Fertility decline in Turkey from the 1980s onwards: Patterns by main language groups
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türkiye 1980'lerden sonra, doğu batı doğrultusundaki büyük farklılıklar devam etmekle birlikte, doğurganlık geçişinin son aşamasına girmiştir. Bu tezin amacı Türkiye'de ana dil gruplarına göre doğurganlıkta yakın zaman içinde gerçekleşen azalma ve farklılıkları doğum sırası yaklaşımı ile incelemektir. Çalışmanın ampirik bölümünde en güncel nedensellik araştırması yaklaşım ve yöntemleri, `2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA-2003)' verisine uygulanmıştır.Analiz, 1980'lerden beri ilk defa anne olma hızının azalmakta olduğunu göstermiştir. Buna karşın, ilk evlenme ve ilk doğum arasındaki sürede önemli bir değişim gerçekleşmemiştir. Üçüncü ve dördüncü doğumlara geçiş hızları önemli derecede azalırken, ilk doğumdan ikinci doğuma geçiş süresi uzamaktadır. Türkçe konuşan annelerin bir sonraki doğuma geçiş hızları Kürtçe konuşan annelere göre daha düşüktür. Yüksek eğitimli Türkçe konuşan kadınlar düşük düzey doğurganlık davranışının öncüleri olarak görülürken, Kürtçe konuşan ve Türkçe bilmeyen kadınlar doğurganlık geçişinde geride kalan grubu teşkil etmektedirler.Türkiye'deki doğurganlığın düşmesi ve ana dil gruplarına göre farklılıkların açıklanmasında bireylerin sosyo ekonomik ve sosyokültürel özelliklerinin bileşenlerinin incelenmesi gerekli fakat yetersiz bir yaklaşım olacaktır. Türkiye'de doğurganlık geçişinin açıklanmasında hem yapısal değişimlerin etkisi hem de doğum sayısına bağlı doğurganlığı sınırlama davranışının Türkçe vasıtasıyla yayılmasının etkisi göz önünde tutulmalıdır. Turkey entered into the last phase of its demographic transition since the 1980s, with a wide regional disparity ranging from east to west. The purpose of this thesis is to examine recent fertility decline and differentials by main language groups in Turkey from a birth order perspective. The empirical part of the study is based on recent approaches and methods of causal analysis and has exploited information provided by the `Turkey Demographic and Health Survey-2003?.The analysis has shown that the propensity for first time motherhood has been declining since the 1980s. However, the duration between first marriage and first birth did not notably change. There has already been a substantial decline in the transition to third and fourth births and the postponement has begun to emerge in the transition from first to second birth. Parity progression intensities of Turkish speaking mothers are lower than Kurdish speaking mothers. Highly educated Turkish speaking women appear to be pioneers of very low fertility behavior, whereas Kurdish speaking women who don?t know Turkish constitutes the laggards in the fertility transition.A combination of individual socioeconomic and socio-cultural factors is necessary but not sufficient to explain the fertility decline process and differential fertility behavior between the two mother tongue groups in Turkey. The study suggests that the fertility transition in Turkey can be attributed to both structural changes in society and a diffusion process of modern parity-specific fertility limitation, via the Turkish language.
Collections