Lozidou Davası`nın Türk dış politikasına etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Kıbrıs sorunu Türk Dış Politikası' nın en önemli unsurlarından biridir. Bu sorunun çözümü en zorlu konulan arasında yer alan mülkiyet sorununa ilişkin bir dava olarak Loizidou Davası, Türkiye aleyhine önce Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'nda Bayan Titina Loizidou tarafından açılmış, daha sonra da Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne iletilmiştir. Şikayetçi, Girne'de bulunan taşınmaz mülkiyetinden Türkiye'nin sürekli işgali nedeniyle faydalanamadığını ve bu hak ihlalinden dolayı sorumluluğun Türkiye'ye ait olduğunu iddia etmektedir. Buna karşılık Türkiye ise söz konusu bölgeden kendisinin değil, KKTC'nin sorumlu olduğunu, söz konusu iddiaların, Türkiye'nin AİHK ve AİHM'nin bireysel başvuru hakkı ile zorunlu yargı yetkilerini tanıdığı bildirimlerde koyduğu sınırlamalara istinaden, Mahkeme' nin ratione loci ve ratione temporis yargı yetkisi dışında kaldığını belirtmiştir. Mahkeme, verdiği kararında, şikayetçinin 1 Nolu Protokolün 1. maddesinde düzenlenen mülkiyetinden faydalanma hakkının ihlalinden, KKTC uluslararası hukuka göre bir devlet sayılamayacağından Türkiye'nin sorumlu olduğuna ve Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti'nin Kıbrıs'ın tek meşru hükümeti olduğuna karar vermiş ve Türkiye'yi yaklaşık 450.000 CYP tazminat ödemeye mahkum etmiştir. Görüldüğü üzere Mahkeme'nin bu karan Türkiye'nin Kıbrıs'a ilişkin tutarlı dış politikası ile taban tabana zıttır. Bu yüzden Türkiye, ulusal çıkarları temelinde hareket ede?ek, karar hükümlerini yerine getirmeyi reddetmektedir. Bu sebeple Türkiye Avrupa Konseyi üyeliğinin askıya alınması başta olmak üzere çeşitli yaptıranlarla karşılaşabilecektir. Bu durum da başta AB ve Avrupa Konseyi olmak üzere tüm Batı ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmesine ve yeni dış politika yönelimleri aramasına neden olabilecek etkiler doğurabilecektir. Anahtar Kelimeler: Kıbrıs, Loizidou, Tanıma, Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ABSTRACT The Cyprus problem is one of the most important elements of Turkish Foreign Policy. The Loizidou Case, as a case concerning property issue that is one of the hardest issues of Cyprus problem, beforehand filed against Turkey to European Commision of Human Rights and then conducted to European Court of Human Rights by Government of `Republic of Cyprus`. The applicant contended that she could not enjoyed of her properties which is in northern Cyprus, because of continuous occupation of Turkey of that area and Turkey should be responsible for this violation. In reply to these allegations, Turkey submitted that she is not responsible for this area but the TRNC and that, relying on restrictions attached to her declarations in which she recognised right of individual petition of the Commision and compulsory jurisdiction of the Court, allegations in question are not in ratione loci and ratione temporis competence of the Court. In its decision, the Court held that Turkey is responsible in respect of violation of applicant's rights of peacefully enjoying under Article 1 of Protocol No. 1 since TRNC is not a state under international law and that Government of Cyprus Republic is the sole legitimate government of Cyprus and condemned Turkey to pay CYP 450.000 to applicant for just satisfaction. As seen, this decision is completely opposite to Turkey's consistent policy relating to Cyprus. In this respect, acting on her national interest, Turkey refuses to fulfil judgement. For this reason, Turkey could confront various sanctions such as proping up her membership of Council of Europe. This circumstance may produce some effects that cause to reevaluate of her relations with the West, particularly with EU and Council of Europe, and seeking new foreign policy tendencies. Key Words: Cyprus, Loizidou, Recognition, European Court of Human Rights, Turkish Republic of Northern Cyprus
Collections