KOAH alevlenme nedeni ile hastaneye yatan hastalarda, uzun etkili ve kısa etkili bronkodilatör tedavinin etkinliğinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı dünya çapında başlıca kronik morbidite ve mortalitenin nedenlerinden biridir. Önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Dünya genelinde ölüm nedenleri arasında 5. sırada yer alan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığının artış oranı % 163 gibi yüksek bir sayıdır. KOAH?ın doğal seyri tekrarlayıcı semptom alevlenmeleri ile karakterizedir. Alevlenme ? hastalığın doğal seyri sırasında, günlük olağan değişimle ötesinde, nefes darlığı, öksürük ve/veya balgamdaki değişiklikle karakterize olan, tedavide değişiklik gerektirecek kadar belirgin, akut olaylar? olarak tanımlanır. Genellikle sonbahar kış aylarında görülür. Morbidite ve mortalite üzerine olumsuz etkileri vardır. Hastalık ilerlediğinde alevlenmeler daha sık ve şiddetli olmaktadır. KOAH atak tedavisi hastalığın evresine göre değişiklikler gösterir. Pratikte atak nedeni ile yatırılan hastalarda kısa etkili bronkodilatör tedavi kullanılması daha sık tercih edilmektedir. Ancak mevcut çalışmaları incelediğimizde KOAH atakta uzun etkili bronkodilatör tedavinin tercih edildiği durumlarda tedavi etkinliğinde bir kayıp olmadığı görülmüştür. Literatürlerde hem uzun etkili hem de kısa etkili bronkodilatör tedavinin ayrı ayrı KOAH atakta etkin olduğunu gösteren çalışmalar dikkati çekmektedir. Ancak aynı çalışma içinde her iki ilaç grubunun değerlendirildiği çalışma sayısı azdır. Bu amaçla KOAH alevlenme nedeni ile hastanede yatan hastaların, uzun etkili bronkodilatör tedavi veya kısa etkili bronkodilatör tedavi almasının kan gazı CAT skorları hastanede yatış süreleri gibi parametreler açısından karşılaştırılarak birbirine olan üstünlüklerinin değerlendirilmesini hedefledik. KOAH akut atağı tanısıyla Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs hastalıkları AD kliniğine yatan 92 hastada gerçekteştirildi. . Hastalar bilgilendirilmiş gönüllü onam formları alındıktan sonra çalışmaya dahil edildiler. Hastaların yaşları, cinsiyetleri, sigara öyküleri, son yıl içinde geçirdikleri atak sayıları, yatış CAT skorları ve MRC skorları, ilave hastalıkları kaydedildi. Mekanik ventilasyon gerektiren solunum yetmezliği, sol kalp yetmezliği, pnömotoraks, pulmoner emboli, OSAS gibi ikincil sebeplere bağlı olarak yatan hastalar, sadece konjestif kalp yetmezliğine bağlı yatan hastalar, yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hastalar, astma, alerjik rinit, atopi öyküsü olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Verilerin analizi SPSS for Windows 15 paket programında yapıldı. Tanımlayıcı istatistikler dağılımı normal olan değişkenler için ortalama ± standart sapma, dağılımı normal olmayan değişkenler için median(min ? maks), nominal değişkenler ise vaka sayısı ve (%) olarak gösterildi Çalışmaya alınan KOAH akut ataklı 92 olgunun 57(%62)?i kısa etkili bronkodilatör, 35(%38)?i uzun etkili bronkodilatör tedavisi aldı. Olguların KOAH tanı yılı ortalama 8.9(±7.1) idi. Solunum fonksiyon testlerinde FEV1 ortalama 47(±18.8), FVC 59.5(±22.1), MMF 32.8(±20.7), FEV1/FVC oranı 66.1 (±15.2) olarak hesaplandı. Kısa etkili veya uzun etkili bronkodilatör tedavinin etkinliğini göstermede, başarı ölçütü olarak kullanılan yatış süresi, cat skoru ve kangazları (pH, PCO2, PO2, saturasyon) parametrelerinin yatış ve çıkış değerleri arasındaki farkı kullanılmıştır. CAT skorları ise yatışda ortalama 28.9(±9.7), çıkışda ortalama17.3(±9.4) idi. Tedavi şekli ayrımı yapılmadan yatış ve çıkış CAT skorları ve kan gazı analizlerinde pH, PO2, saturasyon açısından anlamlı fark saptandı (p?0.05). ancak verilen tedavi grubuna göre ayrım yapıldığında kan gazlarında değişim açısından fark saptanmadı. CAT skorunda uzun etkili bronkodilatör ve kısa etkili bronkodilatör ayrımı yapılarak kıyaslandığında anlamlı fark saptandı. Kısa etkili bronkodilatör tedavi alan grubun yatış ve çıkış CAT skorlarında -47.5 (±25) değişim gözlendi. Uzun etkili bronkodilatör kullanan grupta ise bu değişim -28.1(±23) olarak hesaplandı. Bu iki grubun birbiri ile olan kıyaslamasında değişim kısa etkili bronkodilatör kullanan grup lehine bulundu. (p=0.00). Hastaların hastanede yatış süreleri tüm gruplar için ortalama 14(5-113) gün olup, uzun ve kısa etkili bronkodilatör tedavi olarak ayrıldığında ise kısa etkili tedavi alanlarda ortalama 13.5(5-113) gün, uzun etkili tedavi alanlarda ise ortalama 14(5-35)gün olarak hesaplanmıştır. İki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır.(p=0.731) Tüm bu değerlendirmeler sonucunda KOAH alevlenme tedavisinde kısa etkili bronkodilatör tedavisi kullanılmasına bir alternatif olarak uygun hastalarda uzun etkili bronkodilatör tedavinin tercih edilmiş olmasının tedavi etkinliği açısından fark oluşturmadığı sonucuna varılabilir. Chronic obstructive pulmonary disease (COPD) is one of the worldwide major cause of chronic morbidity and mortality. It?s a preventable and curable disease. COPD that is fifth cause of mortality in worldwide has high increase rate like 163%. COPD is characterized with recurrence of symptoms. Exacerbation is described as ?acute events including increased symptoms ( dyspnea, cough and/or sputum) during the natural coarse of disease and required some changes in treatment ?. It occurs especially in autumn and winter months and has negative effects on morbidity and mortality. As disease progresses attacks become more frequent and severe. Treatment of COPD attack changes according to stage of disease. Practically, short-acting bronchodilators are used more often in patients hospitalized with COPD exacerbation. But considering studies in literature, it?s observed that there isn?t any loss in effectiveness of treatment when long-acting bronchodilators used in COPD attack. Studies demonstrating effectiveness of both long-acting and short-acting bronchodilators in exacerbations are remarkable. But studies assessing both drug groups in same study is limited. So we aimed to compare patients hospitalized with COPD attack according to treatments (long-acting and short-acting bronchodilator) using some parameters like arterial blood gas, CAT score and length of stay in hospital and tried to find out the advantages to each other. 92 patients hospitalized with a diagnosis of COPD in Ankara University School of Medicine, Department of Chest Disease were involved to study. All patients were signed informed consent form. Patients? age, gender, smoking status, number of attack in last year, CAT and MRC scores and co-morbidities were recorded. Patients with respiratory failure required mechanical ventilation, left heart failure, pneumothorax, pulmonary embolism, obstructive sleep apnea syndrome (OSAS), taking treatment in intensive care unit, asthma, allergic rhinitis, atopy were excluded from study. Statistical software (SPSS for Windows version 15 SPSS) was used for the analyses. Descriptive statistics were defined mean±standart deviation for variables with normal distribution, median (minimum-maximum) variables with abnormal distribution and number of cases and (%) for nominal variables. Fifty-seven (62%) patients took short-acting bronchodilator and 35 (%38) of patients long-acting bronchodilator treatment. Mean year of COPD diagnosis were 8.9(±7.1). Mean FEV1 was 47(±18.8), FVC 59.5(±22.1), MMF 32.8(±20.7) and FEV1/FVC was 66.1 (±15.2) according to respiratory function test. To demonstrate efficacy of two treatment groups we used length of stay in hospital, CAT score and arterial blood gas (pH, PCO2, PO2 and oxygen saturation) measured first and last day of hospitalization as a success criteria. Mean CAT scores were 28.9(±9.7) and 17.3(±9.4) in first and last day respectively. Ignoring the treatment group, for all patients differences between first and last measurements of CAT scores, pH, PO2 and oxygen saturation were statistically significant (p?0.05). However changes in blood gas analyses didn?t differ according to type of treatment CAT score showed a significant differences. Such that in short-acting bronchodilator group CAT score showed a change in -47.5 (±25) and in long-acting bronchodilator group it was -28.1(±23) (p=0.00). So patients took short-acting bronchodilator had superiority in terms of CAT score. Mean length of stay in hospital was 14(5-113) day for all patients. It was 13.5(5-113) day in short-acting and 14(5-35) day for long-acting bronchodilator group (p=0.731). As a result of all these evaluations, it can be concluded that long-acting bronchodilator treatment can be used for COPD attack for suitable patients alternatively to short-acting bronchodilator treatment without any differences in terms of treatment effectiveness.
Collections