John Locke`da siyasal meşruiyet

Abstract

16. ve 17. yüzyıllar Avrupa'da siyasal iktidarların ve toplumların en buhranlı dönemleridir. Geleneksel ve aklı reddeden anlayışın ürünü olan mutlak iktidarların meşruiyeti sorgulanır hale gelmiştir. Bu durumda döneminin toplumsal ihtiyaçlarına cevap veremeyen mutlak iktidarlar yerine, yeni bir iktidar şekline ve dolayısıyla yeni bir meşruiyet anlayışına ihtiyaç duyulmuştur. Dönemin pek çok düşünürü gibi Locke da yeni bir meşruiyet anlayışının arayışındadır. Ancak onun bu meşruiyet arayışı sonuçları bakımından önemlidir. Onun meşruiyet temellendirmeleri aynı zamanda anayasal iktidarların temelleri olmuştur. Bu çalışma Locke'un meşru iktidar anlayışını çözümleme amacındadır.Bu amaçla ilk bölümde Locke'un yaşadığı dönem ve onun siyasal fikirlerinin çıkış noktaları ortaya konmak istenmiştir. İngiliz siyasal hayatının 16. ve 17. yüzyıldaki çatışma boyutlarına değinilmiş ve daha sonra Locke'un kendinden sonra gelişen Aydınlanma Düşüncesi'ndeki yeri ve önemi çözümlenerek, düşüncelerinin hangi toplumsal dinamikleri tetiklediğine dikkat edilmiştir.İkinci bölümde Locke'a göre insanın yaşam amacının ne olduğu ve bu çerçevede insan için koyduğu siyasal gayenin niteliği ortaya konmak istenmiştir. Bu amaçla onun ahlak anlayışına değinilerek, öncelikle Locke'un kişisel değerlendirmelerinin kıstasları belirlenmiştir. Böylece toplum öncesi insanın kaygıları ortaya çıkmış ? bu temel kaygı mülkiyettir ? devletin akılcı bir temelde sözleşme ile nasıl inşa edildiği değerlendirilmiştir.Üçüncü bölümde Locke'a göre meşru iktidarın hangi temeller üzerinde kendi varlığını meşru kılabileceği ve ne şekilde varlığını sürdürebileceği belirtilerek, aksi takdirde toplumun devrim hakkının iktidarı nasıl dizginleyeceği ifade edilmiştir.

In Europe; 16th and 17th centuries were the most depressive era for political ruling powers and societies. This was because the legitimacy of the absolute ruling powers - which were based on a conventional perception denying any reasoning? were in question. Instead of these kind of absolute ruling powers- which were not able to answer the needs of the society at that time- there was a need for a new form of a ruling power; thus a need for a new form of legitimacy. Just like many of that time?s philolosphers; Locke was also in search of a new perception of legitimacy. His search is significant with regard to his conclusions. The foundations which he had brought to the legitemacy had also been the foundations of the constitution ruling power. This study is based on the analysis of Locke?s legitimate ruling power conception.First section of the study describes the period that Locke lived, and also points to the origins of his politicial ideas. The conflicts in the English political life of 16th and 17th century is analysed. Locke?s importance and position within the Enlightenment is discussed with a focus on which dynamics of the society were triggered by Locke?s ideas.Second section of the study explains the purpose of human life according to Locke in order to describe the properties of political aim for a human. In this manner, the ethical perception of Locke is analysed to deduct Locke?s personal evaluation criteria. This way, the concerns of pre-society people were found out, where the main concern was ownership. Furthermore, the formation of the state, with common agreement based on rational foundations, is discussed.The third section describes the foundations in which the ruling power can validate its legitimacy and sustain its existence. It is further discussed how the society?s right of revolution would restrain the ruling power.