Gastrointestinal sistem kanserli hastalarda mide doluluğunun radyoterapiye etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Gastrointestinal sistem (GİS) kanserlerinin tedavisinde radyoterapi (RT) sıklıkla üç boyutlu konformal RT (3BKRT) ya da yoğunluk ayarlı RT (YART) şeklinde uygulanmaktadır. GİS tümörleri yerleşim yeri nedeniyle çevre organ hareketlerine çok duyarlıdır. Hastaların aç ya da tok olması, bağırsakların dolu ya da boş olması gibi organların hacimlerindeki değişiklikler, ışınlanması planlanan hedef hacimlerin yerini değiştirebilir ve daha fazla miktarda risk altındaki organın (RAO) ışınlanmasına neden olabilir. Bu nedenle, simülasyon işlemi sırasında ve sonrasında tüm tedavilerde hastanın aynı koşullarının sağlanması tedavinin doğruluğu açısından çok önemlidir. Aksi takdirde hedefin kaçırılması lokal-bölgesel kontrol oranlarında azalma ve toksisitede artma ile sonuçlanabilir. Bu tez çalışmasında, üst GİS kanserli hastalarda mide doluluğundaki değişikliğin (boş vs. dolu) hedef kapsanması ve RAOdozları üzerine olan etkisi incelenmiştir. Çalışmamıza mide (n=5) ve pankreas (n=5) kanseri tanısıyla cerrahi uygulanan ve adjuvan RT planlanan 10 olgu dahil edilmiştir. Hastaların planlama amaçlı boş ve dolu mideyi içeren iki bilgisayarlı tomografi (BT) görüntüsü alınmıştır. BT kesitleri üzerinde hedef hacimler ve RAO'lar konturlandıktan sonra 3BKRT (3alan, 3alan1 ve 4alan) ve YART (5 alan ve 7 alan) planları yapılmıştır. Sonuç olarak her bir hastada mide boşken 5 plan ve dolu iken 5 plan olmak üzere toplam 10 tedavi planı yapılmış ve aynı radyasyon onkolojisi uzmanı tarafından doz dağılımı ve RAO dozları açısından karşılaştırma yapılarak en iyi planlama tekniği belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca hastaların tedaviye boş mide yerine dolu mide ile girmeleri durumunda hedef hacim ve RAO dozlarındaki değişiklikler incelenmiştir. Çalışmamızın dozimetrik kısmında ise Aldersonrando fantom kullanılarak termolüminesansdozimete (TLD) ve Gafkromik EBT3 filmlerile ölçümler alınmıştır. Mide ve pankreas kanserli hastalarda tedavi planlama sisteminden (TPS) elde edilen verilere göre,3BKRT ya da YART planlarında boş ve dolu mide açısından hedef hacim dozlarında belirgin farklılık saptanmamıştır. Boş mideyi içeren tedavi planları karşılaştırıldığında pankreas kanserli hastalarda en iyi planlama tekniği 7alan YART, mide kanserli hastalarda ise 4alan 3BKRT tekniği olarak bulunmuştur. RAO dozları ile birlikte değerlendirme yapıldığında 7alan YART tekniği en iyi planlama tekniği olarak görülmektedir. Yedialan YART planlarında TPS'ten elde edilen veriler ile TLD ölçüm sonuçları karşılaştırıldığında % fark değerleri boş mideyi içeren planlarda %1,15-%8,08, dolu mideyi içeren planlarda %1,49-%5,49 aralığındadır. TPS ve Gafkromik EBT3 film ölçüm sonuçları karşılaştırıldığında ise %fark değerleri boş mideyi içeren planlarda %1,20-%3,99, dolu mideyi içeren planlarda %0,65-%3,34 aralığındadır. Hastaların tedaviye boş mide yerine dolu mide ile girmeleri durumunda hem pankreas hem de mide kanserli olgularda hedef hacim dozlarında anlamlı azalma gözlenmiştir. Sonuç olarak üst GİS kanserli hastalarda tedavi doğruluğu ve tekrarlanabilirliği açısından en önemli nokta mide doluluğunun tedavi süresince aynı olmasıdır. Bu amaçla her klinik kendisine özel tedavi protokolü hazırlamalı ve tedavi öncesi hasta ve hasta yakınlarına bu protokol ayrıntılı olarak anlatılmalıdır. In the treatment of gastrointestinal system (GIS) cancers, radiotherapy (RT) is frequently applied as three dimensional conformal RT (3BKRT) or intensity adjusted RT (YART). GIS tumors are very sensitive to environmental organ movements due to their location. Changes in the volume of organs, such as the patient's hungry or fullness, the intestines being full or empty, can change the intended target volumes to be irradiated and cause more irradiation of the RAO. For this reason, it is very important to ensure the same conditions of the patient in all treatments during and after the simulation process in terms of the correctness of the treatment. Otherwise, target abduction may result in reduced local-regional control rates and increased toxicity. In this thesis study, the effect of the change in stomach fullness (empty versus full) target coverage and RAO doses in patients with upper GI cancer was examined. Ten patients who underwent surgery with adjuvant RT and diagnosed with stomach cancer (n = 5) and pancreatic cancer (n = 5) were included. Two computerized tomography (CT) images were taken of the patients for planning purposes. After the target volumes and RAOs are contoured on the CT sections, 3DCRT (3field, 3field1 and 4field) and YART (5field and 7field) plans have been made. As a result 10 treatments were planned, 5 in the stomach empty and 5 in the full and the same radiation oncologist tried to determine the best planning technique by comparing dose distribution and RAO doses. We also examined changes in target volume and RAO doses in the case of patients entering with full stomach instead of empty stomach. In the dosimetric part of our study, measurements were taken with thermoluminescence dosimeter (TLD) and Gafochromic EBT3 films using Aldersonrando phantom. According to the results obtained from the treatment planning system (TPS) in patients with stomach and pancreatic cancer, there was no significant difference in the target volume doses from empty to full stomach in 3DCRT or YART plans. When compared treatment plans with empty stomach, the best planning technique for patients with pancreatic cancer is the 7field YART and in patients with stomach cancer, it was found to be a 4field 3DCRT technique. When assessed together with doses of RAO, the 7field YART technique is considered the best planning technique. When the TLD measurement results are compared with the data obtained from the TPS in the 7th YART plans, the difference values are between 1,15% and 8,08% in the plans containing the empty stomach and 1,49% and 5,49% in the plans involving the full stomach. When the TPS and Gafochromic EBT3 film measurement results are compared, the % difference values are between 1.20% and 3.99% on planes containing empty stomach and between 0.65% and 3.34% on planes containing full stomach. When the patients entered with full stomach instead of empty stomach, there was a significant decrease in target volume doses in both pancreas and stomach cancer cases. In conclusion, the most important point in terms of the correctness and reproducibility of treatment in patients with upper gastrointestinal cancer is that the gastric filling is the same throughout the treatment period. For this purpose, each clinic should prepare its own treatment protocol and this protocol should be explained to patient and patient relatives before treatment.
Collections