Kontrolsüz hemorajik şok modelinde pnömoperitonyum`un hemodinamik, solunumsal ve renal etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Amaç: Laparaskopik cerrahi uygulamalar, cerrahinin her sahasında olduğu gibi travma hastalarında da tanısal ve tedavi amaçlı uygulanmaya başlanmıştır. Ancak bu konudaki çalışmalar sınırlıdır. Intraabdominal kanama nedeni ile uygulanacak laparaskopik cerrahi esnasında pnömoperitonyumun olumlu veya olumsuz etkileri bilinmemektedir. Bu amaçla sıçanlarda oluşturulan deneysel hemorajik şok modelinde pnömoperitonyumun; solunumsal, hemodinamik ve renal etkileri araştırılmıştır. Materyal ve metot: Bu çalışmada genel anastezi altında 80 adet Wistar cinsi erkek (294,56±31,24) sıçan kullanıldı. Deney öncesi hazırlık ve monitörizasy ondan sonra sıçanlar 8 gruba ayrıldı. Grup l'de dalak travması ve pnömoperitonyum oluşturulmadı. Grup 2'de sadece dalakta grade 41aserasyon oluşturuldu. Grup 3, Grup 4, Grup 5' de dalakta grade IV laserasyon oluşturulmadan farklı basınçlarda pnömoperitonyum oluşturuldu. Grup 6, Grup 7, Grup 8 'de dalakta grade IV laserasyon oluşturularak farklı basınçlarda pnömoperitonyum oluşturuldu. Deney süresince 10 dakikalık intervallerle sıçanların; ortalama arteryel basınç değerleri, solunum ve nabız sayıları takip edilerek sıçanların vücut ısıları 37 °C'de tutuldu. Deneyin başlangıcında hemoglobin, hematokrit, arteryel kan gazı, biyokimyasal analizler için kan alındı. 15. dakikada hematokrit, 50.dakikada hematokrit, arteryel kan gazı ve deneyin sonunda hemoglobin, hematokrit, arteryel kan gazı analizleri için kan alındı. Deneyin bitiminden sonra sıçanların 24 saatlik idrarları toplandı ve biyokimyasal analiz için kan alındı. Kayıt edilen tüm değerlerin varyans analizi yapılarak bu analizi takiben Tukey HSD testi ile istatistiksel analizleri yapıldı. Bulgular: Arteryel kan gazı analizleri sonucunda Grup 8 'de ki sıçanların pH, parsiyel oksijen basıncı, bikarbonat değerlerinde diğer gruplardaki sıçanların değerlerine göre düşme; parsiyel karbondioksit basıncı, baz defısiti değerlerinde diğer gruplardaki sıçanların değerlerine göre yükselme anlamlı idi (P<0,05). 24 saatlik biriktirilen idrarların analizleri sonucunda; Grup 8 'de ki sıçanların idra volümü, glomerüler filtrasyon hızı değerlerinde diğer gruplardaki sıçanların değerlerine göre düşme, idrar osmolarite, fraksiyonel sodyum eskresyonu değerlerinde diğer gruplardaki sıçanların değerlerine göre yükselme anlamlı idi (P<0,05). Sonuç: Yüksek basınçta pnömoperitonyum oluşturulan ve dalak travması yapılan gruptaki sıçnlarda asidozun daha ciddi olduğu, 24 saatlik idrar analizleri IIIsonucunda bu gruptaki sıçanların belirgin olarak idrar volümlerinin azaldığı, idrar osmolarite değerlerinin yükseldiği, fraksiyonel sodyum eskresyonunun arttığı, glomerüler filtrasyon hızının azaldığı görüldü, intraabdominal hemoraji durumunda yüksek basınçta pnömoperitonyumun klinik durumu daha fazla kötü yönde etkileyebileceği görüldü. Travma hastalarında tanısal veya tedavi edici amaçlı laparoskopik cerrahi girişimlerin uygulanabilmesi için; bu konuda travma hastalarında yapılacak klinik çalışmaların sonuçları beklenmelidir. Anahtar kelimeler: Pnömoperitonyum, Hemoraji, abdominal kompartman sendromu. IV ABSTRACT Background: Laparoscopik surgical interventions are being used in trauma patients for diagnostic and therapeutical purposes as in the other fields of surgery. But there are limited studies in this subject. The positive and negative effects of pneumoperitoneum during the laparoscopik surgery is still not known. The hemodynamic, reespiratory and renal effects of pneumoperitoneum in the experimenyal hemorrhagic model is investigated in rats. Material and metot: In this study 80 Wistar male rats (294,56±31,24) are used under general anaesthesia. These rats were divided into 8 groups after pre-experimental study and monitorization. In Group 1 no splenic trauma and pneumoperitoneum was present. In Group 2 There was only grade 4 splenic laceration. In Group 3, Group 4, Group 5 there were no splenic laceration but pneumoperitoneum in different pressures. In Group 6, Group 7, Group 8 there were both grade 4 splenic laceration and pneumoperitoneum. During the experiment with 10 minutes intervals the mean arterial pressure were monitored and body temperatures were at 37 °C. In the beginning of the experiment for the haemoglobin, hematocrit, arterial blood gases and biochemical analyses blood was obtained. After the experiment 24 hours urine output were collected and blood was obtained for biochemical analysis. Variant analysis of the recorded data was performed and after this analysis Tuke HSD test was statistically performed. Result: After the arterial blood gases analysis the pH, partial oxygen pressure and bicarbonate levels of Group 8 were lower than the other groups; the partial carbon dioxide pressure and base deficit were statistically higher than the other groups (P<0,05). After the analysis of 24-hour urine output; the glomerular filtration rate and volume were statistically lower than the other groups; urinary osmolality, fractional sodium excretion levels were statistically higher than the other groups (P<0,05) Conclusion: Acidosis in high-pressure pneumoperitoneum and splenic traumatized rats was severe, and 24 hours urinary volume of these rats significantly decreased, urinary osmolality values increased, fractional sodium excretion was increased, glomerular filtration rate was decreased.In intra-abdominal haemorrhage high-pressure pneumoperitoneum may worsen the clinical situation. In trauma patients for the application of diagnostic and therapeutical laparascopic surgery; the results of the clinical studies should be seen. Key Words: Pneumoperitoneum, Haemorrhage, Abdominal Compartment Syndrome VI
Collections