Renal replasman tedavileri yapılan olgularda cinsel işlevlerin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) tedavisinde amaç, hastanın yaşamını uzatmak ve yaşam kalitesini artırmaktır. SDBY olan hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri de seksüel problemlerdir. Seksüel problemlerin prevalansı diyalize başlamadan önce yaklaşık %9 iken, diyalize giren kadın ve erkek hastalarda yaklaşık %60-%70'e yükselir. Başarılı böbrek nakli, SDBY olan kadınlarda ve erkeklerde seksüel disfonksiyonu düzeltmenin en etkili yoludur.Çalışmamızda, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı'nda SDBH nedeniyle böbrek nakli yapılan hastalar ile SDBY nedeniyle hemodiyaliz tedavisi gören hastaların demografik, klinik ve laboratuvar verileri incelenip, cinsel fonksiyonları değerlendirilerek, cinsel fonksiyonlarındaki değişime etki eden faktörlerin belirlenmesi amaçlandı.Bu çalışmaya Ekim 2005-Aralık 2011 tarihleri arasında böbrek nakli yapılan 74 (51 erkek, 23 kadın) hasta ile SDBY nedeniyle hemodiyaliz tedavisi alan 48 (28 erkek, 23 kadın) hasta alınmıştır. Hastalar seçilirken cinsel yönden aktif, nakil sonrası stabil duruma gelmiş, diyabetik , genital anatomik deformitesi , geçirilmiş pelvik cerrahi öyküsü ve ağır psikiyatrik rahatsızlığı olmayan hastalar dahil edildi. Hastaların rutin laboratuar değerleri ve fizik muayene bulguları kaydedildi. Ayrıca Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), Kadın Cinsel İşlev Ölçeği (FSFİ), Ereksiyon İşlev Uluslararası Değerlendirme (İİEF) formları, onamları alınarak dolduruldu.Çalışmamızda, nakil yapılan erkek hastaların IIEF ortalaması 25,58 ±4,4 iken, SDBY grubunda 21,01±4,1olarak bulundu(p=0,039). Nakil yapılan erkek hastalar incelendiğinde 20/51 (%39,2) hastada ED rastlandı. ED olan grupta yaş ortalaması 45±8,3 iken, ED olmayan grupta 35±6,9 olarak bulundu(p=0,001). Nakil yapılan erkek hastaların diyaliz süresine bakıldığında ED olan grupta 63,7±53 ay iken, ED olmayan grupta 36±42,8 ay olarak bulundu(p= 0,010). Nakil yapılan kadınlarda FSFİ ortalaması 26,3±6,7 iken, SDBY grubunda 17,7±4,2 olarak bulundu(p=0,001). Ayrıca nakil grubundaki kadınların FSFİ alt grupları (istek, uyarılma, kayganlık, orgazm, tatmin, ağrı), SDBY grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı farklılıklar tespit edildi. Nakil yapılan kadınlarda, FSFI?26 olanların yaş ortalaması (p=0,001) ve diyaliz süreleri (p=0,001), FSFİ<26 olanlar ile kıyaslandığında anlamlı farklılıklar olduğu tespit edildi.Çalışmamızda hastaların diğer fizik muayene ve laboratuvar değerleri arasında anlamlı farklılığa rastlanmadı.Bu çalışmada, diyaliz hastalarında seksüel disfonksiyon, yüksek oranda izlenirken, böbrek nakli sonrası cinsel fonksiyonlarda belirgin düzelme olduğu gözlendi. Nakil öncesi hemodiyaliz süresinin uzun olmasının, nakil sonrası her iki cinste de seksüel disfonksiyon sıklığında artışa yol açtığı izlenmiştir. Her iki cinste de son dönem böbrek hastalığının erken döneminde böbrek nakli yapılmasının, nakil sonrası dönemde cinsel fonksiyon bozukluğu sıklığını azaltacağı düşünülmektedir. Özellikle erektil fonksiyonlar olmak üzere diğer cinsel fonksiyon bozukluklarındaki iyileşmeyi de arttıracağı düşünülmektedir. The purposes of the treatment of end stage renal disease (ESRD) are to prolong the life expectancy and to improve the quality of life of the patients. Sexual problems are among the most important factors that have a negative impact on the quality of life of those patients. Prevalence of the sexual problems are about 9% prior to dialysis treatment, it gradually increases to 60-70% after initiation of dialysis treatment in both sexes. Kidney transplantation (KT) is the most effective way of correcting sexual dysfunction in this population.In this study we aimed to compare the demographic, clinical and laboratory data of the patients who has undergone a kidney transplantation at Ondokuz Mayis University School of Medicine Department of Urology with those who has been currently on hemodialysis (HD) treatment at our University Hospital.Between October 2005 and December 2011, 74 (51 male, 23 female) patients who has undergone a kidney transplantation and 48 (28 male, 23 female) patients who has been receiving HD treatment were included in the study in a retrospective fashion. Patients with a stable graft function for at least six months who were nondiabetic and sexually active, without any genital deformities or a history of pelvic surgery and free of any kind of severe psychiatric problems were included. Physical examination findings and laboratory test results were recorded. After obtaining informed consent, patients were instructed to fill Beck Depression Scale (BDS), Female Sexual Function Index (FSFI) and International Index of Erectile Function forms.Mean IIEF score was 25.58±4.4 and 21.01±4.1 in the men who had a KT and HD respectively (p=0.039). There were 20/51 (39.2%) men revealed ED in the KT group. The mean age was 45±8.3 and 35±6.9 years in the ED and nonED groups who had a KT respectively (p=0.001). Also there was a significant difference between two groups regarding duration of HD (63.7±53 vs. 36±42.8 months (p=0.01)). Mean FSFI score was 26.3±6.7 and 17.7±4.2 in the KT and HD groups respectively (p=0.001). When the subgroup analysis of the FSFI scores taken into consideration between KT and HD groups, there was significant improvement in desire, arousal, lubrication, orgasm, satisfaction and pain also. While the mean age of female patients who had a KT with a FSFI score >26 was 36.7±5 years, patients with a FSFI score <26 was 43.2±2.2 years (p=001). HD duration was 36.7±5 months for female patients with a FSFI score >26 and 66.6±18.1 months for patients with a FSFI score <26 (p=0.001). No other statistical significance was observed between physical examination findings and laboratory tests between the groups.In this study, sexual dysfunction was higher in HD patients and a significant improvement in sexual dysfunction after KT was observed. Longer duration of HD before KT causes higher rates of sexual dysfunction in both genders. A successful KT performed in the earlier phases of ESRD may help to decrease sexual dysfunction rates and improve all types of sexual functions besides erectile function.
Collections