Postmodern televizyonu kadınların okuma biçimleri: Müge Anlı ile Tatlı Sert programı üzerine bir alımlama çalışması (Diyarbakır örneği)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZETPostmodernizmin kavram olarak ilk kullanımı sanat, mimari ve edebiyat alanında modernlikten sonraki dönemi tarif etmek için olmuştur. 1960'lı yıllardan itibaren sosyo-politik ve ekonomik alanda yaşanan bazı dönüşümler bu dönüşümleri açıklama-anlama noktasında postmodern kavramın epistemolojik bir çerçevede yeniden kullanılmasını da zorunlu kılmıştır. Günümüzde hala oldukça tartışmalı bir kavramsallaştırma olan postmodernlik/postmodernizm, bazı düşünürler tarafından modernlikten tam bir kopuşu işaret ederken, bazıları ise onu modernliğin yeni bir biçimi/uzantısı şeklinde tanımlamayı tercih etmişlerdir. Bu kültürel alan içinde postmodern çağ bir yandan farklılıkların ve yerelliğin görünümünü artırırken bir yandan da tüm kitle iletişim araçlarını, özellikle de televizyonu dönüştürmüş ve dönüştürmeye de devam etmektedir. Bu dönüşüm Fransız televizyon kuramcısı François Jost (2002)'un tanımladığı gibi yeni bir anlatı evreninin kurgulanmasıyla, bunu yaparken de başta izleyicinin bu kurgu içinde yeniden tarif edilmesiyle kendisini gösterir. Baudrillard'ın da hipergerçeklik olarak tanımladığı bu anlatıda, Ignaciot Ramonet'nin Post-TV olarak tanımladığı günümüz televizyonu bir yandan gerçeği en saf haliyle gösterdiğini iddia ederken bir yandan da, hem kendini hem de izleyicisini yeniden bir anlatı olarak inşa eder. Bu yakınsamanın oluşturduğu `format yayıncılığı` düzeni içinde söz konusu yakınsamayı en iyi temsil eden yapımlar olarak `Reality-Show`lar karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma, postmodern televizyonun başat formatlarından olan ve Türkiye'deki televizyon yayıncılığında da önemli yer tutan reality şov programlarının kadın izleyiciler tarafından nasıl alımlandığını inceleyerek söz konusu formatların izleyicisiyle anlatı evrenleri çerçevesinde nasıl bir ilişki kurduğunu anlamayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede çalışmadan 'Müge Anlı İle Tatlı Sert' programının Kasım 2017- Ocak 2018 dönemindeki yayınları programın sadık izleyicileri arasından seçilen on beş kadın izleyiciyle birlikte izlenerek onların programı okuma biçimleri derinlemesine görüşme ve odak grup çalışması yöntemleriyle anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Bu anlamda çalışmanın yeniden düzenlenen medya, özellikle televizyon yayıncılığı içinde gelenekselden yeniye doğru uzanan dönüşümü, kadın izleyicilerin bakış açısıyla tartışmaya açmak gibi özgün bir yaklaşım içinde olacağı da iddia edilebilir. ABSTARCTThe postmodernism –as a concept- firstly used in order to identify the period coming after `the modern`, mostly in the field of art, literature and architecture. The socio-political and economic transformations witnessed from 1960's have led the term of postmodern to be discussed in a different and blurry epistemological framework. Still as a controversial issue, the postmodernism/postmodernity is on one hand considered as total disengagement from modernity, on the other hand as a new formation of it in which techo-culture, multiculturalism/multi-identities, irrationality and neo-capitalism related socio-economic, politic and cultural dynamics have become prominent praxis. The cultural aspects of postmodernity are surely and closely related to a transformation of media environment. This transformation can be conceptualized as a fictionalisation of a narration world (Jost, 2002) as the audience him/herself is re-identified in this semi-fictionalized positioning. In this hyper reality (as narration) the `Post-TV` claims to reflect the reality as its pure formation, but in fact, it also seems to reconstruct itself and its audience as a narration. Throughout the `format broadcasting` system constituted by this `convergence`, one of the best significant example seems to emerge as `Reality-Shows`, in which the classical forms of narrations worlds have turned upside down. Departing this theoretical framework, this study aims to comprehend how these reality show formats establish a relationship between its audience in this framework of narration worlds; by examining the women audiences' reception of a very popular reality-show `Müge Anlı ile Tatlı Sert.` In order to do this, we watched and afterwards criticised some episodes of the program, broadcasted between dates November 2017 and January 2018, together with a `loyal` women audience of fifteen people via in depth interviews and small focus groups. As the main conclusions indicate, this study may provide a better understanding of the transformation of TV Broadcasting praxis from traditional to `newest` by the `eyes` of the women audiences.
Collections