Periton ve hemodiyaliz hastalarında aterosklerotik risk faktörleriyle koroner arter kalsiyum skorlarının karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kardiyovasküler hastalık, böbrek yetmezlikti hastalarda önemli mortalite ve morbidite nedenidir. Kronik böbrek yetmezlikli hastalarda çeşitli faktörlerin etkisi ile ateroskleroza belirgin yatkınlık söz konusudur. Diyaliz tedavisinin bizzat kendisinin de aterosklerozu hızlandırabileceği öne sürülmüştür. Diyaliz tekniklerinden hangisinin daha aterojenik olduğunu araştıran çalışma sayısı az ve tartışmalı olduğundan yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi, lipit parametreleri, diyaliz süreleri, sigara kullanımı, diyabet ve hipertansiyon varlığı açısından oldukça eşit olarak seçtiğimiz hasta gruplarında diyaliz modalitelerinin hangisinin daha aterojenik olduğunu araştırmak üzere bu çalışmayı planladık. Çalışmamızda hemodiyaliz (HD) veya sürekli ayaktan periton diyalizi (SAPD) uygulanan böbrek yetmezlikli hastalarda klasik aterosklerotik risk faktörleri, serum Homosistein (Hey) düzeyleri ve koroner arter kalsifîkasyon (CAC) skorlarını karşılaştırmayı amaçladık. Çalışmamıza; 26 HD, 24 SAPD ve 24 kontrol olmak üzere toplam 74 hasta dahil edildi. Akut ve kronik enfeksiyonu olanlar, kontrolsüz hipertansif hastalar, koroner arter hastalığı, serebrovasküler olay, periferik arter hastalığı hikayesi olanlar, vasküler cerrahi geçirmiş hastalar ve HD tedavisi alırken CAPD'ye geçilen hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Vakalar arasında yaş, cinsiyet, diyaliz süreleri, sigara kullanımı, vücut kitle indeksi, diyabet ve hipertansiyon varlığı açısından farklılık yoktu (p>0.05). Çalışmaya alınan vakaların tamamının; serum trigliserid, total kolesterol, yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL), düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL), lipoprotein (a) [Lp (a)], C-Reactive Protein (CRP), Hey, kalsiyum, fosfor ve intakt parathormon (İPTH) seviyeleri ölçüldü. Çok kesitli bilgisayarlı tomografi (MSCT) ile diyaliz hastalarının hepsinde aynı radyolog tarafından CAC skorlaması yapıldı. Trigliserid, total kolesterol, IVLDL, Hey, CRP, Lp(a), serum Ca, serum P, iPTH düzeyleri diyaliz hastalarında kontrol grubuna oranla anlamlı derecede yüksek bulundu (p>0.05). HD ve SAPD hastalarının serum total kolesterol, trigliserid, HDL, LDL, CRP, Lp(a), Hey, Serum Ca, P, iPTH ve CAC skorlan karşılaştırıldığında gruplar arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunamadı (p>0.05). Ortalama CAC skorlan HD grubunda 465,23±1 028,09 iken SAPD grubunda 491, 5±1 177,9 olarak bulundu; her iki grup arasında anlamlı farklılık yoktu (p>0.05). Diyaliz süreleri arttıkça ortalama seram Hey seviyelerinin arttığı izlenmekle beraber, her iki grup arasında istatistiksel anlamlılık izlenmedi (p>0.05). Serum Hey seviyeleri HD ve SAPD grubunda kontrol grubuna oranla anlamlı olarak artmıştı, ancak her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p>0.05). Sonuç olarak; çalışmamızdan elde edilen sonuçlar aterosklerozun diyaliz tedavisinden çok daha önce başlayan bir süreç olduğunu düşündürmektedir. Vasküler kalsifikasyon kronik böbrek yetmezliğinin seyri sırasmda çok daha önceden başlar ve böbrek fonksiyonları azaldıkça kalsifikasyonun derecesi artar. Bu hastalarda arteryel kalsifikasyonun ciddiyetini ve sıklığını belirleyen en önemli faktör böbrek fonksiyonlarıdır. Her iki diyaliz metodundan hangisinin daha aterojenik olduğu gösterilememiş olup; bu iki teknik üremik hastaların tedavi ve rehabilitasyonunda kullanılan iki farklı yöntemdir. Diyaliz merkezleri hem HD hem de SAPD içeren entegre bir program kurmalıdır ve hastaya göre uygun metot seçilmelidir. Klinik aterosklerozun başlangıcının tespit edilebilmesi, ayrıca seçilen diyaliz tekniğinin vasküler kalsifikasyon üzerine olan etkisinin anlaşılabilmesi için erken evre böbrek yetmezlikli hastalarda büyük vaka sayılı, randomize, kontrollü prospektif çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.Anahtar Kelimeler: HD, SAPD, Hey, CAC, aterosklerozis. Cardiovascular disease is an important cause of mortality and morbidity in patients with renal failure. Patients with chronic renal failure are significantly susceptible to atherosclerosis. Even dialysis itself may accelerate atherosclerosis. Studies comparing the atherogenicity of dialysis modalities are few and controversial. Our aim was to investigate and to compare the traditional atherosclerotic risk factors and serum Hey levels with the CAC scores in dialysis patients treated with continuous ambulatory peritoneal dialysis (CAPD) and hemodialysis (HD). Seventy-four patients (26 HD, 24 CAPD and 24 control) were enrolled. Patients with acute or chronic infection, with a history of coronary artery disease, peripheral arterial disease, cerebrovascular disease and vascular surgery, those having uncontrolled hypertension and those switched from HD to CAPD were excluded. There were no difference in age, gender, body mass index, duration of dialysis, smoking habits, presence of hypertension and diabetes mellitus between each group (p>0.05). Serum triglyceride, total cholesterol, HDL, LDL, Lp(a), CRP, Hey, calcium, phosporus and iPTH levels were measured form each patient. CAC scores were calculated by the same radiologist in dialysis group by using Multi-Slice Computed Tomography (MSCT). Serum triglyceride, total cholesterol, LDL, Lp(a), CRP, Hey, calcium, phosporus and iPTH levels were significantly higher in dialysis patients when compared to the control group (p<0.05). Moreover, there were no statistically significant difference in serum triglyceride, total cholesterol, HDL, LDL, Lp(a), CRP, Hey, calcium, phosporus and iPTH levels between HD and CAPD groups (p>0.05). The mean CAC scores were 465,23±1 028,09 and 491, 5±1 177,9 HD and CAPD groups, respectively; VIand there was no statistically significant difference between two groups (p>0.05). Although serum Hey levels were at least twice higher in dialysis patients when compared to the control group (p<0.05), the mean Hey levels did not significantly differ in both HD and CAPD group. In patients with prolonged dialysis treatment, serum Hey levels were found to be higher than that of the patients with shorter dialysis duration; but neither HD nor CAPD technique seemed to be superior to each other (p>0.05). In conclusion, data obtained from this study revealed that atherosclerotic process seems to begin far before renal replacement theraphy. Vascular calcification is likely to be started earlier in the disease course and as renal function deteriorates calcification accelerates. The major factor that determines the severity and frequency of calcification appears to be the renal function. When the relationship between atherosclerosis and the dialysis technique is evaluated, none of the two methods seems to be less atherogenic. So, these two methods are not competitive but are different tools for the treatment and rehabilitation of uremic patients. Thus, all dialysis centers should establish an integrated HD and CAPD programme in order to improve the poor outcome. To detect the exact onset of clinical atherosclerosis and to understand the influence of dialysis modality on vascular calcification; large, randomized, case- controlled prospective studies are required.Key Words: HD, CAPD, Hey, CAC, atherosclerosis.
Collections