1990-2001 yılları arasında tanı alan romatizmal karditli hastaların klinik özellikleri ve kardit prognozuna etki eden faktörlarin belirlenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Akut Romatizmal Ateş (ARA), çocukluk döneminde edinsel kalp hastalıklarının en önemli nedenidir. Gelişmiş ülkelerde ARA ve neden olduğu Romatizmal Kapak Hastalığı (RKH) az görülürken, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Bu toplumlarda hastalığın erken dönemde tanınıp, tedavi edilmesi ve proflaksinin titizlikle uygulanması, hastalığın sekellerini önlemek açısından büyük önem taşımaktadır. Bu yaklaşımdan yola çıkarak, ünitemizde son 11 yılda tam alan ARA ve RKH olan hastaların klinik bulgularım ve karditli hastalarda prognozu etkileyen etmenleri belirlemek amacıyla bu çalışmayı planladık. Çalışmamızda 1990-2001 yıllan arasında tam alan ve düzenli olarak kontrollere gelen 309 ARA'li hasta değerlendirilmiştir. ARA ve RKH'nın görülme oranının önceki 10 yıldan farklılık göstermediği görülmüştür. Hastaların %70'inde RKH saptanmış ve hastaların çoğunluğunda kardit hafif şiddette bulunmuştur. Karditin bu kadar yüksek oranlarda görülmesi ürkütücü olduğu kadar, ekokardiyografik incelemenin kardit tanısındaki önemini göstermesi bakımından da dikkat çekicidir. Romatizmal kapak hastalığının prognozuna etki eden faktörler incelendiğinde, hastalığın şiddetinin, romatizmal aktivite süresinin, tedaviye başlama zamanının ve düzenli proflaksi uygulanmasının prognozda önemli olduğu saptanmıştır. Tüm bu bulguların ışığında, erken tam ve tedavinin yanısıra düzenli proflaksi uygulanması ile romatizmal ateşin hayatı tehdit eden komplikasyonlarından korunulabileği kanısına varılmıştır. VIII ABSTRACT Acute rheumatic fever (ARF) is the major cause of acquired valvular disease of childhood. Although ARF and its most important sequela, Rheumatic Valvular Disease (RVD) are rare instances in developed countries, they are still important problems in underdeveloped and developing countries. Early diagnosis, treatment and compliance with secondary prophylaxis are important factors to prevent the sequela especially for populations in which predisposing environmental conditions can not be improved. So we have planned to determine the clinical features and the factors influencing the prognosis in ARF. In this study, 309 ARF patients who have been diagnosed and followed up between 1990-2001 in our hospital were included. The incidence of ARF and RVD did not show any difference from the previous decade. RVD was diagnosed in 70 percent of ARF patients and was usually mild in severity. This disturbingly high ratio of RVD underlies the value of echocardiographic study in all patients with ARF. The severity of the disease, duration of the rheumatic activation, the timing of the therapy and application of routine secondary prophylaxis are found the most important factors in prognosis. According to these findings, we think that with early diagnosis and treatment together with routine prophylaxis it is possible to prevent life threatening complications of rheumatic fever. Key words: Rheumatic fever, rheumatic valvular disease, children DC
Collections