Karotis arter stentlerinde restenoz oranları ve geç dönem takip sonuçları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Karotis Arter Stentlerinde Restenoz Oranları Ve Geç Takip Sonuçlarıİnme bıraktığı sekeller nedeniyle hastayı sosyal hayattan soyutlayan mortalitesi ve morbiditesi yüksek olan, gelişmiş ülkelerdeki ölüm nedenleri arasında 3. sırada yer alan bir hastalıktır. Tüm inmelerin %10-20'sinin patofizyolojik kaynağı karotis arterin oklüziv hastalığıdır. Karotis arterin oklüziv hastalığında anjiyoplasti ve stentlemeden oluşan endovasküler tedavi karotid endarterektomiye oranla daha az invazi tedavi yöntemidir. Serebral koruma sistemlerinin gelişmesi ile bu işlemin uygulanabilirliği artmıştır. Bu çalışmada ünitemizde 191 hastaya uygulanan karotis arter endovasküler tedavi ve stentleme işlemlerinin restenoz insidansı ve geç takip sonuçlarını bildirmeyi amaçladık.Haziran 2002 - Kasım 2011 tarihleri arasında 191 hastanın 199 aterosklerotik lezyonuna stentleme(± PTA) uygulanmıştır. Hastaların 142'si erkek( %74,35), 49'u kadın(%25,65)'dır. Hastalarımızın yaşları 40 ile 93 arasında değişmekte olup, yaş ortalaması 67.6'dır(SD: ±9,5). Olguların 87'sinde (%45,55) hipertansiyon, 52'sinde (%27.2) diabetes mellitus, 81'inde(%42,4) koroner kalp hastalığı, 21'inde(%11) by-pass, 3'ünde(%1,6) koroner stent, 68'inde (%35.6) hiperlipidemi, 26(%13,6) hastada periferik arter hastalığı öyküsü bulunmaktadır. Olguların 80'i (%42,4) asemptomatik, 111'i (%57.6) semptomatik grup içerisindeydi. Semptomatik hastaların 72'sinde(%37.7) inme, 45'inde(%23.6) geçici iskemik atak, 13'ünde senkop öyküsü mevcuttu. Asemptomatik hastalar eşlik eden diğer hastalıklarının kontrollori sırasında insidental olarak tespit edilmiştir. 15 olguda (%7.85) karşı taraf İKA oklüzyonu mevcuttu. Bilateral İKA stenozu bulunan 8(%4,2) olguya farklı seanslarda stentleme işlemi yapıldı. Tüm hastalara transfemoral yolla koruma şemsiyesi kullanılarak kendiliğinden genişleyen stentler ve gerekli görülürse balon dilatasyon uygulandı. Tüm hastalara işlem öncesi ve sonrası aspirin ve klopidogrel verildi. İşlem sırasında heparin infüzyonu yapıldı. Kontrollere gelebilen hastalara 3, 6, 12. aylarda ve daha sonra yılda bir rutin doppler US kontrolü yapıldı. Anjiyografik başarı stentleme sonrasında çapta %10'dan az rezidüel darlık olması olarak tanımlandı. Stentleme işleminde teknik başarı %100 elde edildi. Çalışmaya dahil edilen 191 hastadan 68'i takipli hasta olup bu hastaların 4'ünde bilateral karotis stentleme işlemi gerçekleştirilmiştir. Toplamda takibi yapılabilen karotis arter stent sayısı 72'dir. Takip edilebilen grupta yaş ortalaması 67,5(40-87), 18'i kadın, 50'si erkek hasta idi. Ortalama takip süresi 24,5 ay(1-106) olup, 59 karotis stenti RDUS, 12'si DSA, 1'i BTA ile kontrol edilmiştir. Takipler sonucunda 65 (%90,3) karotis stentinin patent olduğu, 6(%8,3) stentte restenoz, 11 hastada(%15,3) neointimal hiperplazi geliştiği gözlenmiştir.Kapsamlı çalışmalar ile kanıtlandığı gibi karotis arter aterosklerotik hastalığı endovasküler tedavisi güvenli ve etkin bir tedavi ve karotid endarterektomiye alternatif yöntemdir. Özellikle cerrahi için yüksek risk taşıyan hasta grubunda tek seçenek olarak görülmektedir.Anahtar sözcükler: endovasküler tedavi ve stentleme, distal koruma şemsiyeleri, inme, karotis arter stenozu, karotid endartrektomi, karotis stent içi stenozu Stroke is a disease with high mortalitity and morbidity which remains the leading cause of disability in adults and third leading cause of the death in developed countries. Carotid artery occlusive disease is the primary pathophysiological source of 10 to 20 % of all the strokes . Endovascular treatment of the carotid occlusive disease which is consisting of carotid artery angioplasty and stenting currently represents a less invasive percutaneous alternative to convential carotid endarterectomy(CEA). The availability of cerebral protection systems has expanded the area of application of this procedure. The aim of our study was to determine incidence of in?stent restenosis after carotid artery stenting and late follow up results. Between June 2002 and November 2011, 191 consecutive patients (142males, 49 females) with 199 atherosclerotic lesions underwent CAS(± PTA) at the our interventional radiology unit. Ages of the patients ranged from 40 ? 93, the mean age was 67,6( SD: :±9,5) years. Comorbid conditions included 87 hypertension, 81 coronary artery disease (21 patients with coronary by-pass, 3 patients with coronary stent) 52 diabetes mellitus. 111 patients was symptomatic while 80 patients were asymptomatic. All procedures were performed through long transfemoral way with using protection device, self-expandble stents and ballon dilatation. Patiens were given clopidogrel and aspirin before and after the procedure and heparin during the intervention. All patients underwent routine Doppler ultrasound scaning. The technical success rate was %100. Control angiography showed a minor residual stenosis (<%10) in all patient. 68 patients(18 females, 50 males) of 191 was able to follow up. The mean age was 67,5(40-87)ys. There were 4 patients who had bilaterally carotid artery stenting operation; which means 72 carotid artery stents to follow up. The mean follow up time was 24,5 months(1-106). 59 carotid lesion by CDUS, 12 by DSA and 1 karotid lesion followed up by CTA . As a result 65(%90,3) stent was patent, 6(8,3) in-stent restenosis, 11(%15,3) neointimal hyperplasia was seen during follow up. 72 As evidenced by the extensive studies endovascular treatment of carotid artery atherosclerotic disease is a safe and effective treatment and an alternative to karotid endarterectomy, especially for patients that are high risk for standart CEA. Key Words: endovaskular treatment and stenting, distal protection diveces, stroke, carotid artery stenosis , carotid endarterectomy , in-stent restenosis
Collections