Çocukluk çağı kalp yetmezliği tanı ve izleminde NT-proBNP`nin yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Ş. Hasçelik, Çocukluk çağı kalp yetmezliği olgularında NT-proBNP ölçümü. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Uzmanlık Tezi, Ankara 2004. Kalp yetmezliği patogenezinden önceki yıllarda başta hemodinamik değişiklikler, anatomik ve fonksiyonel bozukluklar sorumlu tutulmasına rağmen, yapılan çalışmalarla nörohümoral ajan ve enflamatuar sitokinlerin de bu süreçte payı olduğu ortaya çıkmıştır. Natriüretik peptit ailesi bu ajanlar içinde en çok araştırılan gruptur. 'Brain' natriüretik peptit (BNP) konjestif kalp yetmezliğinde ventrikül duvar geriliminin artması, sol ventrikül hacim ve/veya basınç fazlalığında ventrikülden salınan bir polipeptittir. Klinik tablonun şiddeti ile düzeyinin orantılı olarak yükseldiği bilinmektedir; bu yüzden tedavi izlemi ve prognoz tahmini için iyi bir indikatör olarak nitelendirilmiştir. NT-proBNP, proBNP'den BNP ile birlikte salınan bir moleküldür. Sol ventrikül disfonksiyonu ve klinik tablonun şiddeti ile doğru orantılı olarak düzeyinin yükseldiği yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Çocuklarda kalp yetmezliği semptomlarının nonspesifik olduğu bilinmektedir. NT-proBNP ölçümü çocuklarda kalp yetmezliğinin erken teşhisi, tedavi izlemi ve prognozu konusunda hızlı, ucuz ve kolay ulaşılabilen bir yöntem olarak tıp dünyasında yerini almıştır. Çalışmamızda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Ünitesi'nde öykü, fizik inceleme ve tetkiklerle kalp yetmezliği tanısı almış 80 hastadan alınan serum örneklerinde NT-proBNP düzeyi ölçüldü. Kırk altı erkek (%57.5) ve otuz dört kız (%42.5) hastadan oluşan grubun %10'u prematür, %16.3'ü yenidoğan, %35'i süt çocuğu (1-24 ay), %20'si çocukluk (2-10 yaş) ve %15'i adölesan döneminde idi. Otuz altı hastada (%45) konjenital kalp hastalığı, yirmi hastada (%25) kardiyomiyopati, yedi hastada (%8.75) pulmoner hipertansiyon ve sağ kalp yetmezliği, altı hastada (%7.5) akut romatizmal ateş, 2 hastada (%2.5) disritmi ve dokuz hastada (%1 1.25) malignansi, sıvı yüklenmesi ve sepsis tespit edildi. Kalp iiiyetmezliği bulguları Ross klasifikasyonu ile derecelendirildi. İzlem süresince onyedi hasta (%21.3) eksitus oldu. Kontrol grubu olarak 54 sağlıklı çocuk çalışmaya alındı. Hastaların periferik veninden alınan kandan elde edilen serumda Elecys 1010'da (Roche Diagnostics, Almanya) elektrokemilüminesans yöntemi ile NT-proBNP düzeyi ölçüldü. Hasta grubunda NT-proBNP değerlerinin ortalaması kontrol grubuna göre daha yüksek bulundu. Prematüre grubu ile yenidoğan grubunun NT-proBNP değerlerinin ortalaması çocukluk yaş grubuna göre daha yüksekti. Ross skoru ile NT- proBNP arasında anlamlı doğrusal bir korelasyon, ejeksiyon fraksiyonu (EF) ile istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte ters yönlü bir korelasyon olduğu saptandı. İzlem boyunca eksitus olan hastaların başvuru anında alınan NT-proBNP değerlerinin ortalaması eksitus olmayan hastalara göre daha yüksekti.Tedavi başlandıktan bir hafta sonra ölçümü tekrarlanabilen hastalarda istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte NT-proBNP ortalama değerlerinin eksitus olan grupta daha yüksek olduğu görüldü. Aynı yaş grubunda ortalama NT-proBNP değerleri hasta ve kontrol grubuyla karşılaştırıldığında hasta grubundaki değerlerin anlamlı olarak daha yüksek olduğu görüldü. Kontrol grubunda erkek ve kız hastalar arasında NT-proBNP düzeyleri arasında fark görülmedi. NT-proBNP değerlerinin ortalaması alındığında yenidoğanlarda en yüksek, adölesan döneminde en düşük olduğu görüldü. Çalışmamız sonucunda çocukluk çağı kalp yetmezliği vakalarında serum NT- proBNP düzeyinin kalp yetmezliği tanısında güvenilir bir tanı yöntemi olduğu, klinik tablonun şiddeti ile korele olduğu, prognoz kötüleştikçe yükseldiği, sağlıklı çocuklarda ise yenidoğan döneminde en yüksek, adölesan döneminde en düşük olduğu görülmüştür. Anahtar kelimeler: Kalp yetmezliği, NT-proBNP. IV ABSTRACT Hascclik S., N-terminal pro-brain natriuretic peptide measurements in children with heart failure. Hacettepe University Faculty of Medicine. Thesis in Pediatrics. Ankara 2004. Despite the classical attemps to define clinical syndrome of heart failure as a hemodynamic disorder with anatomical and functional changes, recent studies reported that activation of several endocrine systems also contribute to disease progression. Natriuretic peptides have been the most popular subject of intence research; because brain natriuretic peptide (BNP), a member of this family, is relased in response to increased cardiac volume or pressure overload. Recently, levels of N- terminal fragment of the precursor of BNP (NT-proBNP) have been reported to be increased in heart failure due to left ventricle (LV) dysfunction. Studies comparing BNP and NT-proBNP measurements show that NT-proBNP levels accurately reflect heart failure severity and LV dysfunction, thus considered as a marker for the diagnosis and prognosis of congestive heart failure (CHF) in pediatric patient population. We designed the present study to evaluate potential use of NT-proBNP levels in children with CHF for the management including its role as diagnosis, prognosis and therapatic monitoring tool due to variable etiologies. A total of 80 patients with a mean age of 4.1±5.6 years from mixed causes of CHF were included in our study. There were 46 boys and 34 girls. We screened patients by history, Ross score, clinical examination, 12 lead electrocardiography and echocardiography including Doppler studies. Patients with impaired LV systolic dysfunction or symptomatic heart failure (HF) were eligible. 36 patients (45%) had congenital heart disease, 20 patients (25%) had cardiomyopathy, 7 patients (8.75%) had right-sided heart failure with pulmonary hypertension, 6 patients (7.5%) had acute rheumatoid- fever, 2 patients (2.5%) had dysrrhytmias, and 9 patients (1 1.25%) had other systemic disorders. In addition, 54 healthy children with no history of heart disease or other chronic disease were participated in this study to form control group. Seventeen patients (21.3%) were lost on follow-up. NT-proBNP levels weremeasured using a chemiluminsecent immunoassay kit (Roche Diagnostics, Germany) on an Elecsys 1010 analyser. There was a significant difference in NT-proBNP levels between the children with CHF and control group. NT-proBNP levels were significantly higher in children with CHF. Premature and newborn infants had higher concentrations than older children, the highest values were obtained in prematures. NT-proBNP levels were higher in patients who were lost on follow up. The mean values of second samples taken after 10 days were also higher in patients who were lost, but statistically insignificiant. Positive correlation was obtained between NT-proBNP levels and clinical score (Ross score). A negative correlation was obtained between NT-proBNP levels and ejection fraction. Mean NT-proBNP levels were higher in patients with CHF than healthy children when classified according to age. In control group, there was no difference in NT-proBNP values between boys and girls. NT-proBNP levels were highest in newborns, and significantly decreased from newborn period to adolescent period. We conclude that recognition of NT-proBNP as a marker for the diagnosis, prognosis and monitoring of CHF in pediatric patient population has become a promising and reliable addition to current strategies for CHF, and that neonates had the highest levels of NT-proBNP among the healthy children. Key words: congestive heart failure, NT-proBNP VI
Collections