2007-2012 yılları arasında pediyatrik cerrahi tarafından opere edilen hastaların anestezi uygulamalarının retrospektif analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Pediyatrik anestezi; fizyolojik, anatomik ve farmakolojik özellikleri nedeniyle erişkin anestezisinden birçok yönden farklılık gösterir. Pediyatrik anestezik yaklaşım, anestezi uygulamalarında erişkine göre daha çok bilgi ve beceriyi gerektirir. Pediyatrik hastalarda anestezi riski yaşla ters orantılı olarak artar. Ancak, son yıllarda pediyatrik yaş gruplarının farklılıklarının ortaya konması ve anestezi ekipmanlarında önemli gelişmeler olması pediyatrik anestezi güvenliğini artırmıştır. Amacımız, Pediyatrik Cerrahi tarafından opere edilen hastaların preoperatif hazırlık, operasyon sırasında ve sonrasında anestezi yönetimi, postoperatif bakım ve hastalarda gelişen komplikasyonlar ve tedavileri kaydedilerek geniş bir veri kaynağı hazırlamak, varsa kliniğimizin eksikliklerini belirlemek ve bunların giderilmesi konusunda yol gösterici olabilecek bir bilgi kaynağı hazırlamaktır. Yaptığımız bu çalışma ile pediyatrik hastalara uygulanan anestezi sürecini değerlendirmemiz ve geliştirmemiz mümkün olacaktır. Bu çalışmada Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD'da 2007 ve 2012 yılları arasında Pediyatrik Cerrahi tarafından opere edilen hastaların perioperatif anestezi kayıt formları yerel etik kurul onayı alındıktan sonra retrospektrif olarak incelendi. Araştırmamızda elde edilen verilere anestezi kayıt formlarından, hasta dosyalarındaki bilgilerden ve hastanemizde kullanılan 'nucleus medikal bilgi sistemi' olarak adlandırılan ve hasta bilgilerinin kaydedildiği sistemden faydalanıldı. Elde edilen verilerin analizi, 'SPSS 16.0' istatistik paket programı kullanılarak yapıldı. Veriler, aritmetik ortalama ± SS (standart sapma), sayı ve yüzde olarak ifade edildi. Grupların karşılaştırılmasında Ki-kare, Student T ve Mann-Whitney U testi kullanıldı, p<0.05 olan değerler anlamlı kabul edildi. Opere olan 6018 hasta incelendiğinde erkek hasta sayısı 4087 (%67.9), kız hasta sayısı 1931 (%32.1) bulundu. Operasyona alınan hastaların en sık 3-12 yaş grubundan (%36.6), en az prematüre grubundan (%8.2) olduğunu bulundu. En sık gerçekleştirilen üç operasyonun GİS operasyonları, ürolojik operasyonlar ve inguinal herni olduğunu belirlendi. Hastalarda indüksiyonda kullanılan ilaçlar incelendiğinde en sık propofolün kullanıldığı bulundu. İndüksiyonda en sık kullanılan kas gevşetici ajanın cisatrakuryum, opioidin ise remifentanil olduğu belirlendi. İdamede en sık kullanılan anestezik ajanın sevofluran, postoperatif analjezik ajanın ise meperidin olduğu bulundu. Ek sistemik hastalıklar açısından incelediğimizde hastalarımızın en fazla solunum sistemi hastalıkları (%5.4), hematolojik hastalıklar (%5.0) ve GIS hastalıkları (% 5.0) sahip olduklarını belirledik. Midazolam kullanımına baktığımızda, prematüre ve YD'da diğer gruplara göre anlamlı olarak düşük bulundu. Operasyon sonrası hastaların 193 tanesinde (%3.2) YB gereksinimi olduğu, küçük yaş gruplarında postoperatif YB ihtiyacı olan hasta sayısı ve oranının büyük yaş gruplarına göre fazla olduğu bulundu. YB mortalite oranı ise %1.1 olarak bulundu. Prematüre yaş grubunda mortalite oranının en yüksek, 1-3 yaş grubunda ise en düşük olduğu bulundu. Hastalarımızda en sık intraoperatif ve postoperatif komplikasyonun prematüre ve YD grubunda olduğu, en sık görülen komplikasyonların da kardiak ve solunumsal komplikasyonlar olduğu ve cinsiyete göre fark olmadığı bulundu. Düzenli ve sistematik bir şekilde tutulan anestezi kayıtlarından geniş hasta serilerini kapsayan bir çok çalışmanın sağlıklı bir biçimde yapılabileceği, hastanemizde kullanılan Nükleus Medikal Bilgi Sistemi ve kliniğimiz anestezi kayıt formlarının hastalarla ilgili bilgilerin birçoğunu içerdiği ve retrospektif çalışmaların belli aralıklarla tekrarlanmasının hem aynı klinikteki uygulamaların sürekli olarak değerlendirilmesine, hem de klinikler arası karşılaştırma yapılmasına imkan vererek anesteziyolojinin gelişimine katkı sağlayacağı kanısına varıldı. Pediatric anesthesia has got a lot of differences from adult anethesia because of physiological, anatomical and pharmacological properties. Pediatric anesthesia management requires more knowledge and talent than adult anesthesia. Risk of anesthesia in pediatric patients increases inverse ratio by age. Detecting the differences of pediatric patients and important improvements at anesthesic equipments made pediatric anesthesia much more safe. In this study our object is to prepare a database for management of preoperative, intraoperative and postoperative anesthesia management; postoperative complications and treatments; detecting lacks of our clinic in pediatric surgery anesthesia. We have oppurtinity to assess and improve the anesthesia period of child patients. In this study, we evalueted retrospectively the anesthesia record forms of patients who has been performed anesthesia for pediatric surgery between 2007 and 2012 by Ondokuz Mayis University Medical Faculty Anesthesiology and Reanimation Department stuff. Before the study, we acquire medical ethic committee aproval of our instutition. We acquire the data from anesthesia record forms, patients' medical files and medical database of our instutition. Analyse of data was performed via SPSS 16.0 software programme. Data has expressed as aritmetic means±SD, number and percentage. Chi-square, student-T and Mann-Whitney U tests were used for comparision of groups. p<0,05 value has accepted significiant. 6018 patient has included to the study. 4087 ( 67,9%) were male, 1931 (32,1%) were female. The largest population was between 3-12 years old group (36,6%) and the smallest population was the prematüre group. The 3 frequent procedures were GIS operations, urological operations and inguinal hernia. Propofol was the most frequent anesthesia induction drug. The most frequent muscle relaxant was cisatracurium and most frequent opioid was remifentanyl. In the maintenance of anesthesia sevoflurane was the most frequent inhalation anesthesic and meperidine was the most frequent postoperative analgesic drug. When we assess the comorbid diseases we found that respiratuary system diseases (5,4%), hematological diseases (5,0) and GIS diseases (5,0%) were highest disease groups. Utilization of midazolam was significiantly lower in premature and newborn group. We saw that 193 (3,2 %) of patients has postoperative intensive care unit requierement. Intensive care unit requirements were higher in younger age groups. Total mortality rate was 1,1 %. Mortality rate was highest in premature group and lowest in 1-3 years old group. Most common postoperative complications were cardiac and respiratuary events and most frequent in premature and newborn group. There was no significiant difference between sexes about postoperative complications. We conclude that regular and sistemic anesthesia records may support medical studies with large patient populations; our instutition anesthesia record forms and database of our institution has most of information about patients; repeating such these retrospective studies may improve anesthesia practice and patient safety.
Collections