Çocukluk çağı nazofarinks karsinomu: 84 vakanın retrospektif analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Serhan Küpeli, Çocukluk çağı nazofarinks karsinomu: 84 vakanın retrospektif analizi HÜ Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıktan Uzmanlık Tezi. Ankara, 2004. Nazofarinks karsinomu (NFK) çocuklarda nadir görülen, farklı epidemiyolojik, histopatolojik ve klinik özellikleri olan bir hastalıktır. Çocuklarda görülen histopatolojik tip hemen her zaman indiferansiye NFK olmakta ve ileri lokal-bölgesel yayılımla ve uzak metastazla birliktelik görülmektedir. Çocuklarda görülen sistemik hastalık sıklığının yüksek oluşu nedeniyle günümüzde kemoterapi ileri evre hastalıkta ilk seçenek olarak tercih edilmektedir. Kombine tedavi şemalarıyla 5 yıllık sağkalım % 70'lere ulaşmış olmasına rağmen geç dönem komplikasyonlar önemli sorun olmaya devam etmektedir. Nazofarinks karsinomu nadir görülen bir neoplazi olduğundan literatürde tedavi ve uzun dönem izlem konularında fazla yayına rastlanamamaktadır. Bu çalışmada, çocukluk çağı NFK'nin epidemiyolojik, klinik ve tedavi ilişkili yönleriyle uzun dönem komplikasyonlan konularının incelenmesi amaçlandı. Çalışmaya HÜTF Çocuk Onkoloji Ünitesi'nde Eylül 1972 ve Şubat 2004 tarihleri arasında NFK tanısıyla izlenen hastalar dahil edildi. Tümörün durumu, lenf nodu tutulumu, metastaz olup olmadığı ve tümörün evresi TNM klasifikasyonuna göre yapıldı. Verilen tedavi şekillerinin 1972-1982 yılları arasında siklofosfamid ve radyoterapi, 1982-1999 arasında NFK protokolü, 1999'dan sonra ise Pediatrik Onkoloji Grubu (POG) protokolü olduğu görüldü. Başvuru anında hastaların çoğunluğunun (% 78.5) ileri evre olarak kabul edilen E3 ve E4 şeklinde sınırlandırıldığı belirlendi. Nodal tutulum evresi (N) arttıkça sağkalım in azaldığı görülmüş ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p=0.01). POG kemoterapi prokolü verilenlerde % 80, NFK protokolü verilenlerde % 63.4, Siklofosfamid verilenlerde % 30.9'luk bir sağkalım elde edildi (ortanca izlem süresi=110 ay) (p=0.01). Genel yaşam oranının % 56.3, hastalıksız yaşam oranının ise % 50.1 olduğu görüldü. Tedavi sonrası saptanan en sık geç komplikasyonlar hipotiroidi (% 9.5), diş çürükleri (% 7.1) ve trismus (% 7.1) oldu. 2 hastada (% 2.4) ikincil tümör gelişmiş olup birisinin disgerminom, diğerinin ise renal hücreli adenokarsinom olduğu saptandı. Yüksek doz radyoterapi ile ileri evredelerdeki nazofarinks karsinomunda remisyon sağlanabilse de izleyen dönemlerde lokal ve sistemik başarısızlık oranı yüksek seyrettiğinden ve radyoterapinin geç dönemdeki ciddi yan etkileri göz önünde bulundurularak, hem radyasyon dozunu azaltmak hem de relaps ve metastaz insidansını en aza indirmek amacıyla tedavide radyoterapi ve kemoterapi birlikte kullanılmalıdır. Tanı ve tedavideki gelişmelere paralel olarak, çocukluk çağında kanser tedavisi gören ve hayatta kalan birey sayısında önemli bir artış olduğundan ve kanser tedavisinin özellikle geç dönemde görülebilecek yan etkileriyle daha sık karşılaşılabileceğinden ağır tedavi protokolleri uygulanan NFK'li hastaların bu açıdan yakın takip edilmeleri bir zorunluluktur. Anahtar kelimeler: Çocuklarda nazofarinks karsinomu, tedavi şekilleri, komplikasyonlar. ABSTRACT Küpeli S, Childhood nasopharyngeal carcinoma: A retrospective analysis of 84 patients. Hacettepe University Faculty of Medicine, Department of Pediatrics, Ankara, 2004. Nasopharyngeal carcinoma (NPC) is a rare malignancy of childhood having different epidemiological, histopathological and clinical characteristics. The most frequent histopathological type is undifferentiated NPC and it is associated with advanced locoregional disease and distant metastases in childhood. Because of high incidence of systemic disease in childhood, chemotherapy is the first choice in therapy of advanced disease. Although 5 year's survival rates have reached 70 % with combined therapy modalities, late complications continue to be major concerrr. Since NPC is a rare malignancy there are not many publications in literature related with therapy and long term complications. Our aim was to investigate epidemiological, clinical and therapy related aspects and late complications of therapy in childhood NPC. The patients followed with the diagnosis of NPC between September 1972 and February 2004 in Hacettepe University Pediatric Oncology Unit were retrospectively analyzed. Tumour, lymph node involvement, metastasis and stage were classified according to TNM classification. It was seen that, cyclophosphamide and radiotherapy between 1972 and 1982, NPC protocol between 1982 and 1999 and Pediatric Oncology Group (POG) protocol after 1999 was the therapeutic choice given to the patients. The most of the patients (78.5 %) at the time of diagnosis were in advanced stages and classified as stage 3 or stage 4. Survival was inversely affected by increase in lymph node involvement (p=0.01). Survival rate was 80 % for patients given POG protocol, 63.4 % for NPC protocol and 30.9 % for cyclophosphamide group (median follow-up time=110 months) (p=0.01). Overall and event-free survival rates were 56.3 % and 50.1 % respectively. The most frequent late complications after therapy were hypothyroidism (9.5 %), dental caries (7.1 %) and trismus (7.1 %). In two patients secondary tumours developed, one was dysgerminoma and the other renal cell carcinoma. Although remission in advanced stages can be possible by delivering high dose radiotherapy, considering the high rate of local and systemic failure and late effects of radiotherapy, chemotherapy must also be used in management in order to decrease the radiation dose and the risk of relaps and metastases. Parallel to improvement in diagnostic skills and therapy there is an increase in survivors of childhood cancer and since late effects of cancer therapy can be encountered more often, the close follow-up of NPC patients given serious therapy protocols is an obligation. Key words: Childhood nasopharyngeal carcinoma, therapy modalities, complications. IV
Collections