Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde yaşam sonu kararlarına ilişkin hekim ve hemşirelerin tutumları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
?Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinde (YYBÜ) Yaşam Sonu Kararlarına İlişkin Hekim ve Hemşirelerin Tutumları? başlıklı bu tez çalışmasının amacı ülkemizde yenidoğan hekim ve hemşirelerinin yaşamın sonuyla ilgili tercih, görüş ve uygulamaları hakkında bilgi edinmektir.Türkiye'yi temsilen 160 yenidoğan hekim ve hemşiresi seçilmiştir. Veriler, yetişkin yaşam sonu kararlarına ilişkin ETICHAT formunun yenidoğana uyarlanmasıyla elde edilen bir çalışma formu kullanılarak postayla toplanmıştır. YYBÜ çalışanlarının yaşamın sonuna ilişkin tercih, görüş ve uygulamaları ile kişisel ve mesleki özelliklerinin ilişkisi ki-kare testi ile değerlendirilmiş ve p< 0,05 anlamlı kabul edilmiştir.Elde edilen verilere göre ülkemizde YYBÜ çalışanları yenidoğan hekiminin ödevinin yalnız yaşamı sürdürmek değil aynı zamanda yaşam kalitesini de korumak olduğu görüşündeydi. Yaşamı destekleyen tedaviye başlamama ve tedaviyi sonlandırma kararlarını inançlarına aykırı bulmakla birlikte, nadiren de olsa hekimler uygulamaları sırasında bu tür kararlar vermekteydi. Yaşam sonu kararlarına her zaman ailenin katılması istense de riskli yenidoğan için en uygun karar verici olarak sağlık çalışanı görülmekteydi. Yaşam sonu kararları sırasıyla ünitedeki yatak sayısından ve yenidoğanın tıbbi durumundan etkilenmekteydi. Hipotetik vaka için verilen kararlar ise ailenin varlığı ve bildirdiği tercihler yanında çocuk sahibi olmak, dindar olmak gibi kişisel özelliklerden ve uzmanlık alanından etkilenmekteydi. Ailenin yenidoğana yararı bulunan tedaviyi reddetmesi durumunda yenidoğanın yüksek yararını koruma yönünde gösterilen duyarlılık, yararsız tedavi talebinde gözlenmemekteydi. YYBÜ çalışanları nafile tedavi kavramını bilmelerine rağmen hastaları ve kendi bebekleri için nafile tedavi uygulayabileceklerdi. Hastaları, daha çok kendi bebekleri için ağrı acının dindirilmesini isteyen yenidoğan çalışanları ötanaziye şiddetle karşıydı. Ancak acı çeken kendi bebekleri olduğunda ötanazi talep edebileceklerdi. Etik ikilem karşısında etik danışmanlık hizmeti alamayan çoğu YYBÜ çalışanı, kararlarına rehberlik edecek ulusal politikalara ve etik eğitime ihtiyaç duymaktaydıSonuç olarak ülkemizde yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde yaşamı destekleyen tedavi kararları bağlamında önemli etik sorunlar yaşanmakta ve yenidoğan çalışanları yararlılık, zarar vermeme ve adalet ödevlerini ihlal edebilmektedir. Bu nedenle geç kalınmadan iyi niyetli çabaların etiğe uygunluğunu sağlamaya yardım edebilecek rehber kurallar geliştirilmeli ve yenidoğan etik eğitimi planlanmalıdır.Anahtar Kelimeler: Etik, yenidoğan, yenidoğan yoğun bakım ünitesi, yaşam sonu kararları, tedaviye başlamama, tedaviyi sonlandırma, etik karar verme, etik eğitim The purpose of the present study which titled ?Attitudes of physicians and nurses towards end of life decisions in neonatal intense care units (NICU)? was to assess preferences, opinions and practices of Turkish newborn physicians and nurses towards end-of life decisions.One hundred and sixty NICU practitioners were selected to represent Türkiye. A self-administered questionnaire which was adapted to newborn end-of life decisions from ETICAT was used to collect data. The relationships between preferences, opinions and practices of NICU practitioners and their personal and professional characteristics were analysed by using the chi-squared statistic.NICU practitioners believed that the duty of neonatologist not only to sustain but also to keep quality of life. Although they thought decisions of withholding and withdrawing life-sustaining treatment contrary to their faith, physicians rarely made such decisions in their practice. NICU practitioners were willing to parent? participation in the decision-making process at the end-of-life, however; they found NICU practitioners the best decision-maker for critical newborns. Their end-of-life decisions were firstly affected the number of NICU beds and secondly the medical condition of newborn. Also, their decisions for hypothetical case were affected the parent?s presence and preferences as well as NICU practitioners? personal and professional characteristics such as maternity/paternity situation, religiousness and speciality. Participants were sensitive to protect the best interest of the newborn when parent refuse the medically beneficial treatment, however; when family demand futile treatment they were not. Although practitioners could define treatment futility, they could perform futile treatment to their patient even if the patient was their child. They were willing to relieve pain and suffering of the patients, especially if it was their child and though they were strongly opposed to, they could demand euthanasia if sufferer was their own child. Most of the NICU practitioners could not get ethics counselling, they need ethics training and national policies which will guide their decisions.Consequently in Türkiye there are some important ethical problems about end-of-life decisions in NICUs and practitioners can violate their duties of beneficence, do not harm, and justice. Therefore guidelines and ethics training about newborn end-of-life care should be planned and established in order to prevent unethical practices as soon as possible.Keywords: medical ethics, newborn, newborn intensive care, end-of-life decisions, withholding treatment, withdrawing treatment, ethical decision-making, ethics training
Collections