Uluslararası göç ve göçmenliğin değişen koşulları içinde `mültecilik`

Abstract

Geçtiğimiz yüzyıl iki büyük dünya savaşı, etnik çatışmalar ve insan hakları ihlallerine sahne olmuş, dünyanın her köşesinde binlerce yerinden edilmiş nüfusu ardında bırakmıştır. Her ulus barındırdığı ve kendisine yönelen sığınmacılara karşı farklı tutumlar benimsemiş olsa da, çoğunluk bu insan gruplarına kapılarını kapatmış ve sınırlardan içeri girmeyi kısıtlayıcı politikalar benimseme yoluna gitmiştir.Bugün bölgesel anlamda AB, bu oluşumun bir örneğini sergilemekte ve Schengen Anlaşmasından itibaren dış sınırların sığınmacılara karşı sıkı tutulduğu ortak bir Birlik politikası geliştirmektedir. Türkiye hem mülteci üreten bölgelere hem de AB'ye yakınlığı ile bu politikaların ortasında yer almakta AB adaylık süreci itibariyle Birlik politikalarıyla uyum sürecini yaşamaktadır.

Lefting behind, two world wars, ethnic clashes and human rights violations, the last century has witnessed millions of human displacements scene in every corner of the world. However every nations indicated different attitudes to displaced groups of people, the majority of the countries have choosen to close the ?doors?.As a regional formation, EU, has chosen to restrict the entrance of asylees, from Schengen to Amsterdam. In this process Turkey directly affected by Europe?s common immigration and asylum policy efforts as a result of the closeness to the region. As a sending, receiving and transit country, Turkey hardly affected by these policies on multi-dimensional way.