Çanakkale muharebelerinin basın tarafından kamuoyuna aktarımını irdeleyen çalışmanın genel bir değerlendirmesi mahiyetinde olup, 1914-1916 tarihlerini içeren yüz'ün üzerinde süreli yayın taranarak hazırlanmıştır: Yirminci yüzyılın ilk çeyreğine halkın haber alma kaynaklarının en moderni, basın idi. I. Dünya Savaşının başlamasıyla beraber, zaten iktidara geldiği andan itibaren basına pek çok sınırlama getiren Îttihat-Terakki yöneticileri sansür uygulamalarında daha da katı davrandılar. Basın bu dönemde sansürden dolayı bir çok gelişmeyi olduğu gibi yansıtamamış, pek çok olumlu gelişme abartılmış, olumsuz pek çok olay da hiç verilmemiştir. Bütün bu gelişmelere rağmen yine de gazete ve mecmualar, halkın tek haber alma kaynağı olmuş; bu sebeple tirajlarında da büyük artışlar olmuştur. Avrupa'da başlayan savaşla beraber Türk basınının Alman başarılarını övgülerle ayyuka çıkardığı görülmektedir. Peşinden hükümetin `tarafsızlık`la ilgili gayret ve girişimlerini satırlarına aktarılmış; harbin etki alanı yayıldıkça hükümetin `seferberlik ve sıkıyönetim ilanı`, `Boğazların kapatılması` ve `kapitülasyonların kaldırılması` gibi uygulamaları hükümetin istediği şekilde okuyucuya sunulmuştur. Bu gelişmeleri Padişahın ve Enver Paşa'nın istek ve kanaatlerini içeren `İrade` ve `Beyanname`ler takip etmiştir. İngiltere'ye sipariş edilip, yapımı bittiği halde teslim edilmeyen iki savaş gemisinin Osmanlı Devletine devredilmemesi, İngiltere'nin aleyhine büyük bir kamuoyu oluştururken, Almanya'ya bir adım daha yaklaşmak için büyük bir vesile olmuş; buna mukabil iki Alman savaş gemisinin Türk donanmasına katılması haberlerinin propaganda içeriği ise yoğunlaştırılarak sunulmuştur. Eylül ve Ekim ayı süresince gazetelerde Osmanlı Devleti 'nin de savaşa girip girmeyeceği, tarafsızlığına devam edip etmeyeceği konusunda sıkça yazılar yazılmaya, yorumlar yapılmaya devam edilmiştir. Karadeniz bombardımanı sonucu savaşa girilip İtilaf Devletleri'ne karşı cihat ilan edilmesi, basının birincil gündemini de belirlemiştir. Artık Osmanlı Devleti'neDoğu cephesinden sürdürülen saldırılar, askerlik çağrıları, İtilaf Devletlerinin birbirleri arasındaki ilişkiler, tarafsız devletlerin (Bulgaristan, Romanya, İtalya ve Yunanistan v.b.gibi) Osmanlı devletine karşı tutumları da özenle irdelenmiştir. Özellikle İtilaf Devletlerinin, tarafsız devletleri kendi yanlarına savaşa çekmek için yaptıkları girişimleri içeren konulara -özenle- yer verilmiş; tarafsız devletler de onlara katılmamaları için gerekçeleri gösterilerek uyarılmış; bazen de Osmanlı Devleti ve Almanya tarafına geçmeleri istenmiştir. Harp boyunca basın, hükümete karşı desteğini hiç eksiltmemiş; sütunlarını askerliğe çağrı ilanları, harbe maddi katkı istekleri ve hayır kurumlarına yardım yapılması ilanlarına açmıştır. (Bu çağaların halkı savaş psikolojisine hazırlamada ve savaş süresince halkın birliğini sağlamada katkıları olduğu muhakkaktır.) Hükümetin bu konuda gerekli tedbirleri aldığı da özenle vurgulanmaktadır. Boğaz'ın zorlanmasıyla beraber, basının gündeminde Çanakkale cephesi ile ilgili gelişmeler hep birinci sırayı işgal ediyordu. Çünkü Çanakkale'de yaşanacak en küçük bir olumsuzluk bile başkent ve hilafet merkezi olan İstanbul'u büyük bunalımlara sevk edecek konumda idi. Bazı köşe yazarları da, Boğaz'a yöneltilen saldırıların `nümayiş`, `blöf ve `Türk toplarının menzilini öğrenmek` gibi maksatlarla yapılmış olabileceği yorumunu yaparak İtilaf kuvvetlerinin Boğazı ele geçiremeyecekleri görüşünü hamasetle yoğurarak okuyucularıyla paylaşıyordu. Bu sebeple bir süre basın Çanakkale cephesinin açılış sebeplerini irdeledi. Bazı köşe yazarları da, Boğaz'a yöneltilen saldırıların `nümayiş`, `blöf ve `Türk toplarının menzilini öğrenmek` gibi maksatlarla yapılmış olabileceği yorumunu yaparak İtilaf kuvvetlerinin Boğazı ele geçiremeyecekleri görüşünü hamasetle yoğurarak okuyucularıyla paylaşıyordu. Peşinden de Çanakkale'nin geçilmez olduğunu vurgulayan pek çok makale daha yayımlandı. Bu kanaatini destekleyen pek yabancı basından da pek çok haber ve makaleye yer verildi. Ordunun Balkan Harbinin kara lekesini silmek için gerekirse büyük fedakarlıklarda bulunmak mecburiyetinde olduğu sürekli vurgulanıyordu. Çanakkale ile ilgili basın, genel olarak dört haber ve bilgi kaynağından besleniyordu: Temel kaynak, Karargah-ı Umumi'den gönderilen resmi tebliğlerdi. IIBazı gazete ve büyük mecmuaların cephedeki özel muhabirlerinin ulaştırdıkları haber ve bilgiler ikinci sırayı teşkil etmekteydi. Peşinden yabancı basından Türk harp başarısını ve Türk görüşünü destekleyen yorum ve bilgiler iktibas edilerek alınmaktaydı. Bu üç kaynağın ışığında köşe yazarlarının hamaset yüklü ve siyasi ağırlıklı yazıları da büyük yekun tutmaktaydı. Resmi tebliğlerde olumsuz hiçbir şeyden bahsedilmediği gibi; her şeyin yolunda gittiği, Türk kuvvetlerinin sürekli başarılı olduğu, düşmana büyük kayıplar verdirildiği, Türk kaybının çok az olduğu, subay-er herkesin elinden gelen her türlü çaba ve büyük kahramanlıklar gösterdiği bildiriliyordu. ilk bombardımandan 18 Mart 1915'te gerçekleşen büyük saldırıya kadar geçen süre zarfında İtilaf donanmasının durumu, Türk istihkam ve tabyalarının kuvvetliliği, Türk topçularının kahramanlıkları, Çanakkale'nin geçilmezliği, düşmanın hiçbir çabasının fayda vermeyeceği içerikli haber ve yorumlar -yabancı basından iktibaslarla da desteklenerek- okuyucuya sunuluyordu. 18 Mart zaferi sonucu ortaya çıkan sevinç ve coşku muhteşem şekilde yansıtıldı. Ülkenin her bir köşesinde büyük şenlikler yapıldığına ilişkin haberler uzun süre gündeme taşındı. Ferdi kahramanlıklara da büyük yer verildi. 25 Nisan 1915-9 Ocak 1916 tarihleri arasında cereyan eden kara muharebeleri ile ilgili basının yaklaşımı yine her şeyin iyi ve yolunda gittiği yönünde hamaset yüklü haber ve yorumlarla kurgulu idi. Düşmanın her bir zayiatı bütün detayı ile aktarılırken, Türklerinki de kamuoyu rahatsız edilmeyecek oranda küçültülerek veriliyordu. Ferdi kahramanlıklar basın aracılığıyla gün yüzüne çıkarılıyor, övgü ve ödül takdimini içeren haberlere özenle yer ayrılıyordu. İtilafçıların ölü ve yaralılarına gerekli özeni göstermediği ve gereken tedbirleri almadığı dile getiriliyordu. İtilaf kuvvetlerinin uçak ve donanmasıyla Kızılay işaretini hiçe sayarak defalarca Türk hastane ve hastane gemilerine saldırmasını kınanıyordu. Resmi tebliğlerde ve özel muhabirlerin ulaştırdıkları telgraflarda harp sahasında İtilaf Devletleri'nin fena kokulu gaz kullandıkları haberi gündemdeki yerini sürekli koruyordu. Güncel haber ve yorumların yanında savaştaki başarıyı betimleyen, kamuoyunun heyecanını kamçılayan her türlü görsel malzeme (resim, fotoğraf, IIIharita, kroki), karikatür, kahramanlık şiirleri v.b. gibi propaganda araçlarına da sık sık başvuruluyordu. Elde edilen ganimetlerden ve esirlerden bahsediliyor; esirlere iyi muamele edildiğini gösterir tarzdaki haber, yazı ve fotoğraflarla, ele geçirilen ganimet resimleri, sayfaları süslüyordu. Sonuç olarak basın, sansürlerle örülü olarak kendine sunulan hareket sahasında Çanakkale savaşını -imkanları ölçüsünde ve izin verildiği oranda- başarıyla kamuoyuna aktarmaya büyük gayret sarf etmiştir. IV SUMMARY Turkish Press During The Çanakkale Wars This study is a general evaluation of the manner in which the battles at Gallipoli were reported to the public by the press. İt was prepared through a search of periodicals and newspapers covering the years 1914 to 1916. In the first quarter of the twentieth century, the community's most modern source for receiving information was the press. With the start of the First World War, the directors of the Committee of Union and Progress, who had already limited press from the beginning of their power, behaved much more cruel in the censorship practices. Press couldn't reflect many incidents as they had happened, the positive developments were exaggerated to the unreal and many negative events weren't accepted. Despite all these incidents the newspapers and the bulletins were the community's only source for receiving information and due to this fact there have been big increases in their circulation. Together with the war started in Europe, Turkish press exaggerated German's success with compliments. Moreover the endeavors and the enterprises for `impartiality'` were adapted and the government's applications of `declaration of mobilization and discipline`, `closure of the Straits` and `abolishment of the capitulations` were offered to the reader in the way the government wishes, `trade` and `Beyanname` were the following incidents including the Ruler's and Enver Pasha's wills and opinions. Two war ships which were ordered to England, weren't delivered to the Ottoman Government although their construction was over, established a great public opinion against England and caused a reason for another step toward Germany; subsequently the addition of two German warships to the Turkish navy was presented coarsely. During September and October, many articles and comments were written on the subjects of Ottoman Government's possible position in the war and the continuation of its impartiality. VThe declaration of war by the Ottoman Government against Entente Powers due to the Black sea bombing, determined the primary agenda of the press. The attacks on Eastern front, military call-ups, the internal relations of Entente Powers and the policies of the impartial states (Bulgaria, Romania, Italy and Greece etc.) against the Ottoman Government were observed deeply. Especially the incidents, explaining the enterprises of Entente Powers with the aim of gaining supporters in war, were deeply studied and the impartial states were warned not to contribute to entente or were asked to help the Ottoman Government or Germany. During the war, the press constantly supported the government and gave space for the advertisements of military call-ups, financial contributions to the war and help to the charity institutions. (It is for certain that these calls contributed to prepare the community for the war and guarantee the unity of the community during war.) It was deeply emphasized that the government had taken necessary precautions. After the force on the strait, the incidents on Çanakkale front were the primary news on press' agenda, since even a smallest negativity in Çanakkale could lead Istanbul, which was the capital and the center of the caliphate, to a big crisis. Due to this and in order to lessen the tension, some commentors from the press presented the idea that the attack toward the Strait had the aim of `demonstration`, ``bluff and `learning Turkish cannons' range, stressing that the entente powers would be unable to get control of the strait. The press examined the reasons for the Çanakkale front's opening for a while, then many articles were published stressing that Çanakkale was unobtainable. Many news and articles from the foreign press were also added supporting this thought. It was often expressed that the army had the compulsion of a big devotion in order to wipe the black spot of the Balkan War. The press was generally fed about Çanakkale by four different sources of news and information: The main source was the official notifications sent from the General Headquarters. The news and information given by some newspapers and private correspondents of big bulletins from the fronts were the secondary source. Comments and information supporting Turkish war success and policy were adapted. VIprivate correspondents of big bulletins from the fronts were the secondary source. Comments and information supporting Turkish war success and policy were adapted. With all these three sources the articles which were political and epic had a big space. No negativity was reported in official notifications but it was expressed that everything was all in order, Turkish forces were all successful, the enemies were in loss, Turks were in the least loss and all the soldiers were in great endeavor and great bravery. During the time between the first bombing and the big attack on 1 8th March 1915, the position of the Entente Navy, the strength of Turkish fortification and forts, the bravery of Turkish artillerymen, Çanakkale's unobtainty, enemy's hopeless attacks were presented to the reader being supported from the foreign press. The pleasure and excitement was reflected magnificently after the 1 8 March victory, news of the big gaieties over the country were presented for a long time. Personal braveries were also added. The land warfare's between25th April 1915-9th January 1916 were also reflected in a very positive way. Enemy's loss were given all in detailed, but Turkish loss were reduced not to be disturbing for the public. Personal braveries were especially presented. It was expressed that the Ententes weren't careful about their dead and wounded people, the Ententes were blamed of their attacks to Turkish hospitals and hospital ships ignoring the signs of Red Crescents. It was often presented that the Entente Powers were using smelling gas on battlefields. Besides daily news and comments, each kind of visual material (pictures, photos, maps, drawings); caricatures, bravery poems which stimulate public's excitement were often given. The situation of plunders and the captives were told stressing the good treatment upon them, supported by articles and photos. As a result, within a limited space bordered by censorships of the government, the press did its best to present the Çanakkale War to the public opinion successfully. VII
Collections