D grubu sanatçılarının Türk resim sanatının gelişim sürecine kazandırdığı farklı bakış açıları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türk resim sanatı tarihine göz atıldığında, 19. yüzyıla kadar, Türk-İslam geleneğinde minyatür sanatının egemen olduğu görülmektedir. 18. yüzyıl başlarından itibaren ise yoğunlaşan batılılaşma hareketleri resim alanında da etkili olmuştur. Osmanlı'da ekonomik, siyasal, toplumsal ve askeri alanlarda yaşanan bu gelişmelere paralel olarak resim sanatında da yenilik hareketleri kendini göstermiştir. 19. yüzyıl sonlarına gelindiğinde batılı anlamda tuval resmine geçiş başlamıştır. Bu dönemde Avrupa'da eğitim gören Türk ressamları bu gelişmeye öncülük etmişlerdir.İstanbul'da, 1883 yılında Osman Hamdi Bey'in müdürlüğünü yaptığı Sanayi-i Nefise Mektebi'nin kurulması Türk resmi açısından oldukça önemli bir gelişmedir1908'deki II. Meşrutiyet'in ilanının sağladığı rahat ortamda, 1909'da Osmanlı Ressamlar Cemiyeti kurulmuştur. Bu kuruluş, 1921'de Türk Ressamlar Cemiyeti, 1926'da Türk Sanayi-i Nefise Birliği ve 1929'da ise Güzel Sanatlar Birliği adını aldı. Sanayi-i Nefise Mektebi tarafından Paris'e gönderilen Galip, İbrahim Çallı ve kendi olanakları ile giden Namık İsmail, Avni Lifij, Nazmi Ziya gibi ressamlar I. Dünya Savaşı'nın başlaması ile birlikte 1914'te ülkeye geri döndüler. Türk resim tarihinde ? 1914 Kuşağı ?, ? Çallı Kuşağı ?diye adlandırılan bu grubun başlıca üyeleri, İbrahim Çallı, Ruhi Arel, Feyhaman Duran, Hikmet Onat, Avni Lifij, Nazmi Ziya Güran ve Namık İsmail'dir. Bu sanatçılar Avrupa'dan döndüklerinde izlenimciliği Türk resmine taşıdılar.1929 yılında Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği kurulmuştur.. Birliğin kurucuları, Refik Epikman, Cevat Dereli, Şeref Akdik, Mahmut Cuda, Nurullah Berk, Hale Asaf, Ali Avni Çelebi, Zeki Kocamemi, Muhittin Sebati, Ratip Aşir Acudoğlu ve Fahrettin'dir. Çallı Kuşağı'nın renkçi tutumunun yanı sıra Müstakiller, çizgiye, kuruluşa ve yapısal sağlamlığa öncelik veren resimler yapmışlardır. 1933 yılında, Zeki Faik İzer'in Cihangir'deki evinde altı sanatçı bir araya geldiler. Cemal Tollu, Zeki Faik İzer, Abidin Dino, Nurullah Berk, Elif Naci ve heykeltıraş Zühtü Müridoğlu. Sonunda yeni bir sanat grubunu kurmaya karar verdiler.Grubun adı, Türkiye'deki dördüncü grup olmalarından ve d harfinin alfabedeki dördüncü harf olmasından kaynaklanmaktadır.1933 yılında açtıkları sergide girişin ücretsiz olması ve sonraki sergilerinde de bu durumun devam etmesi, sanat yapıtını halka açık tutma açısından bir yenilik olmuştur. Bununla birlikte konularını halka yakın seçmeleri gerektiği gibi bir takım eleştirilere önem vermeyerek, sadece sanatsal ve plastik kaygılarla konu seçimini sürdürme amacında olmuşlardır. Bir başka deyişle, özgür sanatsal yaratımdan hiç taviz vermediler de diyebiliriz.d Grubu, İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar sergi etkinliklerini sürdürmüştür. Bu arada, Burhan Toprak'ın Akademi müdürü olmasının (1936- 1948) ardından, bu kurumun eğitim kadrolarına ressam Leopold Lévy ve heykeltıraş Rudolf Belling gibi yabancı sanatçıların katıldığı görülür. Bu dönemde, Bedri Rahmi, Zeki Faik, Cemal Tollu, Nurullah Berk ve Sabri Berkel gibi sanatçıların, akademiye eğitici olarak atandığı görülür. Böylece, Akademi kadrolarındaki nesil değişiminde ağırlıklı olarak d Grubu sanatçılarının yer aldıkları görülür.Sonradan sanatçı katılımlarıyla kendini genişletmiş olan grup, çok sık sergi açmış ve zamanın kamuoyunu hayli meşgul etmişlerdir. Olumlu olumsuz birçok eleştiriye karşı sonuç olarak, Türk sanatına yeni anlayışların d grubuyla geldiği bir gerçektir diyebiliriz. Zamanla bu büyük hareket sanatçıların bireysel etkinlikleriyle sona ermiştir. When we have a look at the turkısh drawing art, we see that ?miniature? art prevails the Turkısh İslam traditıon until the 19?th century. Since the18 th century intensive westernization movements have affected the drawing field too. Parellel to the econimacal political social and military advences in ottoman empaire the there are develepoments in picture art too when we come to the and of 19?th century there is a shift to the canvas drawing in this period, Turkısh artist who were educaded in Europa dominted this development.In İstanbul found a than of Sanay-i Nefise Mektebi that was directed by Osman Hamdi Bey in 1883, is very important development in Turkısh art. In 1908 in the comfortable atmosphere that was the result of II.Mesrutiyet Otoman artists association vas founded. This association was called as Turkısh artists society in 1921 , Turkısh Sanayi-i Nefise Birliği in 1926, and fine aits assocration in 1926. The artısts like galip. Who where sent to Paris by Sanayi-i Nefise Mektebi and İbrahim Çallı.Namık İsmail, Avni Lifij, Nazmi Ziya who went on their own, came to their country in 1914 becouse of the out break of first world war. The group that was callet as 1914 genaration or Çallı genaration in Turkısh drawing history consest of the members such as İbrahim Çallı, Ruhi Arel, Feyhaman Duran, Hikmet Onat ,Avni Lifij, Nazmi Ziya Giran and Namık İsmail. When these artist came from Eroupe they took the form of impressionizm in to Turkish art. In 1929, Müstakil artiest and suculptor assocation was founded. The founders of the assocattion where Refik Epikman ,Cevat Dereli, Şeref Akdik ,Mehmet Cüda ,Nurullah Berk , Hale Asaf , Ali Çavuş Çelebi, Zeki Kocamemi, Muhittin Sebati, Aşir Acudoğlu and Fahrettin in addition to the colourful approach that Çallı generation used, mustakiller painted by taking line fundation and stuctrual strenght in to cansiderotion.In 1933 six artist came together in Zeki Faik İzer?s house in Cihangir. Cemal Tollu, Zeki Faik İzer, Abidin Dino, Nurullah Berk, Elif Naci and is culpder Zihni Müridoğlu decided to found a new art group.The group was called as??d group?? a they rent the fourth group in Turkey and the fourth letter in the alphabet is `?d?? it was a develepoment that they perform an exhibition whic was free 1933 and it went on the sam efor the other exhibition to as it makes the art greece public. Additronally not caring too much about the criticisms like they should deal with the issues the societis famillar with they carried on choosing topics only carring about the artist and plastic worries.in other world they didn?t compensate from the creature of free art.`?D??group camied on their exhibition activities till the and of the second world war. Mean wihile after Burhan Toprak become the director of acedemy,the painter leopold levy and sculptor rudolf beling some foreing artist like join the education staff of this instition .In this perriod, it is seen that Bedri Rahmi, Zeki Faik, Cemal Tollu, Nurullah Berk, Sabri Berkel were appointed ass educaters to the academy. So it is seen that mostly `?d?? group members took their places in the academy staff changes.The group that enlayed it self by artist porticipation, usualy made exihibition and played an importand role in that times plublic.It?s realty that new perspektives in Turkish art come with the `?d group? regadless of the positive and or negative criticisms by times this impresive moment come to and by the individual activities of the artists.
Collections