Daimi dişlerde fissür örtücü uygulaması sırasında meydana gelen tükürük kontaminasyonunun mikrosızıntı değerleri üzerine etkisinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada, fissür örtücü uygulaması sırasında meydana gelen tükürük kontaminasyonu ardından yapılan farklı yüzey hazırlama işlemlerinin fissür örtücünün mikrosızıntı direnci üzerine olan etkisinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Çürüksüz 156 adet insan üçüncü azı dişinin kullanıldığı çalışma iki ana grup altında toplam 16 alt grupta (2X4X2) gerçekleştirilmiştir. A Grubu'nda 3M Clinpro™ Sealant (3M, St. Paul, Minnesota, ABD), B Grubu'nda ise Ultraseal XT™ Hydro® (Ultradent, South Jordan, Utah, ABD) kullanılmıştır. Dört farklı yüzey hazırlama yöntemi (lazer ile pürüzlendirme, asit ile pürüzlendirme, total pürüzlendirmeli adeziv sistem ve kendinden pürüzlendirmeli adeziv sistem) alt grupları oluşturmuştur. Her alt grupta, hazırlananan mine yüzeyleri fissür örtücü uygulaması öncesi yapay tükürük solüsyonu ile kontamine edilmiştir. Bu aşamadan sonra, örneklerin yarısında (örneğin alt grup A1) mine yüzeyleri yıkanıp kurutulmuş ve ilgili fissür örtücü uygulanmış iken diğer yarısında (örneğin alt grup A2) ilgili yüzey hazırlama işlemi tekrar edildikten sonra fissür örtücü uygulanmış ve işlem tamamlanmıştır. Örnekler termal siklus işlemi sonrası bazik fuksin solüsyonunda bekletilmiş, kesitleri alınmış, stereomikroskop ile fotoğraflanmış ve boya penetrasyonu ölçülmüştür. Çalışma gruplarında gözlenen mikrosızıntı değerleri sırasıyla A1=A2=A7>A3=A8>A4=A5=A6 ve B1=B2=B7=B8>B3>B4=B5=B6 şeklindedir (p<0,05). A Grubu'nun mikrosızıntı değerleri B Grubu'nunkilere göre istatistiksel olarak daha azdır (p<0,05). En az mikrosızıntı total pürüzlendirmeli adeziv sistem uygulanan A5 ve A6 ile B5 ve B6 alt gruplarında gözlenirken; en fazla mikrosızıntı B7 ve B8 alt gruplarında gözlenmiştir. Her iki grupta da tükürük kontaminasyonundan sonra lazer ile tekrar pürüzlendirmenin mikrosızıntı direnci üzerinde olumlu bir etkisi yoktur. This study aimed to evalaute the effect of different surface conditioning methods on the microleakage resistance of fissure sealants following saliva contamination. The study was carried out on 156 human third molars in 16 subgroups (2X4X2) under two main groups. 3M Clinpro™ Sealant (3M, St. Paul, Minnesota, ABD) was used in Group A, while Ultraseal XT Hydro (Ultradent, South Jordan, Utah, ABD) was used in Group B. The subgroups were formed with four different surface conditioning methods (laser etching, acid etching, etch-and-rinse adhesive system and self-etch adhesive system). In each subgroup, the conditioned occlusal enamel surfaces were contaminated with artificial saliva solution before fissure sealant application. After this step, in the half of the specimens (e.g. A1) the occlusal surfaces were washed, dried, and the respective fissure sealant was applied. In the other half (e.g. A2), however, the respective surface conditioning method was repeated and with the application of the respective fissure sealant the procedure was completed. After thermal cycling, the samples were stored in basic fuchsin solution, sectioned, photographed under a stereomicroscope and dye penetration was measured. Microleakage values observed in the study groups are A1=A2=A7>A3=A8>A4=A5=A6 and B1=B2=B7=B8>B3>B4=B5=B6 (p<0,05). Group A showed significantly less microleakage than Group B (p<0,05). The least microleakage was observed in subgroups A5, A6, B5 and B6 in which an etch-and-rinse adhesive system was applied. Highest microleakage values were observed in subgroups B7 and B8 where a self-etch adhesive was used. In both groups, laser etching after saliva contamination had no positive effect on microleakage resistance.
Collections