İntihar girişimi olan ve olmayan depresyon tanılı ergenlerin dürtüsellik ve umutsuzluk düzeylerinin ve nöropsikolojik test performanslarının karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: İntihar girişiminin önlenmesinde yüksek riskli grubun belirlenmesi başlıca stratejilerden biridir. İntihar girişiminde bulunmuş ergenlerde depresyon en sık psikiyatrik hastalıktır. Depresyonlu erişkin hastalarda dürtüsellik, ketleme ve bilişsel esnekliği içeren yürütücü işlevlerde bozulmanın intihar girişimi için risk oluşturduğu gösterilmiştir. Çocuk ve ergen örneklemde intihar girişimi olan olgularda ketleme ve bilişsel esnekliğin birlikte değerlendirildiği nöropsikolojik test çalışması bulunmamaktadır. Bu çalışmada Major Depresif Bozukluk (MDB) tanısı olan ergenlerde intihar girişiminde bulunan ve bulunmayanlar karşılaştırılarak klinik özellikler (komorbid psikiyatrik tanılar, psikotrop ilaç kullanımı, aile psikopatolojisi, ailede intihar girişimi olması), dürtüsellik, umutsuzluk ve nöropsikolojik test performanslarının intihar girişimi ile ilişkisinin ve öngörücülüğünün değerlendirilmesi amaçlanmıştır. İkincil amaç olarak ise; intihar girişiminde bulunan grupta umutsuzluk ve bilişsel esneklik arasındaki ilişkinin, girişimin dürtüselliği açısından ayrılan gruplarda girişimcinin dürtüselliğinin, klinik (intihar girişimi sayısı, girişim yöntemi, intihar niyeti, komorbid psikiyatrik hastalık, aile psikopatolojisi, ailede intihar girişimi öyküsü, depresyon süresi ve şiddeti) ve nöropsikolojik özelliklerin incelenmesi amaçlanmıştır.Metod: Bu çalışmaya Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Acil polikliniğine intihar girişimi nedeniyle başvuran ve Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları (OMÜ-ÇERSAH) Ana Bilim Dalı'na konsulte edilen MDB tanısı koyulan 30 ergen ile yaş, cinsiyet, IQ puanı, depresyon süresi ve şiddeti bakımından anlamlı farklılık göstermeyen Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları (OMÜ-ÇERSAH) polikliniğine başvuran ve MDB tanısı koyulan 30 ergen alınmıştır. Çalışmaya katılanlara Sosyodemografik ve Klinik Veri Formu, K-SADS-PL (Okul Çağı Çocukları İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli), Porteus Labirentleri Testi, Stroop Testi-TBAG Formu, Go/NoGo (Yap/Yapma) Testi, Wisconsin Kart Eşleme Testi (WKET) ve İntihar Niyet Ölçeği (İNÖ) uygulanmıştır. Çocuklar için Depresyon Ölçeği (ÇDÖ), Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ) ve Barratt Dürtüsellik Ölçeği (BUÖ) verilmiştir. Çalışmanın verileri SPSS 21.0 paket programında değerlendirilmiştir.Bulgular: İntihar girişiminde bulunan depresyonlu ergenlerde intihar girişiminde bulunmayan ergenlere göre; BIS-11'de saptanan motor (p=0,002), plansızlık (p=0,001) ve toplam (p=0,006) dürtüselliğin, bozucu etki ketlemesini ölçen Stroop 5. bölüm süre (p=0,037) ve hata (p=0,013) puanının, yanıt ketlemeyi ölçen Go/NoGo testinde komisyon sayısının (p<0,001) ve bilişsel esnekliği ölçen WKET testinde toplam tepki sayısı (p<0,001), toplam hata sayısı (p<0,001), perseveratif yanıt sayısı (p<0,001), perseveratif hata sayısı (p<0,001), perseveratif hata yüzdesi (p<0,001)'nin daha yüksek olduğu saptandı. İki grup arasında umutsuzluk düzeyini ölçen BUÖ puanı arasında anlamlı fark saptanmadı. Geriye dönük adımlama yöntemiyle yapılan çoklu regresyon analizi sonucunda; ailede intihar girişimi öyküsü olması (OR:5,87), Go/NoGo testi komisyon sayısı (OR:1,37), WKET perseveratif hata sayısı (OR:1,09), BIS-11 toplam puanı (OR:1,05) modelde kalmaya devam etti. Bilişsel esnekliği ölçen WKET'deki perseverasyon faktörüne ilişkin puanlar ile BUÖ puanının korelasyon göstermediği saptandı. İntihar girişiminin dürtüselliğine göre iki gruba ayrılan olgular arasında, orta derece dürtüsel+dürtüsel olmayan grupta depresyon şiddeti (p=0,002), ailede depresyon (p=0,035) ve ailede intihar girişimi öyküsü olması (p=0,027) anlamlı olarak daha yüksekti. İntihar girişiminin dürtüselliğine göre ayrılan olgular arasında diğer klinik özellikler, BIS-11 toplam ve alt ölçek puanları ve nöropsikolojik test puanları (Stroop testi 5.bölüm puanları, Go/NoGo testi puanları, WKET puanları)'nda anlamlı farklılık saptanmadı.Sonuç: Bu çalışmanın sonuçlarına göre intihar girişiminde bulunan depresyonlu ergenlerin intihar girişimi olmayan depresyonlu ergenlere göre daha dürtüsel oldukları, yürütücü işlevlerden ketleme ve bilişsel esneklik süreçlerinin daha bozuk olduğu saptandı. Depresyonlu ergenlerde intihar girişimini öngören en önemli faktörün ailede intihar girişimi öyküsü olduğu görüldü. İntihar girişimini öngören diğer faktörlerin dürtüsellik düzeyi, yanıt ketleme ve bilişsel esneklik becerileri olduğu bulundu. Depresyonlu ergenlerden bu özellikleri gösterenlerin yakın klinik takibi ve uygun tedavi yöntemleri ile müdahalenin intihar girişimini önlemede önemli rol oynayabileceği düşünülmüştür. Objective: Detection of high risk groups is one of the leading strategies to prevent suicide attempt. Depression is the most common psychiatric disorder in adolescents attempting suicide. In adult patients with depression, impulsivity and impairment of executive functions including inhibition and cognitive flexibility have been shown to be a risk for suicide attempts. There are no neuropsychological test studies in which inhibition and cognitive flexibility are evaluated together in cases of suicide attempts in child and adolescent samples. In this study, it was aimed to evaluate the relationship between clinical features (comorbid psychiatric diagnoses, psychotropic drug use, family psychopathology, family suicide attempt), impulsivity, hopelessness, and neuropsychological test performance with suicide attempt in adolescents with Major Depressive Disorder (MDD) and to assess predictivity of these factors in suicide attempts. As a secondary purpose; it was aimed to investigate the relationship between hopelessness and cognitive flexibility in the attempted suicide group, in addition to evaluate impulsivity, clinical (number of suicide attempts, suicide method, suicide intent, comorbid psychiatric disease, family psychopathology, family suicide attempt history, duration and severity of depression) and neuropsychological characteristics in groups divided by impulsivity of the suicide attempt. Method: 30 adolescents who were admitted to the Ondokuz Mayıs University Medical Faculty Pediatric Emergency Clinic due to suicide attempt whose MDD diagnosis was consulted to the Child and Adolescent Mental Health and Diseases (OMU-CAMHD) and 30 adolescents without differences were found in terms of age, gender, IQ score, duration and severity of depression from attempted suicide group who were admitted to the Child and Adolescent Mental Health and Disease (OMU-CAMHD) clinic and who were diagnosed MDD were included in the study. Sociodemographic and Clinical Data Form, K-SADS-PL (Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia for School-Age Children--Present and Lifetime Version), Porteus Maze Test, Stroop Test TBAG version, Go/NoGo Test, Wisconsin Card Sorting Test (WCST), Suicide İntent Scale (SIS), Child Depression Inventory (CDI), Beck Hopelessness Scale (BHS) and Barratt Impulsivity Scale (BIS-11) were applied to those who participated in the study. The data of the study were evaluated in the SPSS 21.0 package program.Results: İt was determined that depressed adolescents attempting suicide have high scores than nonattempters in ; motor (p=0,002), nonplanning (p=0,001) subscales and total score (p=0,006) of the BIS-11, Stroop 5.section time (p=0,037) and error (p=0,013) score which measure interference, Go/NoGo test comission (p<0,001) which measure response inhibition and number of trials administered (p<0,001), total number of errors (p<0,001), perseverative responses (p<0,001), perseverative errors (p<0,001), percent perseverative errors (p<0,001) in WCST which measure cognitive inflexibility. No statistically significant difference was found between the two groups in terms of the BHS score, which measured the level of hopelessness. As a result of multiple regression analysis with backward step method; family suicide attempt history (OR:5,87), Go/NoGo test commission (OR:1,37), perseverative errors in WCST (OR:1,09) , BIS-11 total score (OR:1,05) continued to stay in the model. İt was founded that WCST scores on the perseveration factor which reflect cognitive inflexibility does not corrolate with BHS score. Between two groups divided by impulsivity of the suicide attempt, intermediate+non-impulsive group has higher depression severity (p=0,002), family depression (p=0,035) and family suicide attempt history (p=0,027). There is no difference in other clinical features, BIS-11 and neuropsychologic test scores (Stroop 5.section, Go/NoGo test, WCST ) between two groups divided by impulsivity of the suicide attempt.Conclusion: According to the results of this study, it has been found that depressed adolescents attempting suicide have more severe impairments in inhibition and cognitive flexibility than adolescents without suicide attempt. It was seen that the most important factor for predicting suicide in depressed adolescents was the history of suicide attempt in the family. Other factors predicting suicide attempts were found to be impulsivity, response inhibition, and cognitive flexibility. It is tought that close clinical follow-up and interventions with appropriate treatment methods could play a important role to prevent suicide attempts in depressed adolescents having these characteristics.
Collections