Diffüz büyük B hücreli lenfomalarda sağkalım ve prognostik faktörler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Diffüz büyük B-hücreli lenfoma (DLBCL)'da, tedavi ile %70 oranında tam remisyon sağlanmasına karşın, remisyonun ancak %30-%50 oranında kalıcı olması sebebiyle, tedaviye yanıt ve sağkalıma etki eden prognostik faktörlerin önceden bilinerek tedavinin planlanması önem kazanmaktadır. Bu çalışmada, DLBCL tanılı 306 hasta sağkalıma etki eden prognostik faktörler açısından retrospektif olarak incelendi. Ortanca yaşı 49 (16-88) olan hastaların, tanı sırasında %49'unda 'bulky' hastalık ve %27'sinde ileri evre hastalık mevcuttu. IPI'a göre yüksek-orta ve yüksek riskli hastalar tüm grubun %1 5'ini oluşturuyordu. En sık tedavi yaklaşımının tek başına kemoterapi olduğu (%36) ve bunu kemoterapi+radyoterapinin (%31) izlediği görüldü. Uygulanan kemoterapilerin %94'ü antrasiklin içeriyordu. Ortalama 47 aylık izlem süresinde 82 (%27) hastada relaps gelişti ve 115 (%38) hasta öldü. Beş-yıllık genel sağkalım (GS) ve progresyonsuz sağkalım (PS) olasılığı sırasıyla %60 ve %52.7'ydi. Tek değişkenli analizlerde GS'yi olumsuz etkileyen faktörlerin yaş, B semptomu, 'bulky' hastalık, kötü performans durumu, yüksek LDH, ileri evre hastalık, birden fazla ekstranodal bölgede tutulum, yüksek ESR, düşük serum albümin düzeyi, yüksek İPİ, antrasiklin-içermeyen kemoterapi verilmesi olduğu görüldü, ilk tedaviye verilen cevabın da GS üzerine istatistiksel açıdan anlamlı etkileri vardı. B semptomu varlığı, birden fazla ekstranodal bölgede tutulum, ileri evre hastalık, kötü performans durumu, yüksek ESR, düşük serum albumin düzeyi, yüksek LDH, antrasiklinsiz kemoterapi ile tedavi PS'yi olumsuz yönde etkiliyordu. IPI'a göre risk arttıkça, PS süresi kısalıyordu. Çok değişkenli analizlerde, tanı sırasında mevcut özelliklerden, GS ve PS üzerine etkisi olan prognostik faktörlerin İPİ skoru ve başlanan kemoterapinin antrasiklin içermesi olduğu; tedavi sonrası ise, prognoz üzerine olan faktörlerin kemoterapinin antrasiklin içermesi ve kemoterapi ile sağlanan yanıt olduğu görüldü. Relaps hastalarda, relaps anındaki parametrelerden relapsa kadar geçen süre ve relaps sırasındaki İPİ GS üzerinde etkisi olan parametreler iken; kurtarma tedavisi sonrası prognostik faktörler tekrar değerlendirildiğinde IPI'ın etkisinin ortadan kalktığı ve kurtarma tedavisine verilen cevap ve relapsa kadar geçen sürenin GS üzerine etkisi olduğu görüldü. Sonuç olarak, ikinci basamak tedaviler ile alınan cevabın kısıtlılığı sebebiyle, relaps veya rezistan hastalık gelişmeden ilk basamakta uygulanan tedavinin yoğunluğunun artırılması sağkalım üzerine olumlu etki yaratabilir.Anahtar Kelimeler: Diffüz büyük B-hücreli lenfoma, prognoz, sağkalım As approximately %70 of patients with diffuse large B-cell lymphoma (DLBCL) achieves a complete remission and 30-50% of these patients can expect to be cured, it is important to manage patients according to the prognostic factors predicting response to treatment and survival. In this study, 306 patients with DLBCL were retrospectively analyzed for the prognostic factors and survival rates. The median age of the patients was 49 (range 16-88). Forty-nine percent and 27% of them presented with bulky disease and advanced stage, respectively. According to IPI, 15% of the patients were in high or high-intermediate group. The most common treatment modality was chemotherapy alone (36%) and followed by combination of chemotherapy and radiotherapy (31%). Chemotherapy regimens were containing anthracycline in 94% of the cases. During the mean follow-up of 47 months, 82 (27%) patients relapsed and 1 1 5 (38%) patients died. The 5-year-overall survival (OS) and 5-year-progression-free survival (DFS) were 60% and 52.7%, respectively. In univariate analyses, the adverse prognostic factors for OS were age, B symptoms, bulky disease, poor performance status, elevated LDH, advanced stage, involvement of more than one extranodal sites, elevated ESR, low serum albumin level, IPI >3 and treatment with chemotherapies not containing anthracyclines. Response to the first line therapy was also found to be a significant variable predicting OS. B symptoms, involvement of more than one extranodal sites, advanced stage, poor performance status, elevated ESR, low serum albumin level, elevated LDH and treatment with chemotherapies not containing anthracyclines were the adverse prognostic factors for PFS. PFS was also correlated with IPI. In multivariate analyses, of the prognostic factors available at the time of diagnosis, IPI and treatment with anthracycline- containing regimens were significant variables for PFS and OS; while the independent prognostic factors for PFS and OS after completion of the therapy were response to the first line therapy and treatment with anthracycline-containing regimens. In relapsed patients, prognostic factors affecting OS were IPI at relapse and time to relapse. When response to salvage therapy was included into the analysis, prognostic significance of IPI at relapse was replaced with response to salvage therapy. As a conclusion, considering the limited benefit from second line therapies in patients with poor prognostic factors, intensification of first line therapies before development of rezistance or relapse can improve survival rates. Keywords: Diffuse large B-cell lymphoma, prognosis, survival
Collections