2005-2013 yılları arasında OMÜ Tıp Fakültesi`nde nefrektomi cerrahisi için anestezi uygulanan hastaların retrospektif analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Anestezi kayıt formları, hastanın operasyondaki durumunun değerlendirilmesi, retrospektif araştırmalarda kullanılması ve adli olaylarda başvurulacak gerekli bir kaynak olması açısından anestezinin önemli bir parçasıdır. Anestezi kayıt formlarında yer alması gereken bilgiler; hastanın anestezi öncesi durumu, anestezi sırasında ve ayılma odasında hastaya yapılan işlemler, uygulanan ilaçlar ve vital bulgulardır. Dikkatli ve düzenli tutulmuş anestezi kayıtları kullanılarak yapılan veri analizleri ile anesteziyoloji biliminin gelişmesine katkı sağlanır ve anestezi uygulamalarının niteliği arttırılabilir.Amacımız nefrektomi cerrahisi uygulanacak hastalarda anestezi etkinliğini belirleyerek yol gösterici olabilecek bir veri kaynağı hazırlamaktı. Bu amaçla Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 2005 ile 2013 yılları arasında nefrektomi cerrahisi geçiren ve anestezi kayıtlarına eksiksiz bir şekilde ulaşılan 922 hasta retrospektif olarak incelendi. Bulgularımız preoperatif ve intraoperatif anestezi kayıt formları, hasta dosyaları ve `Nukleus` olarak adlandırılan ve hastanemizde hasta kayıtlarının saklanması için kullanılan medikal bilgi sisteminden elde edildi. Çalışmamıza dahil edilen hastaların ortalama yaşı 50,8±17,2 (1,5-88) yıl idi. Çocuk hasta sayısı açısından da önemli bir sayıya ulaşılmıştı. Ek sistemik hastalıklar 65 yaş üstü grupta belirgin olarak artmıştı. Kardiyak hastalıklar ve diabetes mellitus en sık tespit edilen ek sistemik hastalıklardı. Eşlik eden KOAH hastalığının laparoskopik cerrahi için tercih edilmeme kriterlerinden biri olduğu izlendi.ASA I hastalarda kan ürünleri kullanımının (%6,7) ASA II-III grubu ile karşılaştırıldığında (%15,1) daha az olduğu izlendi. Yoğun bakım ihtiyacı sadece ASA II-III hasta grubunda ve toplam 17 (%3,4) hastada gözlendi.Kliniğimizde anestezi indüksiyon ajanı olarak en sık propofol (%89,3) tercih edilmişti. Kas gevşeticilerden rokuronyum ve sisatrakuryum en çok tercih edilen ajanlardı. İnhalasyon ajanlarından en çok tercih edileni de desflurane olmuştu.İnvazif arter kateterizasyonu incelediğimiz hasta grubunda özellikle radikal nefrektomilerde ve laparoskopik parsiyel nefrektomilerde tercih edilirken santral ven kateterizasyonu radikal nefrektomilerde anlamlı şekilde daha fazla uygulanmıştı. İnvazif hemodinamik monitörizasyon yapılan hastalar 2010 öncesi ile 2010 ve sonrası şeklinde incelendiğinde son yıllarda arter ve santral ven kateterizasyonu yapılan hasta oranlarının anlamlı şekilde azaldığı tespit edildi.Yaş ve ek sistemik hastalık varlığı intraoperatif komplikasyon gelişmesi açısından risk faktörü olarak bulundu ve 65 yaş üstü grubun en riskli grup olduğu tespit edildi. En sık intraoperatif komplikasyonların kardiyak nedenlere bağlı olduğu görüldü. İntraoperatif komplikasyon gelişmesiyle, anestezi sürelerinin de uzadığı gözlendi. Yıllara göre bakıldığında klinikte yapılan nefrektomi oranlarında artış gözlendi, özellikle 2009 ve sonrasında ivme kazandığı izlendi. Ürolojik cerrahideki teknolojik gelişmelere paralel olarak kliniğimizde yapılan nefrektomilerde laparoskopik cerrahi 2010 öncesinde %25,8 iken 2010 ve sonrasında %53,1 olarak tespit edildi. Çalışmamızda laparoskopik cerrahi yapılan hastalarla kıyaslandığında, açık cerrahi yapılan hastalarda anestezi süreleri anlamlı olarak daha kısa olmasına rağmen hastanede kalış süreleri daha uzun ve kan ürünü kullanımı belirgin olarak daha fazlaydı. Yoğun bakım ihtiyacı ve hastane mortalitesi açısından iki grup arasında fark izlenmedi. Açık cerrahilerde en çok kan replasmanı yapılan operasyonlar radikal nefrektomi ve parsiyel nefrektomilerdi.Hastaların %42,4'ünde laparoskopik cerrahi tercih edilirken çocuk hastalarda bu oranın %61'e çıktığı görüldü. Laparoskopik cerrahilerin alt tiplerine bakıldığında transperitoneal ve retroperitoneal oranlar sırasıyla %23 ve %19,4 idi. Retroperitoneoskopik cerrahi yapılan hastalarda anestezi süresinin anlamlı olarak daha kısa olduğu tespit edildi. Her iki teknikte de laparoskopik cerrahinin avantajları olan kan ürünleri kullanımı ve hastane kalış süresi açısından fark izlenmedi.Kliniğimizdeki anestezi formlarında pek çok parametrenin bulunduğu ancak EtCO2, peak basıncı, dakika ventilasyonu, saatlik idrar çıkışı gibi parametrelerin peroperatif takip edildiğini bilmemize rağmen düzenli olarak kayıt edilmediği fark edildi. Bu nedenle güncel çalışmalarda sıklıkla incelenen bu parametreler çalışmamızda değerlendirilemedi.Kliniğimizde erişkin ve çocuk hastalarda laparoskopik nefrektomi ameliyatları uygun hastalarda rutin hale gelmiştir. Çalışmamızda incelenen nefrektomi ameliyatları, morbidite ve mortalite oranları benzer çalışmalarla kıyaslandığında kabul edilebilir bir oran ile güvenli bir şekilde yürütülmüştür. Recording forms are important part of anesthesia in terms of intraoperative patient evaluation, retrospective analysis and forensic cases. Preoperative health state of patient, intraoperative and postoperative manipulations, administered drugs and vital signs must be included in the recording form. Data analyses via carefully prepared and fluent forms may help to improvement of anesthesiology science and increase the quality of anesthesia practice.Our subject was to prepare a database that may be a guide for anesthesia practice in nephrectomy surgery. We evaluated anesthesia forms retrospectively of 922 nephrectomy cases who were operated in Ondokuz Mayis University between 2005-2013.We acquired our data from anesthesia papers, patient files and computerized medical database of our hospital which called ''Nucleus''.Average age of our study population was 50.8±17.2 (1.5-88) years. There was an important number of children. Additional diseases were significantly increases at over 65 years group. Cardiac diseases and diabetes mellitus were most frequent disorders. COLD was a reason for refusing laparoscopic surgery.Blood product administration were less at ASA I group rather than ASA II-III group (6.7% to 15.1%) İntensive care unit demand occurred only at ASA II-III group and totally 17 (3.4 %) patients. Propofol was the most favorite anesthesia induction drug (89.3%). Rocuronium and cisatracurium were the most favourited muscle relaxants. Desflurane was the favourite inhalation agent.Invasive arterial cannulation was preferred especially for radical nephrectomies and laparoscopic partial nephrectomies while central vein catheterisation was preferred for radical nephrectomies. We saw that number of invasive monitorisations decreased after 2010. Age and additional diseases were risk factors for intraoperative complications and over 65 years group was the most risky population. The most intraoperative complications were related to cardiac disorders. The was a correlation between intraoperative complication occurring and anesthesia duration.We determined that there was an increase for nephrectomy operations especially after 2009. According to technological improvement at urologic surgery, laparoscopic nephrectomy ratios were 25.8% before 2010 and 53.1 % after 2010.When compared with laparoscopic cases, anesthesia durations of open procedures were shorter but hospitalization durations and blood product requirements were higher. There was no difference in terms of intensive care unit demand or hospital mortality between groups. In open procedures radical nephrectomy and partial nephrectomy was the most blood transfusion performed cases. In total population, laparoscopic surgery ratio was 42.4% but it was 61% at pediatric group. Transperitoneal and retroperitoneal laparoscopic subtypes were 23% and 19.4% respectively. Anesthesia duration was significantly shorter in retroperitoneal procedures. There was no difference between laparoscopy subtypes in terms of blood product transfusion and hospital stay.We determined that parameters like etCO2, peak airway pressure, minute ventilation, hourly urine output were not recorded regularly. So that we couldn't assess these parameters.In our clinic, laparoscopic nephrectomy has been a routine has been a routine procedures for adult and pediatric population at suitable patients. Procedures in our study were operated confidently and has acceptable morbidity and mortality rates compared with other studies.
Collections