Respiratuar distres sendromlu bebeklerde anjiotensin dönüştürücü enzim gen polimorfizminin akut böbrek yetmezliği ve diğer prematürelik komplikasyonlarının gelişimine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Akut böbrek yetmezliği (ABY) yenidoğan döneminde sık görülen bir sorundur. Morbidite ve mortalite açısından yenidoğanlarda önemli olan ABY'nin patogenezinde birçok faktör rol oynamaktadır. Yenidoğan döneminde ABY en sık hipoksi ve hipovolemi gibi prerenal sorunlara bağlı olarak gelişir. Son yıllarda renal perfüzyonda azalmaya bağlı olarak parankim hasarı ile birlikte ya da parankim hasarı olmaksızın gelişen böbrek yetmezliği ?vazomotor nefropati? (VMN) terimi ile anılmaktadır.Anjiotensin dönüştürücü enzim (ADE) başlıca beyin, akciğer ve böbrek olmak üzere birçok organdaki epitelyal ve endotelyal hücrelerin yüzeyinde bulunur. Bu enzimin bu kadar geniş dağılmış olması, kardiyovasküler homeostaz dışında inflamasyon, akut akciğer hasarı, yara iyileşmesi, böbrek ve akciğerde fibrozis gibi birçok olayda rol aldığını düşündürmektedir. Çalışmamız özellikle ABY üzerine odaklandığından, grup akciğer patolojisi olan respiratuar distres sendromlu (RDS) bebekler olarak standardize edilmiş ve RDS tanısı almış prematürelerde böbrek yetmezliği gelişiminde ADE gen polimorfizmlerinin rolünün araştırılması planlandıÇalışmaya Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde RDS tanısı alıp en az bir doz surfaktan alan 132 bebek alındı. Hastalar ABY gelişenler ve gelişmeyenler olarak 2 gruba ayrıldı. Hastaların klinik, laboratuar özellikleri, postnatal sorunları kaydedildi. Angiotensin dönüştürücü enzim gen polimorfizmleri PCR yöntemi ile belirlendi. İstatistiksel analizler SPSS for Windows© 15.0? (Statistical Program in Social Sciences) programı kullanılarak yapıldı. P<0.05 ise anlamlı kabul edildiÇalışmamızda RDS'li prematürelerde ABY'nin en sık nedeni olarak VMN saptandı. Akut böbrek yetmezliği gelişenlerin gebelik haftaları ve doğum ağırlıkları daha düşük, Clinical risk index for babies (CRIB) skorları daha yüksekti. Bu bebeklerin annelerine daha az sayıda antenatal steroid yapıldığı gözlendi. Ayrıca ABY grubunda hipotansiyon ve metabolik asidozun daha sık olduğu görüldü. Postnatal sorunlardan sepsis, intrakranial kanama (İKK), periventriküler lökomalazi (PVL) ve ölüm oranının ABY'li bebeklerde ABY gelişmeyenlere göre daha yüksek olduğu bulundu. Angiotensin dönüştürücü enzim gen polimorfizmlerinin bebeklerde ABY gelişiminde etkili olmadığı ; İKK, PVL, prematürite retinopatisi, patent duktus arteriosus gibi prematüritelik sorunları ile de ilişkili olmadığı bulundu. Buna karşın DD genotipine sahip bebeklerde daha az sepsis geliştiği ve bu bebeklerde ölüm oranının daha düşük olduğu saptandıBu çalışmanın sonucunda RDS tanısı alan prematüre bebeklerde ABY gelişiminde ADE gen polimorfizmlerinin rolü olmadığı fakat bu bebeklerde DD genotipinin sepsis ve ölüme karşı koruyucu bir faktör olduğu gösterildi. Yenidoğanlarda ABY'nin patogenezini açıklamada başka mediatörler ve reseptörlerin araştırılması gerektiği düşünüldü. Acute renal failure (ARF) is an important problem in neonatal period. Acute renal failure, leading morbidity and mortality of the newborn is multifactorial. Neonatal ARF is primarily prerenal; mostly secondary to hypoxemia and hypovolemia. Recently vasomotor nephropathy is used to describe neonatal ARF. Vasomotor nephropathy is a common renal dysfunction in preterm infants, with or without parenchymal damage, due to reduced renal perfusion.Angiotensin converting enzyme (ACE) is located on the surface of epithelial and endothelial cells of various organs especially brain, lung and kidney. The wide distribution of this enzyme indicates that this enzyme may be involved in physiological processes such as kidney and lung fibrosis, inflammation, acute lung injury and wound healing in addition to playing an important role in cardiovascular homeostasis. In our study in order to focus on ARF, the study group was standardized as babies with respiratory distress syndrome (RDS).The aim of this study is to determine the association between ARF and ADE gene polymorphisms in preterm babies with RDSOne-hundred thirty two preterm babies followed in Ondokuz Mayıs University neonatal intensive care unit, diagnosed as RDS and receiving at least one dose of surfactant were included in the study. Babies were grouped as the ones with ARF and non-ARF. The clinical characteristics, laboratory results, postnatal complications were recorded. Angiotensin converting enzyme gene genotypes were determined by polymerase chain rection. Analysis was performed by using ?SPSS for Windows© 15.0? (Statistical Program in Social Sciences). A p value <0,05 was considered as statistically significantVasomotor nephropathy was the leading cause of ARF in the study. The average gestational age and birth weight of the newborns with ARF were lower and the ?Clinical risk index for babies? scores were higher than the non-ARF group. Antenatal steroids had been rarely used in ARF group. In addition the hypotension and metabolic acidosis were more frequent in ARF group. Postnatal complications such as sepsis, intracranial hemorrhage (ICH), periventricular leukomalacia (PVL) and death were higher in ARF group than non-ARF group.The genetic polymorphisms of the ACE gene had no impact on the development of neonatal ARF in our study. ACE gene polymorphisms of did not affect the frequency of ICH, PVL, retinopathy of prematurity and patent ductus arteriosus. Sepsis and death were lower in babies including DD genotypeWe concluded that ACE gene polymorphisms have no effect on the development of ARF in premature babies with RDS but DD genotype might be a protective factor for sepsis and death. The future investigations may be focused on other mediators and receptors that have a role in the molecular pathogenesis of ARF.
Collections