Demokratikleşme kriteri açısından Türkiye, Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti`nin Avrupa Birliği`nde entegrasyonu / karşılaştırmalı bir inceleme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Soğuk Savaş'ın bitişi ve Doğu Bloku'nun ortadan kalkması ile Avrupa Birliği (AB), tarihinin en kapsamlı genişleme sürecine girmiştir. Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkeleri (MDAÜ) de AB 'ye kayıtsız kalmamışlar ve 1990 yılından itibaren AB `ye tam üyelik başvurusunda bulunmaya başlamışlardır. Avrupa Birliği (AB) de tarihten gelen bağlar ve coğrafi yakınlıklar sebebiyle geçen 10 yıllık dönem içinde bu ülkelerle ticari, ekonomik ve siyasi anlamda bir yakınlaşma içerisine girmiştir. Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti ile ilişkilerini daha sağlam temellere oturtmak üzere bu ülkelerle tercihli ticari ilişkileri esas alan `Avrupa Anlaşmaları`nı akdetmiştir. Aralık 1997 tarihinde gerçekleştirilen Lüksemburg Zirvesi'nin ardından ise yeni üye devlet adaylarının (MDAÜ) isimleri resmiyet kazanmış ama Türkiye aday listesinde yer alamamıştır. 1993 Kopenhag Siyasi Kriterleri ile aday ülkelerin müzakereleri başlatabilme tarihleri açısından bir demokratikleşme takvimi sunan AB, Komisyon Düzenli Raporları ile 2004 Almanya Avrupa Konferansında kimlere `hoşgeldiniz` diyecektir belli olmaktadır. Ancak AB ile 1959'da ikili ilişkilerini başlatan ancak 1999 Helsinki Zirvesi ile adaylık statüsüne yeni ulaşan Türkiye için 2004 biraz hayal olmaktadır. Demokratikleşme açısından AB'ye entegrasyonlarını karşılaştırarak incelediğimiz bu ülkelerden Türkiye hariç diğerleri baş döndürücü bir hızla ve istikrarlı bir kararlılıkla tam üyeliğe hazırlanmaktalar ancak Türkiye, kendisini etkileyen birçok iç ve dış parametrelerden ötürü yavaş ilerlemektedir. AB mi bu ülkeleri alacaktır yoksa bu ülkeler mi AB'ye katılacaklardır, bu belli değildir Ancak açığa çıkan, gizlenemez bir bulgu vardır ki o da Türkiye'nin bir demokrasi geçmişi olmasına rağmen, Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nin Türkiye gibi bir demokrasi gelenekleri bulunmamaktadır; fakat onların sahip oldukları bir Avrupa kültürü vardır ve bu farklı bir şeydir. Adı geçen dört ülkeye de dış dinamikler, demokratikleşme yönünde ateşleyici olsalar da Türkiye'deki milliyetçilik devam ettiği ve Cumhuriyet ile demokrasi orta yolda buluşmadığı; bununla birlikte AB'nin Türkiye'yi algılamasında bir değişiklik olmadığı sürece, Türkiye'nin engelli koşusu, daha önce hiç yapılmamış bir biçimde uzun olacaktır. Yanşa en dış kulvardan başlayan Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti ise şu anda en iç kulvardadırlar ve `yumuşak engelli` koşularını `Golden League` son ayağı 2004 Almanya Avrupa Konferansında 7'de 7 yaparak tamamlayacaklardır. Anahtar Kelimeler: 1 -Avrupa Birliği (AB) 2-Demokratikleşme 3-Kopenhag Siyasi Kriterleri 4-Ulusal Program 5-Katılım Ortaklığı MU ABSTRACT The European Union (EU) has entered in the most comprehensive enlargement process of its history since the end of Cold War and eastern block. Central and Eastern European Countries had not been indifferent to the EU for long and started to make their full membership applications to the EU since 1990. Due to their historical ties and geographic closeness that the EU has increased its economic, trade and political relations with these countries over the last ten years. In order to place its relationships on sound foundations the EU has concluded the 'European Agreements' with Hungary, Poland and the Czech Republic, which base on preferential trade relations. The names of new candidate states for the enlargement was officially announced at the 1997 Luxemburg Summit, but Turkey was not in this list. For the candidate countries to initiate membership accession negotiations the EU presented a democratisation calendar through the 1993 Copenhagen Political Criteria, and through the Commission's Regular Reports it becomes quite clear, to whom it will say 'welcome` at the 2004 Europe Conference in Germany. However, for Turkey which started its bilateral relations with the EU as early as in 1959 but did not reach a candidate country status before the 1999 Helsinki Summit the date of 2004 remains to be a dream. Apart from Turkey, the case study countries of this study in which we investigate their integration to the EU from a democratisation perspective, have been preparing for their full membership in a stable determination with an incredible speed. On the other hand, due to a number of internal and external factors that Turkey makes a slow progress. It is not clear whether the EU will 'take' these countries or they will `join' in the EU. However there is one thing is quite obvious which is although Turkey has a much longer tradition of democracy than Hungary, Poland and the Czech Republic, the factor of so called 'Europeanness' seems to make a certain difference in the way these relationships between the EU and candidate countries are formed and developed. External factors may have a certain role in the triggering of democratisation in the four countries concerned. However, if the nationalism continues and democracy and Republic do not meet at a common ground in Turkey and there will not be a drastic change in the way that the EU perceives Turkey, Turkey's hurdle run will be a long one as has never been before. On the other hand, Hungary, Poland and the Czech Republic which have started the race from outside lanes are now in inside lanes, and they would complete their 'soft hurdle' run at the last leg of the 'Golden League', the 2004 Europe Conference in Germany, by doing a seven out of seven. Key Words: 1 -European Union (EU) 2-Dcmocratisation 3 -Copenhagen Political Criteria 4- National Programme 5-Accession Partnership
Collections