Malign plevral effüzyonda farklı plörodezis yöntemleri ile talk ve oksitetrasiklinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada, malign plevral effüzyonun palyatif tedavisinde plörodezisin farklı yöntemler ve farklı sklerozan ajanlar kullanılarak klinik yanıtının değerlendirilmesi amaçlandı.Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı'nda Mayıs 20001-Eylül 2003 arasında malign plevral effüzyon nedeniyle plörodezis uygulanan 47 olgu çalışmaya alındı.Hastalar; Karnofski performans durumu 60 ve üzerinde, semptomatik, 1 aydan fazla sağ kalım ve tam akciğer ekspansiyonu sağlanabilen olgulardan seçildi. Olgular dört gruba ayrıldı. Grup I (n=16) olgulara tüp torakostomi-oksitetrasiklin (70 mg/kg), grup II (n=11) olgulara torakoskopi-plevral abrazyon, grup III (n=10) olgulara torakoskopi-talk (4 gr), grup IV (n=10) tüp torakostomi-talk (4 gr) uygulandı. Alınan plevral sıvı (PS) ve serum örneklerinde, laktat dehidrojenaz (LDH), total protein, glukoz, sitoloji çalışıldı. Plörodezis başarısı; 24. saat, 1. ay, 3. ay, 6. ayda çekilen göğüs radyografisi ve/veya göğüs bilgisayarlı tomografi ile değerlendirildi.Olguların 34'ü (%72.3) kadın, 13'ü (%27.7) erkek idi. Yaş ortalaması 58±12.21 (18?71) yıl bulundu. Ortalama Karnofski performans durumu 76±7.91 saptandı. Olguların 21'inde (%45) malign plevral effüzyon tanısı torakoskopik biyopsi ile konuldu. En sık malign plevral effüzyon nedeninin meme kanseri (n=17, %40), ikinci sıklıkta akciğer kanseri (n=13, %31) olduğu görüldü. Gruplar arasında; plevral sıvı LDH (p=0.240), serum LDH (p=0.170), PS/serum LDH (p=0.129), plevral sıvı total protein (p=0.696), serum total protein (p=0.361), PS/serum total protein (p=0.691), plevral sıvı glukoz (p=0.524) değerlerinde istatistiksel olarak önemli bir fark tespit edilmedi. Göğüs tüpü süresinin, grup III'te (4.4±1.77 gün, 3?8 gün) diğer gruplara göre daha kısa olduğu tespit edildi, bu süre istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0.026). Gruplarda plörodezis başarısının değerlendirilmesinde tam cevap; grup I'de %67, grup II'de %77, grup III'te %85, grup IV'te %74 olarak bulundu. En uzun sağ kalımın meme kanserinde (10.42.26 ay) olduğu görüldü. Olguların 28'inde (%59) yan etki görüldü. En sık yan etki ağrıydı (%34). Ciddi yan etki olarak torakoskopik yolla talk uygulanan 2 olguda reekspansiyon akciğer ödemi görüldü.Malign plevral effüzyonda sağ kalım süresi kısa olduğundan, semptomatik hastalarda tedavide palyatif amaçlı plörodezis uygulanır. Plörodezis işleminde hasta ve uygulanacak yöntemin seçimi oldukça önemlidir. Günümüzde, torakoskopi malign plevral effüzyon tanı ve tedavisinde tercih edilen etkin bir yöntem, talk etkin bir sklerozan ajandır. In this study, we aimed to evaluate clinical results of pleurodesis by using different methods and sclerosant agents in treatment of malignant pleural effusion.Forty-seven cases who underwent pleurodesis because of malignant pleural effusion was studied between May 2001 and September 2003 in Ondokuz Mayis University, School of Medicine, Department of Thoracic Surgery. Cases were selected among the ones who had Karnofski performance status equaled to 60 or over 60, symptomatic, expected survival was over one month, and full expansion in lungs was possible. Cases were divided into four groups; tube thoracostomy and oxytetracycline (70 mg/kg) was applied to Group I (n=16), thoracoscopy and pleural abration was applied to Group II (n=11), thoracoscopy and talc (4 gr) was applied to Group III (n=10), and tube thoracostomy and talc (4 gr) was applied to Group IV (n=10). Lactate dehydrogenase, total protein, glucose, cytology were studied in pleural fluid (PF) and serum samples. Success rate of plurodesis was evaluated by chest radiography and/or chest computed tomography taken after 24 hours, 1 month, 3 months and 6 months.Thirty-four (72.3%) of the cases were female and 13 (27.7%) was male wtih mean age 58±12.21 (range 18?71) years. Mean Karnofski performance status was 76±7.91. Malignant pleural effusion was diagnosed by thoracoscopic biopsy in 21 (45%) of the cases. The most frequent reason for malignant pleural effusion was found to be breast cancer (n=17; 40%), and the second most frequent was found to be lung cancer (n=13; 31%). Between groups, no significant difference could be found in pleural fluid LDH (p=0.240), serum LDH (p=0.170), PF/serum LDH (p=0.129), pleural fluid total protein (p=0.696), serum total protein (p=0.361), PF/serum total protein (p=0.691), pleural fluid glucose values (p=0.524). Duration of tube thoracostomy in Group III (4.4±1.77 days, 3?8 days) was observed to be shorter than of the other groups and it was statistically significant (p=0.026). In evaluation of success rate of pleurodesis in groups, success was as 67% in Group I, 77% in Group II, 85% in Group III and 75% in Group IV. The longest survival was found to be in breast cancer (10.4±2.26 months). In 28 cases (59%) adverse effects was observed and pain (34%) was the most frequent adverse effect. Reexpansion pulmonary edema was observed as a serious adverse effect in two cases who underwent thoracoscopy-talc pleurodesis.Because of the short survival time in malignant pleural effusion, in symptomatic patients pleurodesis is applied as a palliative treatment. In pleurodesis, the selection of the patient and the method to be applied is very important. Today, thoracoscopy is an effective method in diagnosis and treatment of malignant pleural effusion, and talc is an effective sclerosant agent.
Collections