Günübirlik jinekolojik laparoskopide remifentanil ve deksmedetomidinin derlenmeye etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
IV ÖZET Salman, N. Günübirlik jinekolojik laparoskopide remifentanil ve deksmedetomidinin derlenmeye etkileri. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji Tezi, Ankara 2005. Günübirlik anestezide, anesteziden derlenmede hala bazı problemlerle karşılaşılmaktadır. Kısa etkili bir selektif alfa-2 agonisti olan deksmedetomidinin günübirlik anestezide yeri olabilir. Bu çalışmada, günübirlik jinekolojik laparoskopilerde desfluran anestezisinde deksmedetomidin ve remifentanil infüzyonlanın derlenme hızı ve postoperatif yan etkiler açısından karşılaştırılması amaçlandı. Erik komite izni ve hasta onayı alındıktan sonra günübirlik jinekolojik laparoskopi uygulanacak 20-40 yaş arası ASA I-II sımfı 60 hasta çalışmaya alındı. Hastalar randomize olarak iki gruba ayrılarak 2 mg/kg propofol indüksiyonundan sonra Grup R'de 1 ug/kg iv remifentanili takiben 0.05 ug/kg/dk infüzyona başlandı. Grup D'de ise 1 /ig/kg deksmedetomidin iv bolustan sonra 0.4 /ig/kg/saat infüzyona başlandı. 1 MAC desfluran %65 N20-%35 02 idamede kullamldı. BIS <50 olacak şekilde infüzyonlar titre edildi. Tüm hastalara cerrahi sonunda 10 mg metoklopramid ve 1 gr metamizol uygulandı. Ameliyat boyunca nabız, noninvazif kan basıncı ve SpC«2 kaydedildi. Hızlı derlenme kriterlerine göre hasta derlenme odasına alındı. Sözel uyaran ile göz açma, oryantasyon zamanı ve taburcu olma kriterlerine göre taburculuk zamanı kaydedildi. Postoperatif ağrı ve bulantı VAS ile ölçüldü. Hastalara parasetamol reçete edildi ve taburculuktan 24 saat sonra telefon ile ilk analjezik alma zamanı, ağrıları ; anestezi ve derlenmeden memnuniyetleri araştırıldı. Demografik ve perioperatif hemodinamik verilerde gruplar arası fark saptanamadı. Remifentanil grubunda ekstübasyon (6,1 dk-7,3 dk), derlenme (9,1 dk- 10,5 dk) ve oryantasyon (16,1 dk-21,2 dk) zamanlan daha kısaydı. Remifentanil alan hastalar derlenme odasında daha az kaldılar (88 dk'ya karşılık 124 dk). Grup R'de ekstübasyonda kan basınçları daha yüksek bulundu. Postoperatif ağrıda bir fark bulunamazken Grup R'de bulantı skorları yüksekti. Grup D'de hiçbir hastaya antiemetik gerekmedi ve hastalar kusmadı. Grup R'de 6 hastaya ek doz antiemetik gerekti ve 8 hastada kusma gözlendi. Grup R'de hastalar evde daha fazla analjezik kullandılar. Elde edilen sonuçlar ışığında, günübirlik jinekolojik laparoskopilerde remifentanil infüzyonu uygulanması deksmedetomidine göre daha hızlı bir derlenmesağlamasına rağmen benzer hemodinami sağlaması, postoperatif bulantı-kusma insidansını ve analjezik ihtiyacını azaltması nedeni ile deksmedetomidin infiizyonu remifentanile bir alternatif oluşturabilir kanısına varıldı. Anahtar Kelimeler: Günübirlik anestezi; jinekolojik laparoskopi; remifentanil; deksmedotomidin; derlenme. VI ABSTRACT Salman, N. Effects of remifentanil and dexmedetomidine on recovery in ambulatory gynecologic laparoscopic surgery. Hacettepe University Faculty of Medicine, Thesis in Anesthesiology, Ankara 2005. We still seem to have problems about recovery in ambulatory patients. Dexmedetomidine, a short-acting selective alfa-2 agonist, may have role in ambulatory anesthesia. We aimed to compare the effects of dexmedetomidine to remifentanil infusion on recovery rate and postoperative side effects in ambulatory gynecologic laparoscopic surgeries, held with desflurane anesthesia. After ethics committee approval and written informed consent, we recruited 20-40 age, 60 ASA I-n patients scheduled to have gynecologic laparoscopic surgery. Patients randomized into two groups and after the induction with 2 mg.kg`1 propofol, following 1 /ig.kg`1 bolus, 0.05 /ig-kg'^min`1 remifentanil infusions were started in Group R. In Group D, following 1 /ig.kg`1 bolus, 0.4 jig.kg`1.h`1 dexmedetomidine infusions were started. 1 MAC desflurane in %65 N20-%35 O2 was used in maintenance. Infusions were titrated to hold BIS<50. At the end of surgeries, 10 mg metoclopramide and 1 gr metamizole were administered to all patients. In the perioperative period, heart rate, blood pressure and SpC«2 were recorded. Patients were taken to the recovery room, according to the fast-tracking criteria. Opening eyes on verbal command, orientation to person, date and place and discharge time using standardized discharge criteria were recorded. Postoperative pain, nausea and vomiting were recorded using VAS. Paracetamol were prescribed to all patients and 24 hours after discharge; first analgesic need, severity of pain and satisfaction with anesthesia and recovery were asked on phone. Among all groups demographic and hemodynamic data were found to be statistically indifferent. Extubation (6.1-7.3 min), recovery (9.1-10.5 min) and orientation (16.1- 21.2 min) times were lesser in Group R. Patients having remifentanil were in ward for a shorter time (88 min vs. 124 min). In Group R, blood pressures were found to be higher. Postoperative pain scores were not different statistically but nausea scores were higher in Group R. In Group D, none of the patients needed antiemetic and did not vomit. In Group R, 6 patients required 'rescue' antiemetic and 8 patients vomited. The patients in Group R were learned to use more analgesic at home.Vİİ According to our results, although faster recovery is obtained with remifentanil infusion, since similar hemodinamic state and decrease in incidence of postoperative nausea and vomiting and analgesic requirement are obtained, dexmedetomidine infusion may be an alternative for remifentanil. Key words: Ambulatory anesthesia; gynecologic laparoscopy; remifentanil; dexmedetomidine; recovery.
Collections