Yenidoğan yoğunbakım ünitesinde respiratuar distres tanısı alan olgularda surfaktan tedavisi sonuçlarının retrospektif değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada yenidoğan yoğun bakım ünitemizde Ocak 2006 ile Aralık 2008 tarihleri arasında respiratuvar distres sendromu tanısıyla takip ve tedavi edilen düşük doğum ağırlıklı yenidoğanların demografik özellikler, uygulanan tedaviler ile karşılaştıkları erken ve geç neonatal sorunlar açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Olgular retrospektif olarak incelenerek, demografik özellikleri, uygulanan tedaviler (mekanik ventilasyon, surfaktan), sepsis, nekrotizan enterokolit, pnömotoraks, ventilatöre bağlı pnömoni, intrakraniyal kanama, patent duktus arteriyozus gibi erken ve kronik akciğer hastalıkları, periventriküler lökomalazi, prematüre retinopatisi gibi geç neonatal sorunlar ile mortalite nedenleri kaydedildi.Çalışmaya dahil edilen 181 olgunun 87si (%48,1) erkek, 94'ü (%51,9) kız idi.Doğum şekli, 141'inde (%77,9) sezaryen, 40'ında (%22,1) vajinal yol olarak saptandı.Ortalama doğum ağırlığı 1398,8 ± 564,4 gr (550-3350 gr), ortalama gebelik haftası 29,5 ± 3,3 hafta (22-38 hafta) olarak bulundu.Respiratuvar distres sendromlu bebeklerin 152 'sine (%84) en az bir kez, 24'üne ( % 13,3) iki kez, 3`üne (% 1,7) üç kez, 2 'sine (%1,1) dört kez surfaktan tedavisi uygulandı.Sepsis sıklığı % 59,1 (107 hasta), anemi % 58,6 (106 hasta), apne % 32,6 (59 hasta), RY % 24,9 (45 hasta) , PDA sıklığı % 21,5 (39 hasta), VİP % 18,2 (33 hasta), PR sıklığı % 19,9 (30 hasta), BPD sıklığı % 12,2 (22 hasta), menenjit % 12,2 (22), PK % 10,5 (19 hasta), İVK sıklığı % 10,5 (19 hasta), PVL sıklığı % 5,5 (10 hasta), NEK sıklığı % 4,4 (8 hasta), pnömotoraks % 4,4 (8 hasta), hipoglisemi % 3,3 (6 hasta), PHT sıklığı % 2,2 (4 hasta) ve PİA sıklığı % 1,7 (3 hasta) olarak en sık kaşılaşılan morbidite nedenleri idi.Otuz beş (%19.3) olguya patent duktus arteriyozus nedeniyle ibuprofentedavisi uygulandı.Mortalite oranı % 33,7 olarak saptandı.İstatistiksel olarak anlamlı risk faktörlerinin BPD için PDA, apne ve VİP olması; RY için sepsis olarak tesbit edildi. Gebelik haftasının kısa olması, doğum ağırlığının düşük olması, doğumda endotrakeal entübasyon, anemi İVK için; gebelik haftasının kısa olması, doğum ağırlığının düşük olması,PDA ve anemi PR için; gebelik haftasının kısa olması, doğum şeklinin C/S olması, sepsis, anemi VİP için; cinsiyetin kız olması pnömotoraks için ; gebelik haftasının kısa olması, doğum ağırlığının düşük olması pulmoner kanama için ; gebelik haftasının kısa olması, doğum ağırlığının düşük olması, doğumda endotrakeal entübasyon, kan transfüzyonu sepsis için; istatistiksel olarak anlamlı risk faktörleri olarak bulundu.Bu sonuçlara göre ünitemizde respiratuvar distres sendromlu prematüre bebeklerde mortalite oranı yüksek olup, özellikle sepsis, PDA, VİP, PR, BPD gibi respiratuvar distres sendromuna bağlı geç neonatal sorunlar oldukça sıktır.Bu nedenle yeterli ve düzenli perinatal izlem ile prematüreliğin önlenmesi, yenidoğan transport sisteminin iyi bir şekilde yapılması, doğum sonrası daha az travmatik mekanik ventilasyon ve tedavi uygulamalarının tercih edilmesinin respiratuvar distres sendromuna bağlı morbiditeyi azaltacağı düşünülmektedir. The objective of this study is to evaluate the demographic features, treatments given, and the early and late neonatal problems in the low birthweight infants followed up and treated with the diagnosis of respiratory distress syndrome in our intensive care unit between January 2006 and December 2008.The demographic features, treatments given (mechanical ventilation, surfactant), causes of mortality, and the early neonatal problems such as sepsis, necrotizing enterocolitis, pneumothorax, ventilatory associated pneumonia, intracranial hemorrhage and patent ductus arteriosus, and the late ones such as chronic lung disease, periventricular leukomalacia, retinopathy of prematurity were recorded retrospectively.Of the 181 newborns included in the study, 87 (%48,1) were male, and 94 (%51,9) were female.One hundred forty one (%77,9) infants were born by cesarian section and, 40 (%22,1) were born by vaginal delivery.The mean birth weight was 1398,8 ± 564,4 g (550-3350 gr), and the mean gestational period was 29,5 ± 3,3 weeks (22-38 weeks).At least one dose of surfactant was given in 84%, two doses of surfactant was given in 13,3% , three doses was given in 1,7%, four dose was given in 1,1% of the newborns.Sepsis sıklığı (59,1%), anemia ( % 58,6%), apnea (% 32,6%), renal failure (24,9%), PDA (21,5%), VAP (18,2%), retinopathy of prematurity (19,9%), bronchopulmonary dysplasia (12,2%), meningitis (12,2 %), Pulmonary hemorrhage (10,5%), intracranial hemorrhage (10,5%), periventricular leukomalacia (5,5%), NEC sıklığı (4,4%), Pneumotoraks (4,4% ), hypoglisemia (3,3%), pulmonary hypertansion ( 2,2 %) ve pulmonary interstitial emphysema (1,7%) were the most common reasons of morbidity.Ibuprofen therapy was given in seven patients (19.3%) because of patent ductus arteriosus.The overall mortality rate was 33,7 %.Significant risk factors for BPD is apnea, PDA and VAP; for renal failure is sepsis. Small for gestational age and bith, endotracheal entübation, anemia were major risk faktors for İVH. Small for gestational age and bith, sepsis, PDA ve anemia were major risk faktors for PR. Small for gestational age, C/S, sepsis major risk faktors for VAP; female gender were major risk faktors for pneumotoraks. Small for gestational age and bith were major risk faktors for pulmonary hemorrhage. Small for gestational age and bith, endotracheal entübation, blood transfusion were major risk faktors for sepsis.Although the mortality rate due to respiratory distress syndrome is not high in our unit, late neonatal problems associated with respiratory distress syndrome such as bronchopulmonary dysplasia are relatively frequent.It is assumed, therefore, that prevention of prematurity by means of sufficient and systematic perinatal follow up, transporting newborn in a good system and application of less aggresive mechanic ventilation and treatment procedures will decrease the morbidity associated with respiratory distress syndrome.
Collections