Tanıda demir yüklenmesi ile uyumlu serum demir testlerinin miyelodisplastik sendrom ilişkili akut miyleoid lösemi tanısı için prediktif değeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Ocak 2002 – Eylül 2017 arasında Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesi'nde tanı alarak izlenen AML hastalarında displazi incelemesi yöntemi, MDS ilişkili AML hastaları ile diğerlerinin ve altgrupların demografik ve klinik parametrelerinin karşılaştırılması, yüklenme ile uyumlu demir testlerinin MDS ilişkili AML tanısı ile ilişkisi araştırılmak istendi.Gereç ve Yöntem: Kriterlere uyan 93 hasta ile yapılan çalışmada, her hastanın kemik iliği aspiratı yeniden incelenerek displazi araştırıldı, diğer kayıtlar hasta dosyalarından incelendi. Hastalar AML alt gruplarına, MDS ilişkili AML hastaları tanı yöntemlerine göre gruplara ayrılarak klinik ve demografik parametreler açısından karşılaştırıldı. Tanıda demir yüklenmesi ile MDS ilişkili AML tanısı arasındaki ilişki değerlendirildi.Bulgular: MDS ilişkili AML hastası olan ve olmayanlar arasında demografik ve klinik parametrelerde istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. Her üç serinin değerlendirilebildiği 30 hasta (%32) oldu, 55 hasta (%59) displazi açısından yeterli değerlendirilebildi. Çoklu seride displazi olan hastaların (n=27) ortanca hastalıksız sağkalımı 11,5 ay izlendi, olmayanlara göre daha düşük görüldü fakat istatistiksel anlamlı fark görülmedi (p=0,093). Sadece sitogenetik ile tanı alan MDS ilişkili AML hastalarının diğerlerine göre intensif KT alma ve remisyon oranları ile total sağkalımları daha düşük izlendi (hepsi için p<0,05). Demir yüklenmesi TS≥%58 ve ferritin ≥ 500 ng/mL olarak tanımlandığında ÇSD olan hastaların 10'unda (%37) tanı anında demir yüklenmesi izlenirken, ÇSD olmayan hastaların ise 4'ünde (%13) tanı anında demir yüklenmesi görülmüştür. Aradaki fark istatistiksel anlamlılığa yaklaşmıştır. (p=0,053). Demir yüklenmesi aynı şekilde tanımlandığında, MDS ilişkili AML tanısı açısından sensitivitesi %40,6, spesifitesi ise %92,8 olarak hesaplanmaktadır. Pozitif prediktif değeri %92,8, negatif prediktif değeri ise %40,6 şeklinde izlenmiştir. MDS ilişkili AML hastalarının diğerlerine göre tanı anında ortalama TS değeri daha yüksek ve demir yüklenmesi oranı daha yüksek görüldü (ikisi için p<0,05). Displazi şiddet skoru ile TS arasında pozitif yönde zayıf-orta kuvvette istatistiksel anlamlı korelasyon görüldü (r=0,317, p=0,032).Sonuçlar: MDS ilişkili AML hastalarında tanı anında ortalama TS ve demir yüklenmesi oranı daha yüksektir. Sadece sitogenetik ile tanı alan MDS ilişkili AML hastaları klinik olarak daha kötü seyretmektedir. AML hastalarının %23'ü blast infiltrasyonu nedeniyle displazi açısından yeterli değerlendirilememektedir.Anahtar Kelimeler: Akut miyeloid lösemi, Miyelodisplastik Sendrom İlişkiliAML, demir yüklenmesi, displazi, histomorfolojik değerlendirme Objective: The aim of this study was to investigate the relationship between demographic and clinical parameters of AML with Myelodysplasia-Related Changes (AML-MRC) patients and other de-novo AML patients, and also between subgroups of AML-MRC. We also compared serum iron overload at the time of diagnosis in AML-MRC and non AML-MRC patients. We wanted to provide a critique of the method on how we diagnose myelodysplasia in patients with AML.Materials and Methods: 93 patients who met the criteria were enrolled, bone marrow aspirate of each patient was re-examined and dysplasia was investigated, and other records were examined from patient files. The iron overload status at diagnosis and transferrin saturation (TS) values were compared between the groups with and without multilineage dysplasia (MLD) and those with and without AML-MRC. Patients were also divided into AML subgroups and compared in terms of clinical and demographic parameters. Results: There was no statistically significant difference in demographic and clinical parameters between patients with and without AML-MRC. All three series could be evaluated in only 32% (n=30) of patients and 55 patients (59%) could be evaluated adequately for dysplasia. Median disease-free survival of patients with MLD (n = 27) was observed for 11.5 months, but was lower than for those without, but not statistically significant (p = 0.093). AML-MRC patients diagnosed only by cytogenetics were less likely to receive intensive treatment and less likely to go into remission (p <0,05 for both). When iron overload was defined as TS ≥ 58% and ferritin ≥ 500 ng / mL, it was observed in 10 (37%) of the patients with MLD and 4 (13%) of the patients without MLD(p = 0.053). When iron loading is defined in the same way, sensitivity is estimated as 40.6% and specificity is 92.8% in terms of AML-MRC diagnosis. The positive predictive value was 92.8% and the negative predictive value was 40.6%. The mean TS value was higher and the iron overload rate was higher at the time of diagnosis (p <0,05 for both) compared to the others. There was a weak but statistically significant correlation between the total dysplasia severity score and TS on the positive side (r = 0,317, p=0,032).Conclusion: The mean TS and iron overload rate in AML-MRC patients is higher at diagnosis. AML_MRC patients diagnosed only with cytogenetics have a clinically worse course of disease. Many of the AML patients can not be adequately assessed for dysplasia due to blastic infiltration in the bone marrow.Keywords: Acute Myeloid Leukemia, AML with Myelodysplasia RelatedChanges, iron overload, histomorphological examination
Collections