KOAH`a bağlı hiperkapnik solunum yetmezliğinde noninvaziv pozitif basınçlı ventilasyonun etkinliği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) bağlı akut hiperkapnik solunum yetmezliğine standart yaklaşım oksijen tedavisi, bronkodilatatör tedavi ve enfeksiyon bulgusu var ise antibiyotik tedavisini içermektedir. Standart tedavi olarak kabul edilen bu yaklaşım her zaman yeterli olmamakta ve bazı hastalarda mekanik ventilasyon ihtiyacı olmaktadır. Mekanik ventilasyon invaziv ve noninvaziv olmak üzere iki şekilde uygulanabilir. İnvaziv mekanik ventilasyonun çeşitli komplikasyonları olmakla birlikte uygun hastalarda önce noninvaziv yöntemlerin kullanılması mekanik ventilasyon ihtiyacını azaltmakta, buna bağlı oluşabilecek komplikasyonları azaltmakta, hastanede yatış süresi ve maliyeti azaltmaktadır. Bu çalışmada KOAH'a bağlı akut hiperkapnik solunum yetmezliğinde standart tedavi (ST) ile standart tedaviye ek olarak uygulanan noninvaziv pozitif basınçlı ventilasyonun (NPPV) etkinliğini karşılaştırılması amaçlandı.1 Haziran 2006 ile 1 Ağustos 2009 tarihleri arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği'ne KOAH akut alevlenme nedeniyle yatırılan 278 hastadan 170'inde (%61) akut hiperkapnik solunum yetmezliği tespit edildi. Çalışmaya acil serviste yatarak takip edilen ya da diğer servislerden hiperkapnik solunum yetmezliği nedeniyle sonradan Göğüs Hastalıkları Kliniği'ne yatırılan hastalar alınmadı. Çalışmaya dahil edilme kriterleri KOAH akut alevlenme hastasında pH< 7.35 ve PaCO2 >45 mmHg olması idi. Kriterlere uyan 62 hasta çalışmaya alındı. Bu hastalardan 26'sına standart tedavi (ST) ve 36'sına ise standart tedaviye ek olarak NPPV uygulandı. Noninvaziv uygulanan 6 hasta tedaviyi tolere edemediği için çalışma dışı bırakıldı. NPPV uygulaması yüz maskesi kullanarak BiPAP marka bilevel ventilatör ile yapıldı. İki grubun tedavi öncesi vital bulguları, arter kan gazları ve spirometrik ölçümleri karşılaştırıldığında, pH'nın NPPV grubunda anlamlı olarak daha düşük, PaCO2 değerinin ise anlamlı olarak daha yüksek olduğu görüldü (p<0,05). Her iki grupta tedavinin 1. saatinden itibaren solunum ve nabız sayısında, oksijen saturasyonunda (SpO2) anlamlı düzelme oluştu (p<0,05). PaCO2 değerinde istatistiksel olarak anlamlı düzelme, NPPV grubunda 1.saatte, ST grubunda ise 1. haftada görüldü. pH değerinde istatistiksel olarak anlamlı düzelme NPPV grubunda 24. saatte görülürken, ST grubunda pH değerinde anlamlı düzelme sadece taburcu döneminde görüldü. ST grubundaki 17 hasta (%65,4), NPPV grubundaki 27 hasta (%90) klinik durumları ve arter kan gazları değerleri düzelerek başarı ile taburcu edildi (p<0,05). ST grubunda 1 hasta (%25), NPPV grubunda ise 2 hasta (%15) öldü (p>0.05). Hastanede yatış süreleri; ST grubunda 17.7±7.6 gün, NPPV grubunda ise 17.2±9.7 gün idi (p>0.05).Sonuç olarak; KOAH'a bağlı akut hiperkapnik solunum yetmezliğinde NPPV uygulaması ile arter kan gazlarında daha erken dönemde düzelme ve ağır ataklı hastalarda yatış süresinde kısalma saptandı. Özellikle hiperkapnik solunum yetmezliği ile başvuran KOAH hastalarında NPPV uygulanmalıdır. The standart approach for acute hypercapnic respiratory failure due to chronic obstructive pulmonary disease (COPD) contains oxygen, bronchodilator treatment and antibiotics if there is infectious findings. This treatment is not always enough in severe, especially hypercapnic patients and these patients require to mechanical ventilation. Mechanical ventilation could apply in two ways: invasive and noninvasive. Noninvasive ventilation may reduce need for mechanical ventilation and thus prevent its potential serious complications in patients with acute hypercapnic respiratory failure due to chronic obstructive pulmonary disease (COPD). In this study we aimed to investigate effectiveness of standart treatment (ST) and noninvasive positive pressure ventilation (NPPV) plus ST in acute hypercapnic respiratory failure due to COPD.In between 1 June 2006 and 1 Agust 2009, 278 patients were hospitalized to Ondokuz Mayis University Hospital with a diagnosis of acute exacerbation of COPD and 170 of them (%61) were in acute hypercapnic respiratory failure. In this study patients who were hospitalized in Emergency Department or other services did not include. Inclusion criteria were patients with acute exacerbation of COPD with pH<7.35 and PaCO2 >45 mmHg. Sixty two patients who met inclusion criteria for the study were prospectively randomized to either ST (ST group) or NPPV plus ST (NPPV group). There were twenty six patients in ST group versus 36 patients in NPPV group. Six patients in NPPV group were excluded from the study because of intolerance to NPPV. NPPV was performed with a BiPAP bilevel ventilator via a face mask. There was a statistically significant improvement in respiration rate, pulse rate and SpO2 within one hour of treatment in both groups. Statistically significant improvement in PaCO2 value was seen at the 1st hour in NPPV group versus at the 1st week in ST group. Also statistically improvement in pH value was seen at the 24th hour in NPPV group versus at discharge in ST group. Seventeen patients (65%) in the ST group and twenty seven patients (90%) in the NPPV group were successfully discharged from the hospital upon stabilization of clinical situation and arterial blood gas values (p<0.05). One patient (3.8%) in ST group and 2 patients (6.7%) in NPPV group expired during the study (p>0.05). Duration of hospitalization was 17.7±7.6 days and 17.2±9.2 days, in ST and NPPV groups, respectively, and the difference was not statistically significant (p>0.05).In conclusion, NPPV may result an earlier improvement of arterial blood gases, reduce duration of hospitalization in patients with acute hypercapnic respiratory failure due to severe COPD exacerbation. Especially in COPD patients with acute hypercapnic respiratory failure should be used NPPV.
Collections