Habitüel abortus tanılı hastalarda trombofilinin genetik markırlarının retrospektif araştırılması.
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çalışmanın amacı habitüel abortus tanılı hastalarda etyolojide herediter trombofililerin ne ölçüde yer tuttuğunu saptamak ve bu amaçla istenilen genetik markırlardaki görülen bozuklukların primer ve sekonder habitüel abortustaki dağılımlarını görmek, düşük haftalarıyla ilişkisini saptamaktır. Trombofili tanısı almış olanların tedavi almaları durumunda verilen bu tedavinin takip eden gebeliklere etkisini araştırmaktır.Çalışmamızda, Ocak 2008-Aralık 2010 tarihleri arasında Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'na müracaat eden birbirini takip eden en az iki ya da daha fazla gebeliği 20. haftadan önce spontan olarak sonlanan, 18-45 yaş arası, 112 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hasta dosyaları taranarak, hastaların yaşı, abortus sayıları, tekrarlayan düşüklerin gebelik haftaları, jinekolojik öyküleri, geçirilmiş operasyonları, sistemik hastalıkları, kanama diyatezi veya trombozu şüphelendiren semptomları kaydedildi. Hastalarda, kalıtsal trombofilide sık görülen mutasyonlara yönelik çalışılmış olan Maternal Faktor V Leiden gen mutasyonu, protrombin G20210A gen mutasyonu ve MTHFR C667T gen mutasyonu tetkikleri incelendi. Hastaların habitüel abortus araştırmalarından sonraki takip eden gebeliklerinde herhangi bir tedavi alıp almadıkları, bu tedavinin gebelik sonuçlarına etkileri hasta dosyalarından, dosyalardan bu bilgilere ulaşılamadığı durumlarda ise hastayla telefon ile görüşülerek saptanmaya çalışıldı.Çalışmaya katılan hastaların %63,4' ünde gen mutasyonu saptanmıştır. MTHFR heterozigot mutasyon oranı %42, homozigot mutasyon oranı %11,6 ; FVL heterozigot mutasyon oranı %11,6 , homozigot mutasyon oranı % 0,9' dur. Protrombin heterozigot mutasyonu % 8,9 olup, homozigot protrombin mutasyonu hiçbir vakada izlenmemiştir. Primer ve sekonder habitüel abortus grupları arasında MTHFR mutasyonu, FVL mutasyonu açısından anlamlı fark bulunamazken, protrombin gen mutasyonu sekonder habitüel abortuslu grupta daha yüksek oranda tesbit edilip, bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. 2. trimester düşükleri olan hastalarda izlenen tek gen mutasyonu %42,2 oranıyla MTHFR gen mutasyonu olarak bulundu. Gen mutasyonlarından en az birini taşıyan habitüel abortuslu hastalarda, takip eden gebeliklerinde canlı miad doğum oranları karşılaştırıldığında, tedavi alıp almama durumu ve tedavi grupları arasında istatistiksel anlamlı farklılık izlenmedi. Sonuç olarak habitüel abortuslu hastalarda herediter trombofiliye yönelik gen paneli çalışılmasının gerekliliğini destekleyen bir veriye ulaşılmadı. The objective of this study is to evaluate the etiological importance of hereditary thrombophilia in patients with habitual abortions and determine the distributions of genetic markers studied for this purpose among primary and secondary habitual aborters and between abortion weeks. Our aim is also to investigate the effects of treatment on following pregnancy in patients with the diagnosis of thrombophilia.112 patients, between the ages of 18-45, who have at least two consecutive spontaneous abortions before 20 weeks of gestation and who were admitted to Samsun Ondokuz Mayıs University, Faculty of Medicine, Obstetrics and Gynecology Department between January 2008- December 2010 were evaluated retrospectively. Ages, number of abortions, weeks of consecutive miscarriages, gynecological histories, previous operations, systemic diseases, bleeding diathesis or symptoms of thrombosis were recorded by scanning the files of patients. Maternal F V Leiden gene mutations, Prothrombin G20210A and MTHFR C667T gene mutations which are frequenly seen gene mutations in hereditary thrombophilia were examined. Treatment position and effect of treatment on the following pregnancies were studied from patients? files or learned by phone when enough data is unavailable in files.Gene mutation is identified in 63,4% of patients. Heterozygous mutation rate was 42%, homozygous mutation rate was 11,6% for MTHFR; heterozygous mutation rate was 11,6% , homozygous mutation rate was0,9% for FVL. Heterozgous mutation rate was 8,9% for Prothrombin, and no case of homozygous Prothrombin mutation is observed. No significant difference is found between the groups of primary and secondary habitual aborters for MTHFR and FVL mutations. Prothrombin gene mutation is found in higher rates in secondary habitual aborters and this difference is found statistically significant. The only gene mutation seen in patients who have 2nd trimester abortions was MTHFR mutation with the rate of 42,2%. In the following pregnancy of patients who have at least one gene mutation, no statistically significant difference is seen in the rate of live term birth among treated and untreated ones and between treatment groups. As a result no data is found which supports the requirement of hereditary thrombophilia genetic work-up in habitual aborters.
Collections