Dişeti çekilmelerinin tedavisinde mikrocerrahi ve makrocerrahi yöntemlerin etkinliğinin klinik olarak karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüzde dişeti çekilmelerinin tedavisinde de kullanılan mikrocerrahi tekniklerinkonvansiyonel yöntemlere göre daha hassas olması, operasyon bölgesindeki yumuşakdokuların cerrahi işlemler sırasında ve sonrasında beslenmesinin bozulmasını engeller.Böylece, operasyon sonrası oluşabilecek komplikasyonlar azalır veya tamamen ortadankalkar, ve daha iyi bir iyileşme gerçekleşir. Ortaya konulan bu olumlu sonuçlarmikrocerrahi yöntemlerin bağ dokusu grefti ile kök kapama yöntemlerindeki başarısınıartırmaktadır. Bu randomize kontrollü çalışmanın amacı, Miller Sınıf I ve II dişetiçekilmelerinin periodontal cerrahi tedavisinde (bağ dokusu grefti ile beraber uygulanankuronale kaydırılan flep) mikrocerrahi ve makrocerrahi yöntemlerin etkinliklerini klinikolarak karşılaştırmaktır. Çalışmaya tek köklü dişlerinde Miller I veya II dişeti çekilmesiolan 16 hasta, toplam 19 defekt dahil edilmiştir. Hastalara randomize olarak makrocerrahiya da mikrocerrahi yöntemlerle bağ dokusu grefti ile beraber kuronale kaydırılan flepuygulanmıştır. Hastaların 1., 3. ve 6. aylardaki klinik periodontal bulguları, intra ve postoperatifkonforları, estetik memnuniyetleri ve kök hassasiyetleri kayıt altına alınmıştır.Altıncı ayda elde edilen ortalama kök kapama miktarları makrocerrahi grubunda %70,7 ±28,5; mikrocerrahi grubunda %90,5±14,4 olarak kaydedilmiştir (p>0,05). Altıncı aydaher iki grupta dişeti çekilme miktarı, dişeti çekilme genişliği, klinik ataçman kaybı, kökkapanma yüzdesi, hasta konforu ve estetik memnuniyeti ve kök hassasiyeti parametreleriaçısından anlamlı fark olmazken (p>0,05); keratinize doku artışı mikrocerrahi grubundaanlamlı olarak fazla bulunmuştur (p<0,05). Bu çalışmanın sınırları içerisinde elde edilenbulgular, lokalize Miller Sınıf I veya II dişeti çekilmelerinde kök kapama tedavisinde heriki yöntemin de etkin şekilde uygulanabileceğini, ve mikrocerrahinin, makrocerrahiteknik üzerine bir üstünlüğünün olmadığını göstermiştir. As microsurgical techniques that are also used today in the treatment of gingivalrecessions are more sensitive than conventional methods, these techniques prevent thenutrition of the soft tissues to be deteriorated in the operation area during and aftersurgical procedures. Thus, the complications that may occur after the operation arereduced or completely removed and the healing becomes more succesful. These positiveresults increase the success of microsurgical methods in covering the root surface withconnecitive tissue graft. The purpose of this randomized and controlled study is tocompare the clinical efficacy of macrosurgery with microsurgery techniques inconnective tissue grafts with coronally positioned flap in Miller's Class I or II gingivalrecession. Comparing effects of both techniques on periodontal measurement, intra andpost-operative patient comfort, aesthetic satisfaction and hypersensitivity are recorded atpost-operative 1, 3 and 6 months. Sixteen patient who have single root teeth (19 defects,3 of them bilaterally) with Miller Class I or II gingival recessions are included in thisstudy. Each patient was randomly designated to receive treatment with macrosurgery ormicrosurgery techniques. The average percentages of root coverage for macrosurgery andmicrosurgery group, after 6 months, were 70.7±28.5% and 91.5±14.4%, respectively(p>0.05). Although there were no significant differences between two groups at the postoperative6 months (p>0.05) in terms of recession depth, recession width, clinicalattachment loss, percentage of root coverage, patient comfort and aesthetic satisfactionand root sensitivity parameters, the increase in keratinized tisseu was significantly higherin microsurgery group (p<0.05). Results have shown that both methods can be appliedeffectively in root closure treatment in localized Miller I and II gingival recessions andthat microsurgery has no superiority over macrosurgery technique.
Collections