6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`na göre kefalet sözleşmesinin şekli
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kefalet sözleşmesi; tek tarafa borç yükleyen ve tarafları kefil ile alacaklı olan, asıl borçlunun borcunu ödememesi nedeniyle kefilin sorumluluk altına girdiği bir şahsi teminat sözleşmesidir. Ticari hayattaki ihtiyaçlar sebebi ile temelleri Roma Hukukundan bugünlere kadar gelen kefalet sözleşmesi en çok tercih edilen teminat sözleşmelerinden biridir. Bunun nedeni, miktarı düşük borçlar için dahi herhangi bir masraf veya zaman almadan asıl borcun ifa edilmemesi halinde kefil tarafından borcun teminat altına alınmasının mümkün olmasıdır. Burada kefalet sözleşmesi ile teminat altına alınan sadece sözleşmeden doğan borçlar olmayıp, para ile ölçülmesi mümkün olabilecek her türlü borçlardır. 818 sayılı Eski Borçlar Kanunu'nun kefili ve aile birliğini yeterince korunmadığı düşüncesiyle 1 Temmuz 2012'de yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile kefalet sözleşmesinde birçok hükümde değişikliğe gidilmiştir. Yapılan bu değişiklikler genel olarak kefalet sözleşmesinin şekil şartlarındaki hükümler ile TBK madde 584 gereğince Kanuna ilk kez giren eşin rızasına ilişkindir. Bu çalışmada, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda kefili korumak amaçlı ağırlaştırılmış olan nitelikli adi yazılı şekil ışığında, kefalet sözleşmesinin kurulmasında gerekli olan şekil şartları ve eşin rızası üzerinde durulmuştur. Şekil şartlarına uyulmadan şekle aykırı ifa edilen kefalet sözleşmesinin sonuçlarına değinilmiştir. Bailment agreement is an individual guarantee contract that is signed between the creditor and the bailsman, and makes the bailsman liable when the actual debtor is unable to pay the debt. The origins of the bailment agrement date back to the Roman Law, and it is one of the most preferred guarantee contracts due to the arising needs while doing trade. The reason for this can be explained as the bailment agreement provides opportunities for guarantee and protection even in the cases of small amounts of debts, and saves time or expences. In the events of bailman agreement, it does not cover only the debts caused by the agreement, but also all kinds of debts that can be charged with money. On July 1, 2012, due to the fact that the old Turkish Code of Obligations No. 818 was not sufficient in protecting the bailsman and the unity of the family, there were some changes made and were put into practice with the Turkish Code of Obligations No. 6098. These changes were generally related to the terms and conditions in the qualified letter form, and for the first time, the consent of the spouse in line with the Turkish Code of Obligations No. 584. The current study focused on the requirements of the qualified letter form and the consent of the spouse set forth with the increased protective measures in the Turkish Code of Obligations no. 6098. It talked about the outcomes of the practised bailment agreement that violates the requirements of the qualified letter form.
Collections