Erkek meme görüntüleme yöntemleri ve değerlendirilmeleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Amaç : Meme ile ilgili şikayetleri nedeniyle radyoloji bölümüne yönlendirilen erkek hasta sayısı oldukça azdır. Bu nedenle radyologların erkek meme görüntülemesi konusundaki deneyimleri genellikle yetersizdir. Bu çalışma ile amacımız 1994 ile 2002 yıllan arasında radyoloji bölümümüzde meme görüntülemesi yapılan erkek hastaların mamografı ve ultrasonografi bulgularını tartışmaktır. Ayrıca hasta grubumuzun çoğunluğunu oluşturan jinekomastililerde memedeki glandüler yapıların mamografi ve ultrasonografi görünümlerini karşılaştırmak, malignensi ile karışabilecek tipleri ve bunların radyolojik bulgularını, sayısı azda olsa yine kendi grubumuzdaki infıltratif duktal karsinomlu hastaların mamografı ve ultrasonografi görüntülerinden yararlanarak vurgulamayı amaçladık. Gereçler ve Yöntem: Bölümümüze başvuran 86 erkek hastanın 76'sı mamografi ve ultrasonografi, 10'unda sadece ultrasonografi incelemesi yapıldı. Jinekomasti düşünülen hastalar mamografi görüntülerinde fibroglandüler eleman dağılım tiplerine göre, dendritik, nodüler, nodülo-dendritik olarak gruplara ayrıldı. Bu grupların mamografi ve ultrasonografi görünümleri kendi aralarında karşılaştırıldı ve infıltratif duktal karsinomlu 4 hasta ile birlikte tartışıldı. Bulgular: Seksenaltı hastanın 71 'inde (%83) jinekomasti, 7'sinde (%8) yağlı meme büyümesi (adipomasti), 3 'ünde (%3) normal meme dokusu, 4 hastada infıltratif duktal karsinom (%5), 1 hastadaysa anjiomyolipom tespit edilmişti. 71 jinekomastili hastanın 61 'inin mamografi ve ultrasonografisi bulunmaktaydı. Bu olguların 16'sında (%26) jinekomastinin mamografık tipi dendritik, 20 hastada (%33) nodüler, 18 hastada (%30) nodüler-dendritikti. Yedi olguda (%11) mamografi ile her iki memede farklı jinekomasti formları saptandı. Ultrasonografi bulguları dendritik tip jinekomastilerin ll'inde (%69), nodüler-dendritik tiplerin 6'smda (%33), nodüler tiplerinse 4'ünde (%20) hiperekoik fibroglandüler elemanlar şeklinde görüldü. Hipoekoik üçgen ya da nodul şeklinde görünüm dendritik tip jinekomastilerin 5 'inde (%31), nodüler-dendritik olanların 9'unda (%50), nodüler tiplerinse 16'sında (%80) saptanmıştır. Üç bilateral nodüler-dendritik jinekomasti hastasında iki tarafta faklı ultrasonografi görünümleri belirlenmişti. Malign lezyonu bulunan 3 hastada homojen veya heterojen iyi sınırlı solid lezyon ve aksiller lenfadenopati görülürken, dördüncü hastada irregüler sınırlı, hafifposterior gölge oluşturan hipoekoik areola altı lezyon ve aksiller lenfadenopati görülmüştü. Üç hastada mamografı bulguları belirginken dördüncü hastada yetersizdi. Sonuç: Mamografi ile yaygın fibroglandüler elemanlar veya ultrasonografı ile hiperekoik fibroglandüler elemanların tespit edildiği durumlarda jinekomasti tanısı çok daha kesin konacaktır. Ultrasonografı jinekomastiyi malignensiden ayırt etmekte ve aksiller lenfadenopatileri belirlemede etkilidir. Hipoekoik lezyonlar malignensiyi taklit edebilir. Mamografı ve ultrasonografı görüntülerindeki bulguların beraber değerlendirilmesinin, doğru tanıya ulaşmayı sağlayacağı açıktır. Doğru tanıya ulaşmak için bu iki tetkikin beraberce uygulanması önemlidir. Anahtar kelimeler: Jinekomasti, Erkek Memesi, Mamografı, Ultrasonografi, Erkek Meme Kanseri VI ABSTRACT Purpose: Men with complaints related to breast referred to radiology departments are very few in number. Because of that many radiologists would have limited experience about men breast imaging. Our aim in this study to discus our mammographic and ultrasonographic findings in men with breast complaints between 1994 and 2002. We also compare mammographic and ultrasonographic views of fibroglandular paterns in different types of gynecomastia which was the largest group in our patient population. And we aimed to stress mammographic and ultrasonographic findings in men with gynecomastia whose lesions could mimic malignancy and compare them with few patients who have biopsy proven infiltrating ductal carcinoma. Materials and Methods: Of 86 male patients who referred to our department 76 men were evaluated with both mammography and ultrasonography and 10 with ultrasonograpy alone. We grouped gynecomastia patterns in mammoraphy according to fibroglandular distribution and called them dendritic, nodular, nodular-dendritic. We compared these three groups according to their mammographic and ultrasonographic findings and discussed imaging findings of 4 patients with infiltrating ductal carcinoma. Results: We evaluate 86 patients; 71(83%) of these had gynecomastia; 7(8%) fatty breast enlargement (adipomastia), 3(3%) normal male breast, 4(5%) infiltrating ductal carcinoma and 1 angiomyolipoma were also noted. Of 71 patients with gynecomastia 61 had mammograms. Gynecomastia type was dendritic in 16(26%), nodular in 20(33%) and nodular - dendritic in 18(30%). Seven (11%) patients had different mammographic and ultrasonographic types in each breast. Ultrasound findings in 11(69%) of dendritic, 6(33%) of nodular - dendritic, 4(20%) of nodular types showed hyperechoic fibroglandular tissue, but in 5(31%o) of dendritic, 9(50%) of nodular- dendritic, 16(80%) of nodular types ultrasonography showed subareolar triangular or nodular sonolucency. Three cases with nodular - dendritic gynecomastia in mammographs, ultrasonography showed different forms in each breasts. Ultrasonographic diagnosis is less certain in those patients with subareolar lucency. Three of malign lesions were seen as inhomogeneous or homogeneous, hypoechoic well circumscribed solid lesions with axillary lymphadenopathy. Fourth patient had hypoechoic retroareolar mass with irregular borders, few posterior shadow and axillary lymphadenopathy. Three had apparent, fourth one had subtle mammographic findings. VIIConclusion: When diffusely scattered fibroglandular elements or hyperechoic sonographic views were seen, diagnosis of gynecomastia would be much more easy. Ultrasound can differentiate gynecomastia from malignancy and show axillary lymphadenopaties. Gynecomastia with hypoechoic ultrasound views can mimic malignancy. It is apparent that careful attention to subtle changes on both mammogram, breast and axillary sonogram is necessary to make accurate diagnosis. It is necessary to combine the two modalities to improve diagnostic accuracy. Key words: Gynecomastia, Male Breast, Mammography, Ultrasonography, Male Breast Carcinoma ÎC YÜKSEKÖ?RETİM HDUJUI DOKÛMAMASYON MERKEZİ VIII
Collections