Kesme ve gerilme fayları sonucu oluşan yüzey deformasyonları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
KESME VE GERİLME FAYLARI SONUCU OLUŞAN YÜZEY DEFORMASYONLARI Hülya ÖZSEZER Anahtar kelimeler: Elastik dislakasyon kuramı, sonlu dislokasyonlar, yerdegiştirme alanları. Özet: Deprem odağında meydana gelen hareketin doğasını belirleme amacıyla bir çok yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin matematiksel çözümleri elastisite teorisine dayanmaktadır. Bu çözümlere dayanan matematiksel modeller dislokasyon kuramı çerçevesinde incelenmiş ve deprem mekanizması için nokta ve dikdörtgen dislokasyon modelleri ortaya çıkarılmıştır. Fay çalışmalarının alanı, bu araştırmalara dislokasyon kuramının girmesiyle önemli ölçüde genişlemiştir. Bu çalışmada, dislokasyon kuramı kullanılarak 13 Mart 1992 Erzincan Depremi sonucu yüzeyde oluşan yerdegiştirme alanları modellenmiştir. Bu depreme ait odak mekanizması çözümlerinden aylanmanın sağ-yönlü doğrultu atımlı olduğu bulunmuştur. Bu nedenle yüzey yerdeğistirme defterlerinin hesaplanmasında doğrultu alımlı fay modeli kullanılmıştır. Hesaplanan yerdegiştirme alanları, faya paralel ve dik doğrultuda yatay yerdegiştirme ile düşey yerdegiştirme alanlarıdır. Seçilen fay modeli doğrultu atımlı sağ yönlü fay modeli olduğundan fayın ortalama atımı yanal doğrultuda yani faya paralel olarak alınmıştır. Faya dik yöndeki yatay yerdegiştirme ve düşey yerdegiştirme değerleri bu atıma göre hesaplanmıştır. Bu nedenle fay parametrelerinin belirlenmesinde faya paralel yatay yerdegiştirme değerleri esas alınmıştır. Bu yerdegiştirme değerleri yaklaşık olarak elde edilmiştir. Arazide gözlenen en büyük düşey yerdegiştirme değeri 50cm dir. Modellerimizden elde edilen en büyük yerdegiştirme değeri ise 10cm dir.Yerdeğiştrme alanları doğrultu atımlı fay modeline göre hesaplandığı için, bu düşey yerdegiştirme değerinin hesaplanması olanaksızdır. Bu değerin elde edilebilmesi için çok büyük yanal atım değerinin verilmesi gerekmektedir. Bu durumda ise gözlenen yatay yerdegiştirme değerlerinden çok daha büyük değerler elde edilmiştir. Faydan uzak noktalar için herhangi bir gözlemsel yerdegiştirme bilgisi ve verisi yoktur. Bu ise yerdegiştirme alanlarının modellenmesini sınırlayan en büyük etken olmuştur. ıı SURFACE DEFORMATIONS DUE TO SHEAR AND TENSILE FAULTS Huh/a ÖZSEZER Keywords: Dislocation theory, finite dislocations, displacement fields. Abstract: Methods of determining the nature of the motion at the foci of earthquake have been developed by many seismologist. In every method one led to correlate seismic observations with mathematical solutions to certain problems in elasticity theory. The mathematical models on which these solutions axe based have been examined from the viewpoint of dislocation theory and many dislocation models have been developed for point and rectangular sources. Thus, the scope of fault studies has been widened remarkably by the introduction of dislocation theory into this research field. Utilizing dislocation theory surface displacement fields of the 13 March 1992 Erzincan earthquake are modeled in this study. The 13 March 1992 Erzincan earthquake occurred in the Erzincan basin where two segments of the North Anatolian Fault overlap and the Ovacık Fault intersects with them. The fault mechanism was dominanüy strike-slip, parallel to the North Anatolian Fault A strike-slip fault model has been used considering the strike-slip fault mechanism. For this model horizontal, perpendicular, vertical displacement fields are calculated. Since the fault is right lateral, strike-slip average strike is taken in the horizontal direction parallel to the fault and perpendicular and vertical displacement fields are calculated according to this strike direction. Therefore, determination of the fault parameters is mainly based on horizontal displacement parallel to fault plane. Finally, observational horizontal displacements are obtained. For the this modeling maximum vertical displacement value is determined approximately 10cm. Observational value is reported as 50cm. It's not possible to obtain this value since displacement fields are calculated according to a strike-slip fault model. In order to obtain observational vertical sup value, higher slip values should be used. In this case more higher displacement field values are obtained. The discrepancy arises from the dislocation theory which deals only one kind of slip for all kinds of displacements. There could not be obtained observational displacement data for large distances from the fault. This restricted the modeling of the displacement fields. ill
Collections