Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri/Gümrük Birliği Anlaşması`nın Türkiye`nin tam üyeliğine etkileri üzerine bir inceleme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Uluslarüstü ve bütünleşmeye yönelik bir örgüt olarak kurulan Avrupa Birliği, kuruluş amaçlarına ulaşma ölçüsünde başardı bir politika izleyerek, kurumsallaşma ile birlikte genişleme sürecini devam ettirmektedir. Türkiye ise, Avrupa Birliği'ne tam üyelik için başvuran en eski aday ülke sıfatıyla diğer aday ülkelerle birlikte AB'ye katılmayı beklemektedir. Türkiye, iki kutuplu sistemin egemen olduğu dönemde, uyguladığı dış politika yönelimleri doğrultusunda, AB'ye katılmayı ekonomik ve politik bir hedef olarak seçmiştir. Türkiye-AB arasında, ortaklık anlaşması çerçevesinde belirlenen takvime uygun olarak, Gümrük Birliği karan ile son döneme girilmiş ve bu dönemde, Türkiye'nin tam üyelik beklentileri artmıştır. Bu süreç boyunca, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik için ekonomik ve siyasi alanda önemli adımlar atmış olmasına rağmen AB, Türkiye'ye karşı tutarsız bir politika izlemiştir. AB'nin, böyle bir politika izlemesinde, Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan uluslararası siyasal sistemin belirsizliği ve bu süreçte, Türkiye'de yaşanan ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar etkili olmuştur. Bu süreçte, yaşanan tüm olumsuzluklara ve kamuoyunun bir kesimi tarafından karşı çıkılmasına rağmen, GB karan; Türkiye'nin diğer ülkelerle eşit şartlarda AB'ye aday ülke olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Türkiye, bu süreçte başta Kopenhag ve Maastricht Kriterleri olmak üzere AB mevzuatına uyum konusunda Önemli gelişmeler göstermiştir. Bu bağlamda, hazırlanan Ulusal Program, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecini hızlandıracak önemli bir aşama olmuştur. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Gümrük Birliği, Küreselleşme, İnsan haklan, Demokratikleşme 11 ABSTRACT European Union which was founded as an organisation to be supranational and integrationist continues its institutionalisation process at the same time with its enlargement process through following a successful policy for the aims of its establishment. In addition to Turkey with her characteristic of being the oldest applicant country for full membership, other candidate countries have been waiting to join the EU. Turkey, in parallel to her foreign policies during the bipolar power system chose the yoining EU as a social and economic target. In accordance with the partnership agreement calendar between Turkey and EU, the last phase has been entered with the Customs Union, decision and in this period that Turkey's full membership expectations have increased. While during this process Turkey has made important improvements in economic and political arenas which can be considered as important steps towards the full membership to EU, the EU has fallowed a contradictory policy towards Turkey. The indecisive character of the international political system in the post -Cold War era and in this process that a number of economic and political instabilities experienced in Turkey have been effective in the way EU has followed such a policy. In this process that despite of all difficulties and the opposition from a certain segment of the public, the Customs Union decision has allowed Turkey to be accepted as a candidate country under the same conditions with other candidate countries. Starting with Copenhagen and Maastricht criteria, Turkey in this process, has made important improvements in adopting the EU's acquis communautaire. In relation to this, the prepared National Programme has been an important threshold in Turkey's accession to full membership to EU. Key Words: European Union, Customs Union, Globalization, Human Rights, Democratization
Collections