Viral siğillerde kriyoterapi ve %0,7 kantaridin solüsyon tedavisinin etki ve yan etkilerinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Siğiller human papilloma virüs enfeksiyonunun neden olduğu benign epidermal proliferasyonlardır. Tedaviyle, hastanın fiziksel ve psikolojik rahatsızlığının iyileştirilmesi ve enfeksiyonun temas yoluyla diğer vücut bölgelerine ve başka insanlara bulaşmasının önlenmesi amaçlanmaktadır. Siğillerin tedavisinde çok sayıda medikal ve destrüktif tedavi seçeneği olmasına rağmen hiçbirisi tek başına etkili veya virüsidal değildir. Kantaridin, bir böcekten elde edilir ve uzun zamandır geleneksel tıpta kullanılan bül oluşturan bir ilaçtır. Kantaridinin genital olmayan siğillerin tedavisindeki etkinliğini test eden randomize, kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır. Bizim çalışmamızda kantaridin ve viral siğiller için standart tedavi olarak görülen, yaygın kullanılan destrüktif bir yöntem olan kriyoterapinin, etkinliğinin ve yan etkilerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.Yöntem: Bu çalışmaya klinik olarak verruka vulgaris tanısı almış 50 hasta (24 kadın, 26 erkek; ortalama yaş 24,34±9,14) alındı. Her hastanın birbirleriyle karşılaştırılabilir büyüklükteki iki adet lezyonu seçildi ve bu lezyonların alanları nokta sayma metodu ile ölçüldü. Her hastanın iki lezyonundan bir tanesi %0,7 kantaridin ile diğeri ise kriyoterapi ile tedavi edildi. Kantaridin siğilin üzerine uygulandıktan sonra delik bulundurmayan bir bant ile lezyonun üzeri 24 saat kapatıldı. Diğer lezyona ise kriyo-sprey tabancası kullanılarak siğilin merkezinden etrafındaki 2 mm'lik sınıra kadar buz balonu oluşturacak biçimde sıvı nitrojen uygulandı. Hastalara 2 haftalık aralarla 5 tedavi seansı uygulandı. Her tedavi seansında siğillerin boyutları ölçüldü ve her iki tedavinin yan etkileri de ayrıca kaydedildi. Tam iyileşme siğilin tamamen kaybolması ve deri çizgilerinin ortaya çıkması olarak tanımlandı. Nokta sayma metodu ile ölçülen alanların ilk ve son değerlerinin farkları alınarak iyileşen alanlar bulundu, iyileşme yüzdeleri hesaplandı ve yüzdelerine göre iyileşme skorlaması yapıldı. Verilen tıbbi bakımdan hastanın tatmin olma derecesi ?Görsel analog hasta tatmini skalası? kullanılarak ölçüldü. Her iki tedavi yönteminin sonuçları birbirleriyle istatistiksel olarak karşılaştırıldı.Bulgular: Kriyoterapi ve kantaridin gruplarındaki lezyonların tedavinin başlangıcında ve sonunda ölçülen alanları kendi içinde karşılaştırıldığında, her iki yöntem de istatistiksel olarak tedavide etkili bulundu (P<0,001). Her iki grubun tedavi sonrasında iyileşen alanlarının ve iyileşme yüzdelerinin birbirleriyle karşılaştırılmasının sonucunda ise kriyoterapi istatistiksel olarak daha etkili bulundu (sırasıyla P=0,020 ve P=0,008). Tedavinin sonunda kriyoterapi grubundaki tam iyileşme oranı %52 iken kantaridin grubunda %36 idi. Görsel analog hasta tatminini skalası skorları ve tam iyileşmenin elde edildiği seans sayılarında her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı. Atrofi, hipopigmentasyon, ağrı, kanama, eritem ve bül oluşumu gibi yan etkiler kriyoterapi grubunda istatistiksel olarak daha fazla bulundu (P<0,001?0,05). Kantaridin grubundaki lezyonların hiçbirisinde atrofi ve hipopigmentasyon gözlenmezken lezyonlardan sedece bir tanesinde tam iyileşmeden 3 ay sonra nüks gözlendi.Sonuç: Kriyoterapi ve kantaridin tedavileri arasında etkinlik bakımından istatistiksel farklılık olmakla birlikte her ikisi de siğil tedavisinde etkili bulunmuştur. Topikal kantaridin solüsyonu etkili, uygulama sırasında ağrısız ve güvenli bir tedavi seçeneği olup, kozmetik sonuçlar önemli olduğunda kriyoterapiye alternatif olabilir. Introduction: Cutaneous warts are benign epidermal proliferations caused by human papilloma virus infection. Treatment aims to cure the patient?s physical and psychological discomfort, and to prevent the spread of infection by contact with other body areas or other individuals. Among the available medical and destructive therapeuric options of cutaneous warts, none is uniformly effective or virucidal. Cantharidin, a vesicant derived from the blister beetle, has a long history in traditional medicine. There have been no randomized, controlled trials to test the efficacy of cantharidin for the treatment of nongenital warts. In this study, we aimed to compare, efficacy and adverse affects of cantharidin and cryotherapy, which is a common destructive method to be considered a standard treatment for viral warts.Methods: Fifty patients (24 female, 26 male; mean ages 24,34±9,14 years) with clinical diagnosis of verruca vulgaris were included in this study. At least two target lesions, which haved the same sizes appropriate to compare, were selected from each patient. The areas of the selected lesions measured by the point counting technique. One of the lesion treated with 0,7% cantharidin solution and the other one with cryotherapy for each patient. Cantharidin applied to the wart and covered with a nonporous occlusive tape for 24 hours. Liquid nitrogen applied with a cryo-spray until ice-ball formation had spread from the centre to include a margin of 2 mm around the wart. The patients were eligible for up to 5 treatment sessions at 2 weeks intervals. Verrucas were individually measured at the time of each treatment session. The adverse effects of both treatments were also notted. Complete clearance was defined as complete absence of the verrucae with the presence of the dermatoglyphics. Healed areas were determined from the differences of initial and final areas that were measured by point counting metod, percentages of the healed areas calculated and a clearance scoring was applied according to healed percentages. We used a scoring tool that called ?Visual Analog Patient Satisfaction Scale? which aims to measure patient satisfaction with medical care. Both treatment groups were compared statistically.Results: In both cryotherapy and 0,7% cantharidin solution groups, the regressions observed in the size of the lesions were statistically significant at the end of the therapy compared with those observed at the onset of the therapy (P<0,001). At the end of the treatment, there was statistically significant differences in healed areas and healing percentages between two groups and cryotherapy was more effective (P=0,020 and P=0,008 respectively). The complete clearance in the cryotherapy group was 52% after the fifth session, but 36% in the canthacur group. There was no statistically significant difference in ?Visual Analog Patient Satisfaction Scale? scores and the count of the sessions that achived complete clearance between two groups. The adverse effects observed in the cryotherapy group such as atrophy, hypopigmentation, pain, bleeding, erythema and blister formation were statistically higher than cantharidin group (P<0,001-0,05). None of the lesions in cantharidin group were observed atrophy or hypopigmentation. Only one lesion relapsed in cantharidin group after 3 months from complete clearance.Conclusion: Although there was statistically significant difference between the cryotherapy and 0,7% cantharidin solution groups, both of them were effective in verruca treatment. Topical cantharidin solution is an efficacious, painless and safe therapeutic option for wart treatment and when the cosmetic results are more important it may be an alternative for cryotherapy.
Collections