Çift taraflı dudak damak yarıklı hastalarda maksillar ekspansiyonun nazofaringeal havayolu ve kraniyoservikal postür üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çalışmamızın amacı çift taraflı dudak damak yarığına sahip ve yarığı bulunmayan bireylerde, maksiller transvers yetersizliğin ekspansiyon ile düzeltimi sonrasında; iskeletsel, dişsel, havayolu, kraniyoservikal açılar ve çalışma modellerinde oluşan değişiklikleri karşılaştırmaktır. Bu amaçla yaş ortalaması 9 yıl 7 ay olan çift taraflı dudak damak yarığına sahip 20 birey çalışmaya dahil edilmiştir. Dudak damak yarığı bulunmayan yaş ortalaması 11 yıl 6 ay olan 20 birey de kontrol gurubu olarak belirlenmiş ve her iki gurupta ekspansiyonun etkileri karşılaştırılmıştır. Hastalarda, Bonded RPE apareyi ile maksiller ekspansiyon yapılmıştır. Tedavi öncesinde ve sonrasında, bireylerden ağız dışı ve ağız içi fotoğraflar, alçı modeller ve lateral sefalogramlar ve anterioposterior film kayıtları alınmıştır. Bunlara ilave olarak palatal fistül değerlendirmesi yapılmıştır. Sefalometrik görüntüler üzerinde yapılan lateral sefalometrik analizler sonucunda; kontrol gurubunda maksillada öne ve aşağı hareket gözlenirken, dudak damak yarıklı bireylerde maksillada öne hareket oluşmamış, sadece aşağı yönde hareket gözlenmiş, dudak damak yarığı gurubunda daha fazla olmak üzere her iki gurupta da mandibulada aşağı geri rotasyon ve çift taraflı dudak damak yarıklılarda daha fazla olmak üzere her iki gurupta da yüzün vertikal boyutunda artış saptanmıştır. Maksiller kesici dişlerde kontrol gurubunda dikleşme görülürken, dudak damak yarığı gurubunda hafif derecede labializasyon, her iki gurupta üst keserlerde uzama, üst molar dişlerde gömülme ve mandibuler kesici dişlerde kontrol gurubunda daha fazla olacak şekilde hafifçe dikleşme saptanmıştır. Hava yolu değerlendirmesi sonucunda ise kontrol gurubunda istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde daha fazla lineer havayolu artışı görülmüş fakat çift taraflı dudak damak yarıklı gurupta havayolunda artış olmasına rağmen bu artış miktarı istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Kraniyoservikal açılarda sadece kontrol gurubunda yer alan C5VP açı değerinde istatistiksel olarak anlamlı artış bulunurken diğer açı değerlerinde her iki grup içinde istatistiksel farklılığa rastlanmamıştır. Anterioposterior filmde maksillar bazal kaide genişliği her iki gurupta da istatistiksel olarak artmış, fakat iki gurup artışı arasında fark bulunmamıştır. İntermolar mesafe miktarıda her iki gurupta artmış fakat bu artış miktarı dudak damak yarığı gurubuna göre kontrol gurubunda istatistiksel olarak daha fazla olmuştur. Model ölçümlerinde çift taraflı dudak damak yarıklılarda maksillar kanin ve molar bölge ekspansiyonları birbirine yakın değerlere sahip yani paralel olurken, kontrol gurubunda kanin bölgesi genişletme mesafesi molarların yarısına yakın değerde kalmış yani üçgen şeklinde bir açılma paterni meydana gelmiştir. Palatal fistül değerlendirmesinde; dudak damak yarıklı hastaların yarısında palatal fistül boyutunda artış ve 4 hastada ekspansiyon sonrası yeni fistül oluşmuştur. Fakat yeni fistül oluşumu istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Total ortopedik tedavi ortalama 5 ay sürmüştür.Anahtar Kelimeler: Çift Taraflı Dudak Damak Yarığı, Bonded RPE The aim of this present study is compare dental, skeletal, airway, craniocervical angulation and dental casts changes of patients with transverse maxillary discrepancy in healthy individuals and in bilateral cleft lip and palate. For this purpose, 20 individuals with bilateral cleft lip and palate with an avarage age of 9 years and 7 months were included in the study. 20 individuals with an average age of 11 years and 6 months without a cleft lip and palate were identified as control groups and the effects of expansions were compared. We used Bonded RPE appliances for expansion. Before and after the treatment, oral and intraoral photographs, plaster models, lateral cephalograms and anterioposterior film records were taken from the individuals. In addition, palatal fistula evaluation was performed. As a result of the lateral cephalometric analysis, forward and downward movements were observed in the maxilla in the control group. There was no forward movement, only downward movement was observed in the cleft lip and palate group and in both groups increase in the vertical dimension of the face but much more in cleft lip and palate. While maxillary incisor teeth were uprighting in the control group, labialization was observed in the bilateral cleft lip and palate group at a slight degree. The elongation at the upper incisors and the intrusion in the upper molar teeth in both groups, and the slightly uprighting of the mandibular incisor teeth in the control group than bilateral cleft and palate group. As a result of the airway evaluation, there was more linear airway increase in the control group as statistically significant, but the increase amount was not statistically significant even though there was an increase in the airway in the bilateral lip and palate group. There was a statistically significant increase in the C5VP angle in the control group only in the craniocervical angulations, but no statistical difference was found in the other angle values between the two groups. In the anterioroposterior film, the maxillary base width was statistically increased in both groups, but there was no difference between the two groups. The amount of intermolar distance increased in both groups, but the increase was statistically higher in the control group than in the cleft lip and palate group. In the dental cast measurements, the maxillary intercanine and intermolar expansions were parallel to each other in the bilateral cleft lip and palate ,while in the control group, while inter canine distance was close to the half of the widening distance of the intermolar, that is, a triangular opening pattern occurred. In half of the patients with cleft lip and palate, palatal fistula size increased and new fistula was formed after expansion in 4 patients. Total orthopedic treatment lasted for an average of 5 months.
Collections