Mikroporasyon ve retinol palmitat uygulamasının yanık hasarı üzerine olan etkilerinin sıçan modelinde araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Gelişen resüsitasyon ve yara bakım yöntemleri sayesinde hastanın sistemik, fiziksel ve psikolojik durumunda olumlu sonuçlara ulaşılsa da yanık, yüksek morbidite ve mortaliteyle seyreden dinamik bir süreç olmayı sürdürmektedir. Yanık derinliği ve yüzey alanı ilk 48 saatte artmaktadır. Ciddi sekellerle sonuçlanabilen bu durumu önlemek için yeni stratejiler araştırılmaktadır. Mikroporasyon ve retinol palmitatın epitel üzerindeki rejeneratif etkileri bilinmektedir. Bu çalışmada, her iki yöntemin yanık iyileşmesi üzerine olan etkilerinin makroskopik ve histolojik olarak incelenmesi, staz zonu sağkalımındaki yerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.Yöntem: 24 adet erkek Wistar albino sıçan, her bir grupta 6 hayvan olacak şekilde randomize edilip kontrol grubu, sadece mikroporasyon uygulanan grup (Dr), mikroporasyon ve topikal RP uygulamasının kombine edildiği grup (Dr+VitA) ve de sadece topikal RP uygulanan grup (VitA) olacak şekilde 4 gruba ayrıldı. Uygun anestezik uygulama sonrasında ısıtılmış metal tarak sıçanların dorsal derisinde 20 saniye temas ettirilip tam kat yanık ve staz zonları oluşturuldu. Yanık oluşturulduktan 30 dakika sonra deney gruplarına uygun şekilde sırasıyla mikroporasyon, sadece topikal RP, mikroporasyon ve eş zamanlı topikal RP uygulandı. Mikroporasyon sadece 1 kere uygulandı, RP uygulamasına 28 gün boyunca devam edildi. Denekler 28 gün boyunca yaşatılıp yanık alanları gözlendi. 28. gün yanık alanları fotoğraflanıp histolojik inceleme için eksizyonel biyopsiler alındı. Deney protokolünün sona ermesiyle sıçanlar yüksek doz anestezik madde infiltrasyonuyla sakrifiye edildi. Alınan örneklerde ışık mikroskobu altında H-E, MT, PAS, VVG ve Antikollajen tip 1-3 İHK boyamalar yapılıp epitelizasyon kalınlığı, kollajen sentezi, polimorfonükleer lökosit yoğunluğu, anjiyogenez saptandı.Bulgular: 28. gün ölçümlerine göre sadece Dr grubu deney öncesi ağırlık ortalamasına yeniden ulaşabildi (p<0.05). Yanıklı alan ölçümleri açısından sadece Dr grubundaki yanıklı alan diğerlerine kıyasla daha düşük bulundu (p=0.00). Staz zonlarının sadece dermaroller uygulanan gruplarda korunduğu klinik olarak farkedildi. Histolojik değerlendirmede tam kat yanık sonrası iyileşmenin ve reepitelizasyonun mikroporasyon uygulanan gruplarda daha fazla ve yaygın alanda gerçekleştiği; yine bu gruplardaki kollajen düzensizliği, anjiyogenez, inflamasyon ve ekstravaze eritrosit miktarının, kontrol ve topikal RP uygulanan gruplara oranla daha düşük olduğu saptandı. Tip 1 kollajen üretiminin mikroporasyon uygulanan 2 grupta daha yoğun olduğu görüldü. Sonuç: Mikroporasyon uygulamasının yanık tedavisi üzerine olumlu etkileri olduğu gösterilmekle birlikte uygulama sıklığı ve çalışma protokolleri hakkında yapılacak daha geniş kapsamlı çalışmalar, bu konu hakkında daha fazla bilgiye ulaşmamıza yardımcı olacaktır. Purpose: Despite advances in burn management, the mortality and morbidity rate of such injuries continues to be high. Burn trauma may lead to debilitating severe sequelae which is proportional to the severity of the tissue loss. The size and depth of the burn wound generally increase during the first 48 hours. This study targets to investigate new preventive measures for such secondary aggrevations knowing that microneedling and vitamin A both have regenerative properties on skin.Methods: 24 male Wistar albino rats were assigned into 4 randomized groups containing 6 rats within. The groups were named as control, microneedling only (Dr), microneedling plus topical retinol palmitate (Dr+VitA) and retinol palmitane only (VitA). After intraperitoneal anesthesia induction, the comb burn model was used to create the burn wound on rat dorsal skin. 30 minutes afterwards, the latter 3 groups received microneedling, retinol palmitate plus microneedling and retinol palmitate (RP), respectively. Microneedling was applied for once and topical RP application was continued all along the study period. The burn progression was monitored for 28 days and on the last day of the experiment burn wounds were photographed for wound area measurement and biopsied for histological investigation. After then, tissue samples were taken into analysis via H-E, MT, PAS, VVG and anticollagen type 1 and 3 immunohistochemical staining and analyzed for reepithelization thickness, neoangiogenesis, polymorphonuclear leukocyte (PMNL) infiltration and collagen synthesis and configuration.Results: The statistical analysis showed that a significiant wound area decrease occured only in Dr group animals together with a significant weight regain (p<0.05). Zone of stasis survival was observed clinically only in microneedled groups. Reepithelization was almost complete in Dr group with a lesser degree of PMNL infiltration and angiogenesis compared to the other groups. Collagen type 1 synthesis was significant rather than type 3 in microneedled groups. New collagen conformation was similar to healthy skin collagen alignment. RP didn't disclose significant healing effect on any of those investigated properties. Conclusion: Though microneedling had beneficial effects on burns injury and zone of stasis survival, further studies based on application frequency and exact molecular interactions will help us to get novel information about burns pathophysiology.
Collections