Depo hastalıkları dışında metabolik hastalıklarda karaciğer tutulumu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Mercan Y.E., Depo Hastalıkları Dışında Kalan Metabolizma Hastalıklarında Karaciğer Tutulumu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Tezi. Ankara 2006 Kalıtsal metabolik hastalıklarda karaciğer sıklıkla tutulan bir organdır. Çalışmamızda metabolik hastalık tanısı ile takip edilen, karaciğer tutulumu ile ilgili belirti ve bulguları 0.1 ay-12 yıl arasında başlayıp, metabolik hastalık tanısını 0.1 ay-15 yıl arasında alan ve izlem süreleri 1 gün-21.8 yıl arasında değişen, 31 'i erkek 62 hastanın karaciğer tutulumu ile ilgili belirtileri, aile öyküsü, fizik inceleme, laboratuvar ve abdominal ultrasonografi (USG) bulguları, karaciğerin histopatolojik bulguları, hastaların izlem ve komplikasyonları değerlendirildi. Hastaların %66.1'inde anne baba arasında akrabalık mevcut olup, %35.5'inde kardeş öyküsü vardı. En sık karaciğer tutulumu yapan metabolik hastalıklar tirozinemi (%37.1), galaktozemi (%17.7) ve alfa-1 antitripsin eksikliği (%16.1) idi. Toplam 54 hasta başvurudan önce diğer hastanelerde değerlendirilmiş, en sık organomegali, uzamış sarılık ve rikets nedeniyle izlenmiş, sadece 8 hasta (%14.8) metabolik hastalık tanısı alarak hastanemize başvurmuştu. Hastaların %77.4'ünün karaciğer tutulumu ile ilgili başvurularının ilk 1 yılda olduğu gözlendi. Metilmalonik asidemi (MMA), `Maple syrup urine` hastalığı (MSUD), propionik asidemi ve üre siklus defekti olan hastalar, diğer hastalık gruplarından farklı olarak metabolik hastalık tanılarını aldıktan sonra karaciğer tutulumu ile ilgili belirti ve bulgularla başvurmuşlardı. En sık başvuru yakınmaları karın şişliği (%46.8), sarılık (%38.7) ve kusma (%21) idi. Özellikle tirozinemili hastaların karın şişliği, galaktozemi ve alfa-1 antitripsin eksikliği olan hastaların ise sarılık yakınmasıyla başvuruları olmuştu. Fizik inceleme bulgularından sarılık başvuruda %38.7, hepatomegali başvuruda %91.7, son kontrolde %66.7, splenomegali başvuruda %59.3, son kontrolde %40, asit başvuruda %24.2, son kontrolde %30.6 oranında görülmekteydi. Başvuruda ve son kontrolde en sık rastlanılan laboratuvar bulguları anemi, serum AST ve ALT değerlerinde yükseklik, PT ve APTT uzunluğu iken, 48 hastaya yapılan abdominal USG incelemesinde en sık bulgular hepatomegali (%71.9), splenomegali (%39.6),11 asit (%38) ve karaciğerde ekojenite artışı (%38) idi. Klinik olarak hastalar en sık siroz ve neonatal hepatit tablolarıyla başvurmuşlardı. Toplam 48 karaciğer nekropsi ve biyopsi örneğinin histopatolojik incelemesinde en sık siroz ve siroza gidiş saptanmış, psödoglandüler transformasyon 8 hastada (%16.7) gözlenmişti. Hastalara Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Ünitesi tarafından K vitamini (%69.4), taze donmuş plazma (TDP) (%50) ve diüretik tedavisi (%33.9) verilmişti. Tirozinemi olan 5, alfa-1 antitripsin eksikliği olan 1 hastaya karaciğer transplantasyonu yapılmış, tirozinemi olanlardan biri ve alfa-1 antitripsin eksikliği olan hasta transplantasyon sonrası kaybedilmişti. Sonuç olarak metabolik hastalıklarda sık görülen karaciğer tutulumunun genelde erken yaşlarda bulgu verdiği ve çoğunda siroz geliştiği saptandı. Erken çocukluk döneminde tanımlanan karaciğer hastalıklarında erken tanı ve tedavi için etyolojide metabolik hastalıklar öncelikle düşünülmelidir. Anahtar kelimeler: Metabolik hastalık, karaciğer tutulumu, siroz, neonatal hepatit Ill ABSTRACT Mercan Y.E., Liver involvement in metabolic diseases other than storage disorders, Hacettepe University, Faculty of Medicine, Thesis in Pediatrics. Ankara 2006 Liver is commonly involved in inherited metabolic diseases. 62 patients (31 males) who were aged between 0.1 month-12 years old and who presented concerning about liver involvement were enrolled. They were aged between 0.1 month-15 years old when the diagnosis of metabolic disease had been made. They were following for 1 day-21.8 years. Symptoms related to liver involvement, family history, physical signs, findings in laboratory and abdominal USG investigation, pathological findings of liver biopsy/necropsy speciemens, follow-up and complications of patients were evaluated. Rate of family history of children followed for the same diseases or deaths from the same disease or from undiagnosed diseases that have the same sypmtoms was 35.5%. Parental consanguinity rate was 66.1%. The most frequent metabolic diseases involving liver were tyrosinemia (37.1%), galactosemia (17.7%) and alpha-1 antitrypsin deficiency (16.1%). 54 patients who were previously evaluated in other hospitals before coming to Hacettepe University are most frequently followed with organomegaly, prolonged jaundice and rickets, only 8 of them (14.8%) had taken the diagnosis of the metabolic disease while they were presented to our hospital. 77.4% of patients presented concerning about liver involvement within the first yera of life. Different from that of other metabolic disease groups, patients with MMA, MSUD, propionic acidemia and urea cycle defects presented concerning about their liver involvement before taking diagnosis of metabolic disease. The most frequent complaints were abdominal distention (46.8%), jaundice (38.7%) and vomiting (21%). Especially, patients with tyrosinemia presented with abdominal distention, and those with galactosemia and alpha-1 antitrypsin deficiency were presented with jaundice. Among physical findings, hepatomegaly (91.7% at presentation, 66.7% on the last visit) and splenomegaly (59.3% at presentation, 40% on the last visit) were the most frequent signs, others were jaundice (38.7% at presentation) and ascitesIV (24.2% at presentation, 30.6% on the last visit). Laboratory investigations most frequently revealed anemia, increased levels of ALT and AST, prolongation of APTT and PT. Most frequent findings of abdominal USG investigation performed in 48 patients were hepatomegaly (71.9%), splenomegaly (39.6%), ascites (38.0%) and increased echogenity of liver parenchyma. Patients most commonly presented as cirrhosis and neonatal hepatitis. Histopathological examination of 48 liver biopsy and necropsy specimens most frequently revealed cirrhosis and progression to cirrhosis. Pseudoglandular transformation was observed on 8 biopsy specimens (16.7%). Findings in our study show that most of the patients in our sample have early diagnosis about 12 months of age. Medications offered by Pediatric Gastroenterology, Hepatology and Nutrition Department were vitamin K (69.4%), fresh frozen plasma (50%) and diuretics (33.9%). Liver transplantation were performed in 6 patients. Indications included 5 cases of tyrosinemia and one case of alpha-1 antitrypsin deficiency. There were 2 deaths from posttransplant complications. In conclusion, we found that liver involvement in metabolic diseases occurs during early periods of life, cirrhosis commonly develops. Liver diseases recognized during early periods of life should remind us of metabolic diseases for early diagnosis and rapid treatment. Key words: Metabolic disease, liver involvement, cirrhosis, neonatal hepatitis
Collections