Rituksimab sonrası dönemde diffüz büyük B hücreli lenfoma hastalarında albumin-lenfosit skorlamasının prognostik değerinin incelenmesi

Abstract

Diffüz Büyük B-Hücreli Lenfoma'da IPI hala klinik pratikte kullanılan prognostik indekstir. Agresif bir lenfoma olmasına rağmen tam remisyon olan bir hastalık olduğundan tanı anında tedavi ve takip planına yardımcı olacak etkili ve yol gösterici prognostik faktörlerin belirlenmesi önemlidir. Tüm dünyada bu yönde çok sayıda çalışma vardır. Biz de basit laboratuar testleri olan ve hemen her hastada tanı anında istenen testlerden olan serum albumin düzeyi ve tam kan lenfosit sayısının hastalığın seyrini öngörmede prognostik değerlerini inceledik. Çalışmamıza Ocak 2004 ile Aralık 2013 tarihleri arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı'nda CD20(+) diffüz büyük B-hücreli lenfoma tanısı ile ile izlenmiş 115 hasta dahil edildi. Evre, LDH, ekstranodal tutulum, performans(ECOG), B semptomu , CRP, beta2-mikroglobulin, kemik iliği tutulumu,albumin ve hemoglobin değerleri ile sağkalım arasında anlamlı ilişki bulundu.Yaş,cinsiyet ve lenfosit sayısının sağkalım üzerine etkisi bulunmadı. Daha geniş hasta grubuyla yapılacak çalışmalara ihtiyaç vardır. Tam yanıt gösteren hastalar daha çok lenfosit sayısı normal hasta grubunda yer alsa da istatiksel anlamlı ilişki gösterilemedi. Albumin≤3,7gr/dl olan hastalara 1 puan, lenfosit sayısı ≤ 1,0×109/L olan hastalara 1 puan verildi. Bu değerler normal olan hastalara puan verilmedi; böylece aldıkları puana göre A.L(0) düşük risk, A.L(1) orta risk, AL(2) yüksek risk olmak üzere hastalar üç gruba ayrıldı. A.L skorlamasının sağkalım ve tedaviye yanıtla ilişkisini inceledik. Albumin-Lenfosit skorlaması alt grupları arasında ortalama sağkalım ve tedaviye yanıt açısından istatiksel anlamlı fark bulundu; ancak R-IPI skorlaması hem tedaviye yanıtı hem de sağkalımı öngörmede üstün bulundu. Cox-regresyon modeli kullanılarak yapılan multivariate analizde albumin sağkalım üzerine diğer prognostik etkenlerden bağımsız risk faktörü bulundu. Daha geniş hasta populasyonuyla yapılan çalışmalarda da benzer sonuçlar bulunursa albumin içeren prognostik indekslerin geliştirilmesi önerilebilir. Albumine ek olarak, lenfosit sayısı yerine prognostik değeri daha yüksek parametreler kullanılarak yapılacak skorlamalar daha etkin olacaktır.

In diffuse large B-cell lymphoma, IPI is still a prognostic index used in clinical practice. Despite not being an aggressive lymphoma, the disease can be in a state of complete remission. Therefore, determination of the effective and guiding prognostic factors that will contribute to the treatment and follow-up plan is important. There are numerous studies in the literature in this respect. In this study, we investigated the prognostic values of serum albumin levels and lymphocyte counts which are simple laboratory tests and now asked for all patients for the diagnosis, on the course of the disease. The study included a total of 115 patients diagnosed with CD20 positive diffuse large B-cell lymphoma at Ondokuz Mayıs University Medical Faculty, Department of Hematology between January 2004 and December 2013. Significant correlation was observed between stage, LDH, extranodal involvement, performance (ECOG), B symptoms, CRP, beta2-microglobulin, bone marrow involvement, albumin and hemoglobin values and survival. Age, gender and lymphocytes count had no effect on survival. Further studies involving larger patient series are needed. Despite the fact that the patients showing complete response mostly appear in normal lymphocyte level group, no statistically significant relationship could not be shown. Patients with albumin levels of ≤3,7 gr / dl and those with lymphocyte count ≤ 1.0 × 109 / L were given 1 point. The patients with normal values were not scored; the patients were divided into three groups as A.L (0) low risk, A.L (1) intermediate risk, A.L (2) high risk according to their scores. We also investigated the relationship between A.L scoring and survival and response to the treatment. Statistically significant difference was observed between Albumin-Lymphocyte scoring subgroups in terms of mean survival and response to the treatment. However, R-IPI scoring was superior both in predicting survival and response to the treatment. In multivariate analysis performed using Cox-regression model, albumin was found to be an independent risk factor from other prognostic factors. If similar results are obtained in studies with larger populations, development of prognostic index containing albumin can be recommended. As well as albumin, scoring techniques using parameters with high prognostic values instead of total lymphocyte counts would be probably be more effective.