Tc-99m sestamibi gated spect ile hesaplanan sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu değerlerinin, perfüzyon defekti saptanan hastalarda ekokardiyografi sonuçları ile karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Koroner kalp hastalığında prognozun en güçlü belirleyicisi sol ventrikül performansı ve sol ventrikül ejeksiyon fraksiyon (SVEF) değeridir. Özellikle akut miyokard infarktüsü (MI) sonrası yaşam süresini belirlemede sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun doğru olarak belirlenmesi büyük öneme sahiptir. Amacımız, akut MI geçiren ve miyokardial perfüzyon SPECT'de değişik büyüklükte perfüzyon defekti saptanan hastalarda gated perfüzyon SPECT ile elde edilen SVEF değerlerini ekokardiyografîk yöntemle hesaplanan SVEF değerleri ile karşılaştırmaktır. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmaya yakın zamanda MI geçiren 12' si kadın (ortalama yaş; 62 ± 13), 48'i erkek olmak üzere (ortalama yaş: 59 ± 10) toplam 60 hasta (ortalama yaş: 59 ± 1 1) alındı. Tüm hastalara M - mode ekokardiyografîk (EKO) inceleme ve aynı gün daha sonra 1110 MBq (30 mCi) teknesyum - 99m (Tc - 99m) MIBI kullanarak rest gated miyokard perfüzyon SPECT çalışması yapıldı. Sol ventrikül EF değeri gated miyokard perfüzyon SPECT ile otomatik QGS algoritmi (SIEMENS ICON SOFTWARE) aracılığıyla, EKO ile Teicholtz metodu kullanarak hesaplandı. Gated miyokardial perfüzyon SPECT görüntülerinin rekonstriksiyonu sonucu elde edilen vertikal, sagital ve koronal kesitler, 17 segment modeline göre vizüel olarak değerlendirildi : 0 = Normal perfüzyon ( % 100-70 miyokardiyal perfüzyon maximal aktivite; MA), 1 = Hafif hipoperfüzyon ( % 69 - 50 MA), 2 = Orta derecede hipoperfüzyon ( % 49 - 30 MA), 3 = Ciddi derecede hipoperfüzyon( % 29 - 10 MA), 4 = Perfüzyon Yok ( % 9 - 0 MA). Vizüel olarak belirlenen perfüzyon defektlerinin sol ventrikülde kapladığı alan, toplam miyokardiyal alana oranlanarak her bir hastada yüzde (%) olarak hesaplandı ( % SVM). Her hastanın segmental skorlarının toplamı ile toplam istirahat skoru (TİS) elde edildi. Birbiriyle komşu toplam skor 4 segment sayılarına (Defekt sayısı: DS) göre hastalar 3 gruba ayrıldı. Defekt sayısı > 4 olan hastalar geniş defektli (Grup 1; G 1), defekt sayısı 2 veya 3 olan hastalar orta defektli (Grup 2; G 2) ve defekt sayısı 1 olan hastalar küçük defektli (grup 3; G 3) hastalar olarak adlandırıldı. Ayrıca hastalar genel olarak anterior (Grup A; G A) ve inferior segmentlerinde (Grup B; G B) perfüzyon defekti içermelerine göre iki gruba ayrıldı. Gated SPECT ve EKO ile elde edilen SVEF değerleri her bir grupta (G 1, G 2, G 3,G A, G B) ve tüm hasta gruplarında lineer regresyon analizi kullanılarak korele edildi; SVEF değerlerinin karşılaştırılmasında paired T testi kullanıldı. BULGULAR : Gated SPECT(GPS) ve EKO SVEF ortalaması; tüm hastalar için GPS SVEF = % 40.18 ± 13.14, EKO SVEF = % 49.38 ± 13.05, Gl'de GPS SVEF = % 29.00 ± 8.66, EKO SVEF = % 45.13 ± 14.05, G 2' de GPS SVEF = % 43.91 ± 10.5, EKO SVEF = % 51.69 ± 12.03 ve G 3' de GPS SVEF = % 43.90 ±14.16, EKO SVEF = % 49.86 ± 13.27 olarak XIsaptandı. Gated SPECT ve EKO ile GA daki EF değerleri GPS SVEF = % 41.93 ± 13.44, EKO SVEF = % 50.10 ± 13.28, GB de ise SVEF = % 39.28 ± 12.84, EKO SVEF = % 49.32 ± 13.16 olarak hesaplandı. Defekt sayısı ortalaması genel hasta popülasyonunda DS = 2.58 ±1.84, G l'de DS = 5.33 ± 1.34, G 2'de DS = 2.30 ± 0.47 ve G 3'de DS = 1 ± 0.0 olarak saptanırken GA'da DS = 1.5 ± 1.47, G B'de DS = 3.46 ± 1.34 olarak bulundu. Gated SPECT ve EKO SVEF değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak; tüm hasta grubu (ASVEF = 9.2 ± 1 1.58, p = 0.000) ve grup l'de (ASVEF = 16.13 ± 9.18, p = 0.000) yer alan hastalar için çok anlamlı, grup 2 (ASVEF = 7.78 ± 10.29, p = 0.002) ve grup 3 (ASVEF = 5.95 ± 12.72, p = 0.04) de yer alan hastalar için anlamlı bulunmuştur. Grup A (ASVEF = 8.16 ± 12.14, p = 0.001) ve grup B'deki (ASVEF = 10.0 ± 1 1.47, p = 0.000) hastaların Gated SPECT ve EKO SVEF değerleri arasındaki fark da anlamlı bulunmuştur. Gated SPECT SVEF ile EKO SVEF değerleri arasında; grup 1 (R = 0.773, p = 0.001) için kuvvetli derecede bir ilişki bulunurken, genel hasta populasyonunda(R = 0.609, p = 0.000), grup 2 (R = 0.590, p = 0.003) ve grup 3 (R = 0.571, p = 0.005) de orta derecede bir ilişki mevcuttu. Grup A (R = 0.588, p = 0.001) ve grup B (R^ 0.61 1, p = 0.001)'de yer alan hastalar için ise orta derecede bir ilişki bulunmuştur. SONUÇ: Çalışmamızda, gated SPECT - EKO karşılaştırmasında en yüksek korelasyon sonuçlan literatür ile uyumlu olarak geniş perfüzyon defektine sahip hasta grubunda elde edildi. Genel hasta populasyonumuzda ve grupların tümünde EKO ile elde edilen SVEF değerleri gated SPECT sonuçlarından istatistiksel olarak yüksek hesaplanmakla birlikte bu fark özellikle geniş perfüzyon defektli hastalarda çok yüksek olarak bulundu (A SVEF = 16.13 ± 9.18). Geniş perfüzyon defektine sahip hastalarda EKO SVEF sonuçlarının hastanın klinik ve sintigrafik bulguları göz önüne alındığında, sistematik olarak yüksek çıkmasını desteklemekle birlikte, bu hasta grubunda gated SPECT SVEF ölçümlerinde de literatürde çelişkiler olduğundan, benzer şekilde perfüzyon defekti değerlendirme kriterleri ile miyokard infarktüslü hastalarda SVEF ölçümünde altın standart bir metod ile (radyonüklid ventrikülografı, gated kan havuzu SPECT gibi) gated perfüzyon SPECT karşılaştırma çalışmasının faydalı olacağını düşünmekteyiz. XIIANAHTAR KELİMELER 1. Gated perfuzyon SPECT 2. Miyokard enfarktüsü 3. Perfuzyon defekti 4. Ekokardiyografi 5. Ejeksiyon fraksiyonu XIII SUMMARY In coronary heart disease, left ventricular performance and ejection fraction (LVEF) are the most important prognostic factors. After an acute myocardial infarction (MI), accurate measurement of left ventricular ejection has paramount importance to determine the survival, hi our study, we tried to compare the left ventricular ejection (LVEF) values obtained from gated perfusion SPECT (GPS) with those of echocardiography (ECHO), in patients with acute MI, having SPECT defects of varying size. MATERIALS AND METHODS: Sixty patients (mean age 59 ±1 1) including 12 women (mean age 62±13) and 48 men (mean age 59±10) with recent acute MI, having at least one infarct related segment with no tracer uptake in rest Tc-99m sestamibi gated perfusion SPECT (GPS) were studied. In the same day, first M-mode echocardiography (ECHO) and then rest gated myocardial perfusion SPECT (GPS) by using 30 mCi (1110 MBq) technetium - 99 m (Tc - 99 m) sestamibi were performed in all of the patients. The left ventricular EF was quantified using automatic QGS algorithm (SIEMENS ICON SOFTWARE) and Teicholthz method in GPS and ECHO, respectively. Myocardial perfusion was visually analyzed on a five-point scoring system using a 17 segment-model as follows. Score 0= normal perfusion (100 % - 70 % myocardial perfusion maximal activity; MA), Score 1= mild hypo perfusion (69% - 50 % MA), Score 2= moderate hypo perfusion (49 % - 30 % MA), Score 3= severe hypo perfusion (29%-10% MA), Score 4= no perfusion (9%- 0% MA). The relative weight of the perfusion defects (having score 4) determined visually, were also expressed as a percentage of the left ventricular myocardium (LVM %) obtained from visual segmental analysis in each patient. The summed rest score (SRS) of the myocardial perfusion was obtained by adding perfusion scores of 17 segments. The patients were divided into three groups according to the number of adjacent score 4 segments (defect number: DN) xrvThe patients with four or more adjacent myocardial segments with score 4 perfusion were considered as having large transmural perfusion defects (Group 1: Gl). Patients with DN values of two or three a Score 4 segments constituted the group 2 (G2; medium transmural perfusion defects) and those with only one segment showing no perfusion were named as group 3 (G3; small transmural perfusion defects). In addition, patients were generally grouped into two, according to anterior (Group A; G A) and inferior (Group B; G B) segments having no perfusion ( Score 4) Linear regression analysis was performed to correlate the GPS - LVEF results with those of ECHO in each group. Paired T test was used to compare the mean values of LVEF derived from GS, ERNA. RESULTS: The mean values of LVEF in Gated SPECT (GPS) and ECHO were found as in the following: For all the patients GPS LVEF = 40.18 % ± 13.14, ECHO LVEF =49. 38 % ± 13.05, in Gl: GPS LVEF = 29.00 % ± 8.66, ECHO LVEF 45.13 % ± 14.05 %, in G2: GPS LVEF = 43.91 % ± 10.5 %, ECHO LVEF = 51.69 % ± 12.03% and in G3: GPS LVEF = 43.90 % ± 14.16 %, ECHO LVEF = 49.86 % ± 13.27 %. In addition, the values of LVEF in G A and G B were calculated as in following: G A GPS LVEF = 41.93 % ± 13.44 %, ECHO LVEF = 50.10 % ± 13.28 % and G B GPS LVEF = 39.28 % ± 12.84, ECHO LVEF = 49.32 % ± 13.16 %. The mean value of defect number was calculated in the whole patient population as DS = 2.58 ± 1.84, in Gl DS= 5.33 ± 1.34, in G2 DS = 2.30 ± 0.47 and in G3 DS = 1± 0.0, in G A DS = 1.5 ± 1.47, in G B DS = 3.46 ± 1.34. The difference between the mean values of GPS and ECHO LVEF was found as very significant in the whole population (A LVEF = 9.2 ± 1 1.58, p= 0. 000) and in Gl patients (A LVEF = 16.13 ± 9.18, p= 0.000). In G2, (A LVEF = 7.78 ± 10.29, p= 0.002) and in G3 (A LVEF = 5.95 ± 12.72, p= 0.04), the mean differences of LVEF between the methods were significant. The difference between the results of Gated SPECT and ECHO LVEF in the XVpatients in GA (A LVEF = 8.16 ± 12.14, p= 0. 001) and GB (A LVEF = 10.0 ± 1 1.47, p= 0. 000) was found as significant. In GPS-EF and ECHO-EF comparison the patients with large perfusion defects (GRİ) showed better correlation ((R = 0.773, p= 0.001) results than in general patient population (R= 0.609, p= 0.000), and in G2 (R=0.590, p= 0.003), as well as in G3(R= 0.571, p= 0.001). CONCLUSION: In the comparison of GPS-ECHO LVEF, the highest correlation values were obtained in patients with large perfusion defects being concordant to the studies as yet reported. In general patient population and in all of the subgroups, the LVEF values calculated by ECHO, were statistically higher than the results of GPS. This mean difference of LVEF in patients having large perfusion defects was particularly calculated much higher (A LVEF = 16.13 ± 9.18, p= 0.000). The mean LVEF results calculated with ECHO in the patients having large perfusion defects seemed overestimated regarding the clinical and scintigraphic findings. Considering the fact that, some contradictions were seen in the measurement of GPS-LVEF in patients with large perfusion defects, a comparative study versus a gold standard such as gated blood pool planar or SPECT using the same SPECT interpretation criteria could further validate the findings of this study. XVI
Collections