Bipolar afektif bozukluk tanısı olan ve bipolar bozukluk için yüksek riskli gruptaki ergenlerin nöropsikolojik özellikleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Bipolar Afektif Bozukluk (BAB) ile ilgili olarak ailesel geçiş ve bozuklukla ilişkili özgül nöropsikolojik sorunlara yönelik kanıtlar son yıllarda artmaktadır. Bu çalışmanın amacı ergenlik dönemi BAB'deki klinik ve nöropsikolojik özellikleri belirlemek ve ailesel açıdan BAB için yüksek riskli ergenlerin klinik ve nöropsikolojik özelliklerini inceleyerek bu bozukluk için geçerli erken dönem belirteçleri ortaya koymaktır.Yöntem: Çalışmaya yaşları 12-18 arası olan 25 BAB olgusu (hasta grubu), ebeveyni ya da kardeşlerinde BAB tanısı olan ancak kendisinde herhangi bir duygudurum bozukluğu olmayan 25 ergen (riskli grup) ve sağlıklı 25 ergen (kontrol grubu) alınmıştır. Her bir katılımcıya; nöropsikolojik profillerini belirlemek amacı ile Wisconsin Kart Eşleme Testi (WKET), Stroop Testi ve Sürekli Performans Testi (SPT) uygulanmış, klinik ve davranışsal profillerini değerlendirmek için Çocuklar İçin Depresyon Değerlendirme Ölçeği (ÇDDÖ), Young Mani Değerlendirme Ölçeği/Ana-Baba formu (YMDÖ-ABF), 11-18 Yaş Gençler için Kendini Değerlendirme Formu (GKDF) ve Conner's Ana/Baba Derecelendirme Ölçeği (CADÖ-48) verilmiştir.Bulgular: Çalışmamızdaki WKET, Stroop Testi ve SPT sonuçları ışığında BAB olan ergenlerin sağlıklı kontrollere göre yürütücü işlevler ve dikkat fonksiyonlarında istatistiksel olarak anlamlı daha kötü performans gösterdiği saptanırken, BAB için ailesel risk taşıyan ergenlerde herhangi bir fark saptanmamıştır. Bunun yanında hem BAB olan ergenler hem de BAB için riskli ergenler sağlıklı kontrollere göre daha fazla klinik ve davranışsal sorun bildirmişlerdir.Sonuç: Bu çalışmanın sonucunda BAB için risk taşıyan ergenlerde davranışsal ve klinik sorun alanlarının aksine dikkat ve yürütücü fonksiyonlarında bozulma gösterilmemiştir. Bulgularımız özellikle hastalığın kendisinin dikkat ve yürütücü fonksiyonları bozduğu, ailesel olarak BAB için riskli olma ile bazı davranışsal sorunların ilişkili olduğu görülmesine karşın dikkat ve yürütücü fonksiyonlarla ilişki olmadığını göstermiştir. Geniş katılımcı sayısı ve nöropsikolojik test profilleri ile yapılacak takip ve görüntüleme çalışmaları, BAB için genetik risk taşıyan bireylerin nöropsikolojik profillerini daha iyi ortaya koyarken biyolojik ve psikometrik bozulmanın nerede ve nasıl başladığı ile ilgili daha açıklayıcı bilgiler sunacaktır. Purpose: In recent years, there is a growing evidence on association between Bipolar Affective Disorder (BAD) and specific neuropsychological impairment and familial transmission of Bipolar Affective Disorder (BAD). The aim of this study was to determine clinical and neuropsychological features associated with BAD in adolescence and assessing clinical and neuropsychological parameters of the high-risk adolescents in terms of familial transmission of BAD and to determine probable early markers for the disorder.Method: The study includes 12-18 year-old 25 cases diagnosed with BAD (study group), 25 adolescents whose parent or sister/brother previously diagnosed with BAD and the adolescent had no mood disorder (risk group) and typically growing 25 adolescents (control group). In order to determine the neuropsychological profiles, Wisconsin Card Sorting Test (WCST), Stroop Test, and Continuous Performance Test (CPT) were performed; to evaluate the clinical and behavioral profiles, Children?s Depression Inventory (CDI), Parent?Young Mania Rating Scale (P?YMRS), The Youth Self-Report (YSR), and the Conners' Parent Rating Scale (CPRS-48) were given to each participant.Findings: According to results, when compared with healthy controls, adolescents with BAD showed statistically significant worse performance in WCST, Stroop Test and CPT in terms of executive and attention functions, whereas there was no difference with risk group. In addition, adolescents in both study and risk groups reported significantly more clinical and behavioral problems compared to control cases.Conclusion: The results of this study were in favor of more behavioural and clinical problems in adolescents with a familial risk for the BAD, and not in favor of attention and executive function impairments compared to control subjects. Our findings suggest that; disorder itself may be associated with attention and executive function impairments, while the familial risk for BAD may be associated with some behavioural problems. Follow-up and neuroimaging studies conducted with large number of participants and neuropsychological test profiles may exhibit more explanatory information about neuropsychological profiles of individuals with genetic risk for BAD, and it may provide descriptive information about where and how the biological and psychometric deterioration initiate.
Collections