Akciğer nodüllerinin ve kitle lezyonlarının değerlendirilmesinde dinamik manyetik rezonans görüntülemenin yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Pulmoner solid yer kaplayıcı lezyonlar akciğer grafilerinde sıkça karşımıza çıkan bir bulgudur. Özellikle multidedektörlü bilgisayarlı tomografinin (MDBT) kullanımının yaygınlaşması ile de tespit edilebilirlik artmaktadır. İnce kesitli görüntüler sayesinde, pulmoner değerlendirme sırasında tespit edilen küçük nodüllerin prevalansında artış gözlenmekte, birkaç yıl öncesine kadar soliter pulmoner nodül ayırıcı tanısı önemli iken artık multipl nodüllere yaklaşım yolları geliştirilmektedir. Bu nodüllerin çoğu benign olmakla birlikte, bazılarının akciğer kanserinin erken bulgusu olabileceği de akılda bulundurulmalıdır. Bu nedenle, benign nodüllerin malignlerden ayrımında mümkün olan en az invaziv yöntem ile en spesifik ve doğru tanıya ulaşmak önemlidir. Çalışmamızın amacı, dinamik manyetik rezonans görüntülemenin (MRG) morfolojik ve kinetik parametrelerinin malign ve benign akciğer lezyonlarındaki farklılığını ve dolayısıyla pulmoner nodül değerlendirmesinde kullanılabilir bir yöntem olup olmadığını araştırmaktır.Çalışmamızda 4'ü kadın, 27'si erkek, 31 hastaya 1.5 tesla MRG cihazı ile, 3 boyutlu fast low-angle shot (FLASH) sekansı kullanılarak, 30 sn aralıklarla, birbirini takibeden on seri halinde kontrastlı dinamik MRG tetkiki uygulandı. Her bir zaman dilimi için sinyal intensitesindeki (SI) artış yüzdesi hesaplandı. Bütün hastalar için zaman-kontrastlanma eğrileri çizildi ve tiplerine göre 4 gruba ayrıldı (Tip A, B, C, D). Eğrilerin erken pik (EP) ve maksimum pik (MP) değerleri hesaplandı. Sonuçlar tanılarla karşılaştırıldı. Hastalardan 22 tanesi histopatolojik tanı aldı. Bunlardan 16'sı malign (7 skuamöz hücreli karsinom, 6 adenokarsinom, 1 küçük hücreli dışı karsinom, 1 küçük hücreli karsinom ve 1 büyük hücreli karsinom), 6'sı benign tanısı aldı. 15 benign lezyondan 9'u klinikoradyolojik özellikler ve takip neticesinde tanı aldı. Çoğu malign olguda yüksek EP ve MP değerleri ile benignlere göre belirgin derecede güçlü kontrastlanma saptandı. Bu parametrelerin etkinliği istatistiksel olarak hesaplandı. Benign ve malign gruplar arasında anlamlı farklılıklar görüldü. Sensitivite, spesifite, pozitif prediktif değer, negatif prediktif değer EP için; %75, %93, %92, %78; MP için; %93, %86, %88, %93 olarak tespit edildi.Kinetik ve morfolojik değerlendirmenin birlikte yapıldığı Dinamik MRG, akciğer lezyonlarının malign-benign ayrımını doğru olarak yapabilen, pulmoner nodül yönetiminde kullanılabilecek, invaziv olmayan bir yöntemdir. Radyasyona maruziyetin olmaması önemli bir avantajıdır.Anahtar kelimeler: Pulmoner Nodül, Dinamik MRG, Kinetik Parametreler Pulmonary solid space occupying lesions are very common findings on chest radiographs. The nodule detection rates are in increase due to widespread use of multi-detector computed tomography (MDCT). The prevalence of small pulmonary nodules, detected during pulmonary evaluation, is on the rise by means of thin-section CT scans. While it was important to make the differential diagnosis of solitary pulmonary nodules a few years ago, now algorithms are being developed for evaluation of multiple pulmonary nodules. Altough most of these nodules are benign, it must be considered that some of them may be an early finding of lung cancer. That?s why, it is important to differentiate malignant nodules from benign nodules in the least invasive way and to make a diagnosis as specific and accurate as possible. The aim of our study is to determine whether dynamic magnetic resonance imaging (MRI) with use of kinetic and morphologic parameters reveals significant differences between malignant and benign pulmonary lesions and thus, to evaluate the utility of dynamic MRI in the management of pulmonary nodules.In our study 31 patients (4 women and 27 men) underwent 1.5 T MRI and 10 consecutive dynamic series were performed in every 30 seconds by using 3D fast low-angle shot (FLASH) sequences. Percentage increase in signal intensity (%SI) of lesions were determined for each time point. Time-enhancement curves of the lesions were drawn and they were classified into four types (Type A, B, C, D). Early peak (EP) value and maksimum peak value of the curves were calculated and they were compared with the diagnosis of the patients. 22 patients received a histopathologic diagnosis. 16 of them were malignant (7 squamous cell carcinoma, 6 adenocarcinoma, 1 non-small cell carcinoma, 1 large cell carcinoma) and 6 of them were benign. Of the 15 benign lesions, 9 were diagnosed by means of clinicoradiologic features and follow up. Most of the malignant nodules showed stronger enhancement with higher EP and MP values. The usefulness of these parameters were tested statistically. There were signifacant differences between benign and malignant lesions. Sensitivity, spesifity, positive predictive value, negative predictive value were %75, %93, %92, %78 for EP and %93, %86, %88, %93 for MP, respectively.
Collections