Hacettepe Üniversitesi İç Hastalıkları Hematopoietik Kök Hücre Transplantasyonu Ünitesi transplant deneyimi 2001-2004
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET ilk kayıtlı insan kemik iliği nakli deneyimi 1939 yılında altına bağlı aplazisi olan bayan hastaya, aynı kan grubundan olan erkek kardeşinden, ilk dökümante edilmiş başarılı kemik iliği nakli ise, 1965 yılında bir akut lenfoblastik lösemi hastasına radyasyon tedavisi ve kemoterapiyi takiben kardeşinden yapılmıştır. İnsan lökosit antijenlerinin (HLA) 1960'larda keşfedilmesi ile kemik iliği nakli yeni bir safhaya girmiştir. Tüm dünyada kemik iliği nakli merkezi sayısı 1975 yılı sonrasında hızla artmaya başlamıştır. Daha yakın tarihlerde başlayıp, giderek artan sayıda uygulanmaya başlayan, periferik kök hücre ile yapılan nakiller ile ve transplantasyon biyolojisi ve destek tedavisi uygulamalarındaki hızlı gelişmelerle transplantasyona bağlı mortalite ve morbidite oranı çok daha az olmaya başlamıştır. Türkiye'de 1978 yılından beri kemik iliği nakli yapılmakta olup halen 27 transplantasyon merkezi mevcuttur. Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesinde, İç Hastalıkları Anabilimdalı Hematoloji Ünitesinde allojeneik ve otolog periferk kök hücre transplantasyonu yapılan 27 hasta incelendi. Hastaların 10'u erkek, 17'si kadın idi, medyan yaş 38 (18-62) olarak bulundu, 21 'ine allojeneik, 6'sına otolog kök hücre nakli yapıldı. Tüm hastalarda transplanta bağlı 100 günlük mortalite %7,6 (2/27) iken allojeneik nakil yapılan hastalarda ilk 100 günde mortalite görülmemiştir. Hastaların 8'i (%29,7) ex olmuş, 12'si (%44,4) hastalıksız olarak yaşantısını sürdürmekte, 2'si (%7,4) takipten çıkmış ve 5'inde (%18,5) relaps izlenmiştir. Ortanca (medyan) nötrofil engrafman süresi 10 gün (3-15 gün), medyan trombosit engrafman süresi 9 gün (0- 17 gün) olarak saptanmıştır. Kök hücre nakli yapılan tüm hastalarda 32 aylık Kaplan- Meier Analizi ile hesaplanan toplam sağkalım (OS): %61,8, hastalıksız sağkalım (DFS): %37, IV busulfex ile hazırlama rejimi uygulanan allojeneik kök hücre nakillerinde ise 32. ayda OS: %85,7, DFS: %48,9 idi. ALL hastalarında kısa sürede relaps olduğu ve relaps olam oranının yüksek olduğu dikkate alıdığında, istatistiksel analiz yapmak uygun olmamakla beraber, Slavin tarafından uygulanan nonmiyeloablatif transplantasyon yönteminin AML hastalarında daha iyi, bazı özel şartlar dışında, ALL hastalarında ise yeterince uygun bir yöntem olmadığı izlenimi edinilmektedir. G-CSF kullanımıyla hastalardaki nötropeniye bağlı infeksiyöz komplikasyonlar, HEPAfiltre (high efficiency particulate air filter) ile transplant hastalarında nozokomiyal aspergillus infeksiyon sıklığı anlamlı derecede azaltılmıştır, beraberinde en sık nonmiyeloablatif rejimler kullanılması dolayısıyla transplantVI hastalarımızda ilk 100 gün mortalitesi düşük bulunmuştur. Bu veriler ünitemiz çalışmalarını göstermesi bakımından değerli olsa da, sonraki aşamada her merkezin sonuçlarını bölgesel-ülkesel ve uluslararası veriler ile karşılaştırarak çok yönlü bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. vu ABSTRACT The first documented human marrow transplant was attempted in 1939, when a woman with gold-induced aplasia was given marrow intravenously from a brother with identical blood group antigens. Sustained engrafment was first documented in 1965 in a patient with ALL from related donor. Discovery of the human leucocyte antigen (HLA) system in the 1960s led to a new phase of marrow transplantation. The number of marrow transplant centers continues to increase throughout the world since 1975. More recently, the introduction of peripheral blood progenitor cells has reduced the mortality and morbidity associated with transplantation. Since 1978, bone marrow transplantation has been performed in Turkey. So far we have performed hematopoietic stem c ell t ransplantation to 27 patients, (10 men and 1 7 women). Median age of the patients was 38 (range; 18-62) years. The transplant procedure was autologous for 6 (22,2%) patients and allogeneic for 21 (78,8%) patients. Myeloablative conditioning has been made in one patient. Other regimens were reduced intensity conditioning regimen. Median neutrophil engraftment was 10 days (3-15 days), median thrombocyte engraftment has 9 days (0-17 days). After 37 months of the follow-up, 8 (29,6%) of 27 patients has died, 5 (%18,5) patients disease has relapsed, 2 patients has lost to the follow up, 11 patient is alive without disease. The time of follow-up is median 14 months (1-37 months). Estimated disease free survival for all patients for 32 months is 37%, and estimated overall survival for 32 months is 61,8%, patient with taking preparative regimen with IV busulphan estimated disease free survival was 85,7% and overall survival was 48,9% with Kaplan-Meier analysis. We couldn't make statistical analysis becouse of the low number of patient, but Slavin's nonmyeloablative regimen seems not to be the suitable preparative regimen for ALL patients, except in some specific conditions, because of the early relapses of patients. However, it may be suitable for AML patients. Infectious complications were lower than expected in our patient cohort. All of our patients were in rooms with hepafiltered, positive airway pressure and laminar air flow. This probably reduced especially some airborne fungal infections, such as Aspergillosis. That causes our transplant related 100 days mortality low. This data is important for screening our transplant unit's effort, but we must make the analysis with national-international data for multiple ways.
Collections