Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine başvuran olgularda hepatit e virusu seroprevalansının araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Hepeviridae ailesi, Hepevirus cinsinde sınıflandırılan hepatit E virusu (HEV), zarfsız, ikozahedral yapılı, tek iplikli, pozitif polariteli bir RNA virusudur. HEV enfeksiyonları, özellikle çocuklarda asemptomatik seyretmekte, ancak gebelerde fulminan hepatite, immün sistemi baskılanmış hastalarda ise kronikleşmeye neden olabilmektedir. İlk kez 1983 yılında Hindistan'da su kaynaklı bir salgında tanımlanan HEV, Asya, Afrika, Meksika ve Güney Amerika gibi az gelişmiş ülkelerde yüksek endemik iken, ABD ve Avrupa gibi gelişmiş ülkelerde sporadik olarak görülür. İnsan ve birçok memeli hayvanı enfekte eden HEV'in bilinen dört genotipi vardır. Genotip 1 ve 2, gelişmekte olan ülkelerde fekal-oral bulaş sonucu su kaynaklı enfeksiyonlardan; genotip 3 ve 4 ise gelişmiş ülkelerde zoonotik enfeksiyonlardan sorumludur. Ülkemiz, HEV açısından endemik bölgeler arasındadır ve HEV'in ülkemizdeki seroprevalansı, bölgelere ve çalışma gruplarına göre büyük farklılık göstermekle birlikte (%0-73), normal popülasyon için ortalama %6.3 olarak verilmektedir. Bu çalışmada, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (HÜTFH)'ne başvuran olgularda HEV seropozitifliğinin araştırılması, sonuçların, olguların demografik özelliklerine göre değerlendirilmesi ve bölgemizdeki güncel HEV seroprevalansının belirlenerek, ülkemizin seroepidemiyolojik verilerine katkı sağlanması amaçlanmıştır. Çalışmaya, Kasım 2012 - Kasım 2013 tarihleri arasında, HÜTFH Kan Merkezi'ne başvuran sağlıklı kan donörlerine (32 kadın, 295 erkek; yaş aralığı: 18-59 yıl, ortalama yaş: 31.1) ait 327 serum örneği ile HÜTFH Merkez Laboratuvarı'na çeşitli poliklinik ve servislerden gönderilen 716 olguya (482 kadın, 234 erkek; yaş aralığı: 1-90 yıl, ortalama yaş: 41.7) ait serum örnekleri olmak üzere, toplam 1043 serum örneği (514 kadın, 529 erkek; yaş aralığı: 1-90 yıl, ortalama yaş: 38.03) dahil edilmiştir. Serum örneklerinde HEV-IgG antikor varlığı, ticari ELISA yöntemi (Euroimmun, Almanya) ile araştırılmış ve IgG sonucu pozitif bulunan örneklerde HEV-IgM antikor varlığına da bakılmıştır. Çalışmada toplam HEV-IgG seropozitifliği %4.4 (46/1043) olarak bulunmuş; bu oran kan donörlerinde %0.92 (3/327), poliklinik/servis olgularında ise %6.0 (43/716) olarak tespit edilmiştir. HEV-IgG pozitif olguların hiçbirisinde HEV-IgM varlığı saptanmamıştır.HEV-IgG pozitifliği, erkeklerin %3.2'si ve kadınların %5.6'sında saptanmış, bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p=0.056). Çocuk yaş grubunda (1-18 yıl) HEV-IgG varlığı saptanmamış (%0); 19-55 ve 56 yaş gruplarında ise sırasıyla %1.9 ve %16.5 olarak tespit edilmiştir. Yaş grupları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuş (p<0.001) ve bu sonuç, HEV seroprevalansının yaş ile birlikte arttığını göstermiştir. Sonuç olarak, hastanemize başvuran olgularda saptanan toplam HEV-IgG seropozitifik oranı (%4.4), ülkemizin genel ortalamasına benzer bulunmuştur. Bu oranın ayrıca, 2002 yılında Ankara'da benzer çalışma gruplarından elde edilen orana (%3.8) paralellik göstermesi, Ankara bölgesinde 10 yıldan uzun süredir HEV maruziyetinde önemli bir değişiklik olmadığını vurgulamaktadır. Hepatitis E virus (HEV), classified in Hepeviridae family, Hepevirus genus, is a non- enveloped virus with icosahedral capsid containing single-stranded positive sense RNA genome. HEV infections may be asymptomatic especially in children, however it may result as fulminant hepatitis in pregnant women, as well as chronic hepatitis in immunocompromised patients. HEV was first identified in India in 1983 during a water-borne outbreak; nowadays it is highly endemic in developing countries such as Asia, Africa, Mexico, and South America, however it may cause sporadic infections in developed countries, such as United States and Europe. There are four well-known genotypes of HEV that infect humans and many mammalian species. Genotype 1 and 2 are frequently responsible for water-borne infections transmitted by fecal-oral way in developing countries, while genotype 3 and 4 cause zoonotic infections in developed countries. Turkey is accepted as an endemic country with a total seroprevalence rate of 6.3% for normal population, showing great differences (0-73%) according to the regions and study groups. The aims of this study are to investigate the HEV seropositivity in cases admitted to Hacettepe University Medical Faculty Hospital (HUMFH), to evaluate the results according to the demographic features of patients, and to determine the current HEV seroprevalence in our region, contributing seroepidemiological data of our country. A total of 1043 serum samples (514 female, 529 male; age range: 1-90 years, mean age: 38.03) obtained from 327 blood donors (32 female, 295 male; age range: 18-59 years, mean age: 31.1) who were admitted to HUMFH Blood Center, and 716 sera (482 female, 234 male; age range: 1-90 years, mean age: 41.7) that were sent to HUMFH Central Laboratory from various outpatient/inpatient clinics, between November 2012 to November 2013, were included in the study. The presence of HEV-IgG antibodies in serum samples was detected by a commercial ELISA method (Euroimmun, Germany), and the presence of HEV-IgM antibodies was also investigated in the sera with IgG-positive results. The overall HEV-IgG seropositivity rate was determined as 4.4% (46/1043), and the seropositivity rates for blood donors and in/outpatients were as 0.92 (3/327) and 6.0% (43/716), respectively. HEV-IgM antibody was not detected in any of the cases. The HEV-IgG seropositivity was 3.2% among male, and 5.6% among female, yielding no statistically significant difference between the gender (p=0.056). HEV-IgG antibodies were detected in none (0%) of the pediatric age group (0-18 years), while the seropositivity rates were 1.9% and 16.5% in 19-55 and 56 years-old groups, respectively. The difference between the age groups was statistically significant (p<0.001), indicating the age-related pattern of HEV seroprevalence. In conclusion, the total HEV seroprevalence rate found as 4.4% in our study, is similar to the average results reported from Turkey. Our data is also parallel to the results of a study (3.8%) that performed in Ankara province in 2002 with similar study groups, emphasizing that there was no significant changes for HEV exposure more than 10 years in Ankara.
Collections