Akut koroner sendromlu hastalarda epikardiyal yağ doku kalınlığı ile koroner arter hastalığı yaygınlığı ve kompleksitesi arasındaki ilişki
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
GİRİŞ: Koroner arter hastalığı, tüm dünyada ve ülkemizde en önde gelen morbidite ve mortalite sebebidir. KAH'a neden olan ateroskleroz kronik bir süreçtir. Sessiz bir dönemin ardından kararlı veya kararsız bir klinik tabloyla ortaya çıkabilir. `Akut Koroner Sendrom` olarak adlandırılan alevlenme dönemlerini tetikleyici birçok risk faktörü bulunmaktadır. Risk faktörü olarak obezitenin değerlendirilmesinde, viseral yağ doku (VYD)' nun özellikle metabolik sendromlu hastalarda anahtar rol oynadığı bilinmektedir. Viseral yağ dokunun eşdeğeri olarak kabul edilen epikardiyal yağ doku (EYD), salgıladığı proaterojen ve proinflamatuvar sitokinler ile lokal olarak kalbin morfolojisi ve fonksiyonları üzerine etkilidir. EYD'nun KAH için bağımsız bir risk faktörü olabileceği, KAH varlığının, şiddetinin, aktivitesinin tayininde, tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde kullanılabilirliği araştırılmakta olup veriler kısıtlıdır. Bu çalışmanın amacı, daha önceden bilinen koroner arter hastalığı olmayan ve akut koroner sendrom ile hastaneye başvuran, koroner görüntüleme yapılan hastalarda, yatış döneminde yapılan rutin ekokardiyografide saptanan epikardiyal yağ doku kalınlığıyla, KAH'ın yaygınlığı ve kompleksitesi, bilinen KAH risk faktörleri ve antropometrik ölçümlerle ilişkisini saptamaktır.METOD: Çalışma, önceden KAH öyküsü olmayan AKS tanısıyla kliniğimize yatırılan 150 hasta (125 erkek, 25 kadın) ile yapıldı. Klinik, EKG, laboratuvar bulgularına göre 150 AKS hastası 75'i STEMI, 75'i NSTEMI olmak üzere iki gruba ayrıldı. Hastaların yatışından itibaren yaş, cinsiyet, Killip ve NYHA sınıfları, ortalama nabız ve arteryel kan basınçları, HT, DM, sigara, heredite, dislipidemi, sedanter yaşam, tuz kullanımı gibi kardiyovasküler risk faktörleri; tam kan sayımı, troponin, lipid paneli, glukoz, HgA1c, kreatinin gibi gerekli biyokimya parametreleri kaydedildi. Hastaların, Tanita Body Composition Analyzer TBF-300 cihazı ile kiloları, vücut yağ kitleleri, mezurayla boy, bel çevresi ve kalça çevresi ölçüldü, BMİ hesaplandı. Hastaların KAH yaygınlık ve ciddiyetini değerlendirmek amaçlı klinik ve anjiyografik risk skorları (TIMI, GRACE, SYNTAX, Gensini skorları) hesaplandı. Ekokardiyografi ile epikardiyal yağ doku kalınlığı ve volümü, mediastinal yağ doku kalınlığı ölçümleri yapıldı.BULGULAR: Tüm hastaların vücut kitle indeksi (ortalama 28,1±3,7) ve bel/kalça oranı (ortalama 0,999±0,04) yüksek olup, genel olarak hastalar fazla kiloluydu. Gruplar arasında yaş, kilo, boy, vücut kitle indeksi, bel çevresi, kalça çevresi, bel/kalça oranı, yağ kitlesi, mediastinal yağ doku kalınlığı açısından anlamlı fark yoktu. NSTEMI ve STEMI'li hastalar, KAH risk faktörleri açısından karşılaştırıldığında sigara her iki grupta da anlamlı derecede yüksek saptandı. Tüm grupta risk faktörleri değerlendirilirken bilinen diyabet öyküsü oldukça azken [31 DM (+), 119 DM (-)], laboratuvar bulgularında tüm grupta glukoz (ortalama 129±51,2) ve HgA1c (ortalama 6,4±1,23) değerleri yüksek saptandı. NSTEMI grubunda EYD kalınlığı ile SYNTAX (r=0,243, p= 0,035) ve GENSİNİ (r=0,394, p<0,001) skorları arasında pozitif yönlü ve anlamlı korelasyon saptandı. STEMI grubunda ise EYD kalınlığı ve volümüyle, TIMI, SYNTAX, GENSİNİ skorları arasında korelasyon saptanmadı. Tüm AKS hastaları gruplandırılmadan korelasyon analizine dahil edildiğinde EYD kalınlığı ve volümüyle risk skorları arasında korelasyon saptanmadı. Beklendiği üzere EYD kalınlığı ile, EYD volümü arasında ve klinik risk skorları ile anjiyografik risk skorları arasında anlamlı derecede korelasyon izlendi.SONUÇ: Bu çalışma, normal koronerli hastalarla karşılaştırmanın yapılmayıp sadece AKS hastalarını içeren, ekokardiyografik olarak ölçülen EYD ile, klavuzlarda belirlenen klinik ve anjiyografik risk skorlarıyla korelasyonun araştırıldığı ilk çalışmadır. Aterosklerotik kalp hastalıklarında ve akut koroner sendromlarda da epikardiyal yağ doku artmaktadır. AKS hastalarında, 2 boyutlu ekokardiyografiyle ölçülen EYD kalınlığı ve volümü, SYNTAX, Gensini, TIMI, GRACE risk skorlarıyla direkt korelasyon göstermemektedir. Israrlı ST yüksekliği olmayan akut koroner sendromda, EYD ile Gensini ve SYNTAX skorları arasında pozitif yönlü ve anlamlı korelasyon mevcutken, ısrarlı ST yüksekliği olanlarda izlenmemiştir. EYD ölçümü, basit bir yöntem olmasına rağmen, KAH yaygınlığı ve kompleksitesini değerlendirmede kullanılan birçok parametreyi içeren skorlama sistemlerinin yerini alamaz. BACKGROUND: Coronary artery disease is one of the most important morbidity and mortality reason, whole world and our country. Atherosclerosis leads to CAD, is a chronic process and after a slient period it reveals stable and unstable clinical conduction. There are many risk factors trigger 'Acute Coronary Syndrome'. İn the assesment of obesity as a risk factor, especially patients with metabolic syndrome visceral adipose tissue (VAT) is known to play a key role. Epicardial adipose tissue (EAT), accepted a synonym of visceral adipose tissue, secrets proatherogenic and proinflammatory cytokins and effects cardiac morphology and functions lokally. EAT will be an independent risk factor for CAD, CAD presence, severity, activity in the determination, in determining the availability of treatment options is being investigated, are limited data. The purpose of this study, without previous known coronary artery disease and admitted to our hospital with ACS, coronary imaging in patients undergoing hospitalization during routine echocardiography detected in the epicardial adipose tissue thickness with determined of the relationship between to CAD severity and complexity, CAD risk factors and anthropometric measurements.METHODS: Study includes 150 patients (125 men, 25 female) withouth previous known CAD, admitted our clinic with acute coronary syndrome. 150 ACS patients were divided into two group, 75 NSTEMI and 75 STEMI according to clinic proporties, ECG and laboratuary analyzes. Patients data collected during hospitalized. Cardiovascular risk factors such as age, sex, Killip and NYHA class, mean heart rate and mean arterial blood pressure; history of DM, HT, heredity, smoking status, dislipemia, salt intake and laboratuary analyzes such as CBC, glucose, troponin, lipid profile, creatinine were recorded. Patients weight and body fat mass were measured with Tanita Body Composition Analyzer TBF-300. Height, waist circumference and hip circumference were measured with mezura and BMI was calculated. For determination of the prevalence and severity of CAD in patients clinical and angiographic risk scores (TIMI, GRACE, SYNTAX, Gensini scores) were calculated. Thickness and volume of EAT and mediastinal fat tissue thickness were measured with cchocardiography.RESULTS: All the patients in general were overweighted and body mass index (mean 28.1 ± 3.7) and waist / hip ratio (average 0.999 ± 0.04) were higher. Between two groups association, there isn't differences in terms of age, weight, height, body mass index, waist circumference, hip circumference, waist / hip ratio, fat mass, mediastinal fat tissue thickness. Smoking is high both of STEMI and NSTEMI patients. Known history of diabetes, which is quite scarce at [31 DM (+), 119 DM (-)], laboratory findings glucose in all groups (mean 129 ± 51.2) and HgA1c (mean 6.4 ± 1.23) values were higher. There was positive and significant correlation between thickness of EAT and SYNTAX (r = 0.243, p = 0.035) and GENSINI (r = 0.394, p <0.001) risk scores in NSTEMI group. But , in the STEMI group there was no correlation between thickness and volume of EAT and TIMI, SYNTAX, Gensini risk scores. When all ACS patients included in the correlation analyze, there was no correlation between EAT thickness and volume with the risk scores. As expected, there was correlation between EAT thickness and EAT volume, also there was correlation between clinic risk scores and angiographic risk scores. CONCLUSION: This study includes only ACS patient. There is no comprassion with normal coronary patients and the first study whether there is a correlation between measured by echocardiografically EAT and clinical and angiographic risk scores in ACS patients. EAT increased in atherosclerotic heart disease and acute coronary syndromes. In patients with ACS, there was no directly correlation between EAT thickness, volume measured 2-dimensional echocardiographically and TIMI, GRACE, SYNTAX, Gensini risk scores. There was positive and significant correlation between thickness of EAT and SYNTAX (r = 0.243, p = 0.035) and GENSINI (r = 0.394, p <0.001) risk scores in only NSTEMI subgroup. EAT measurement, although it is a simple method can not replace in the assessment of CAD prevalence and complexity instead of scoring systems containing many parameters.
Collections