Cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlü kadın ve erkeklerde ruhsal travma ve eşlik eden ruhsal bozukluklar
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç ve Kapsam: Uluslararası yazında cezaevlerinde kalanlarda ruhsal bozuklukların genel topluma göre çok daha yaygın olduğu bildirilmektedir. Ülkemizde cezaevlerinde kalanlarda özellikle ruhsal travma ve sonuçlarına ilişkin elimizde çok fazla veri bulunmamaktadır. Cezaevlerinin yeniden yapılanma süreci içinde bu tür bilgiler yol gösterici olacaktır. Bu çalışmanın amacı Kocaeli C Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan hükümlü ve tutuklu kadın ve erkeklerin yaşadığı ruhsal travmatik olayların ve eşlik eden TSSB ve MDB'nin yaygınlığının belirlemek; kadın ve erkek mahkumların sosyodemografik ve psikopatolojiye ilişkin değişiklikler açısından farklılıklarını araştırmaktır.Yöntem: Çalışma Kocaeli C Tipi Kapalı Cezaevi'nde yürütülmüştür. En az bir aydır cezaevinde olan, görüşmeyi engelleyecek fiziksel ve zihinsel yetersizliği olmayan, 18-60 yaş arası çalışmaya katılmayı kabul eden 30 kadın, 30 erkek tutuklu ve hükümlü örneklemi oluşturmuştur. Görüşmeler bir psikiyatri asistanı tarafından yüz yüze görüşmeyle yalnızca görüşmeci ve katılımcının bulunduğu ve cezaevi psikoloğunun kullandığı görüşme odasında yapılmıştır. Katılımcıdan çalışmayla ilgili yazılı aydınlatılmış onamı alınmış, ardından görüşmeci tarafından Cezaevi Yaşantısı ve Sosyodemografik Bilgi Değerlendirme Formu doldurulmuştur. Daha sonra son bir aylık dönem için SCID-I'in MDB ve TSSB bölümleri uygulanmıştır.Bulgular: Çalışmaya 30 kadın, 30 erkek tutuklu ve hükümlü katılmıştır. Kadınların %30'u (n=9), erkeklerin %16.7'si (n=5) cezaevine girmeden önce hayatlarının herhangi bir döneminde ruhsal hastalık geçirdiklerini bildiriyorlardı. Sosyal destek öznel algısına bakıldığında cezaevinde algılanan sosyal destek toplam puanları erkeklerde kadınlara göre daha yüksekti. Kadınların %30'unun (n=9) hayatlarının herhangi bir döneminde cinsel taciz ya da tecavüze uğradığı saptandı. Bu oran erkeklerde saptananın nerdeyse 10 katıydı. Kadınların %23.3'ü (n=7), erkeklerin %26.7'si (n=8) çocukluk çağında ciddi fiziksel şiddete maruz kalmıştı. Erişkinlik yaşamındaysa kadınların %63.3'ü (n=19), erkeklerin %53.3'ü (n=16) fiziksel şiddete maruz kalmıştı. Şiddetin kaynağına bakıldığında kadınların %53.3'ünün (n=16) eşinden şiddet gördüğü saptandı. Çalışmanın yapıldığı dönem için kadınların %10'unun (n=3), erkeklerin % 6.7'sinin (n=2) TSSB tanısı, kadınların %16.7'sinin (n=5), erkeklerin % 16.7'sinin (n=5) MDB tanısı aldığı saptandı. Tartışma: Çalışmaya katılan tüm tutuklu ve hükümlüler hayatları boyunca en az bir travmatik olay yaşamıştır. Saptanan TSSB oranlarına bakıldığında batı ülkelerinde yapılan cezaevi çalışmalarında bildirilen oranlardan daha düşük olduğu görülmüştür. Ancak bu oranlar genel toplum için beklenenin çok üzerindedir. Toplum için beklenenin aksine çalışmada TSSB yaygınlığı açısından kadın ve erkekler arasında fark saptanmamıştır. Çalışmada saptanan MDB'nin yaygınlığına bakıldığında Türkiye'deki genel toplum çalışmalarından daha yüksek olduğu görülmekte, çalışmada saptanan TSSB oranlarına benzer şekilde kadın ve erkekler arasında fark bulunmamaktadır. Sonuç olarak 1. Cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülerde yaşam boyu travmatik olay yaşama yaygınlıkları (prevelans) yüksektir 2. Travmatik olayları sık olarak yaşamaktadırlar 3. İnsan elinden çıkan travmatik olaylarla karşılaşma oranları yüksektir 4. Güncel TSSB ve MDB yaygınlığı genel toplumda saptanandan yüksektir. Çalışmanın sonuçlarının genellenebilmesi için vaka sayısının daha geniş kapsamlı olduğu, farklı tip ve işleyişteki cezaevlerinde yapılacak çalışmalara ihtiyaç vardır. Ancak, bu veriler göz önüne alınarak, cezaevlerinde toplum tabanlı ruh sağlığı yaklaşımlarının uygulanmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu uygulamalar cezaevi yaşantısı sonrasında da devam edebilecek nitelikte olmalıdır.Anahtar Sözcükler: Cezaevi, kadın mahkum, erkek mahkum, ruhsal travma, TSSB Objective: Several studies in the literature showed that mental disorders are more prevalent among the prison population than the general population. There are very few studies with the prison population in Turkey especially on psychological trauma and its consequences. These kinds of prevelance studies will help the mental health workers to develop effective mental health approaches and policies for the prisoners. The aims of this study are 1. To determine the prevalence of psychological traumas, current prevalence of PTSD and MDD 2. To investigate sociodemographical and psychopathological differences between female and male prisoners in Kocaeli C Type Prison. Method: The study was conducted in Kocaeli C Type Prison. The sample group consisted of 30 female and 30 male prisoners, who were between 18-60 years old. Physical and mental handicaps that prevent the interviews were the exclusion criterions. Informed consent was obtained before the study. Interviews were conducted by a psychiatry resident in a special room. Prison Life and Sociodemographics Questionnaire, PTSD and MDD sections of SCID-I for the last month versions were used. Results: 30 female and 30 male prisoners completed interviews. Thirty % of women (n=9), 16.7 % of men (n=5) reported that they have a psychiatric disorder at some point in their lives before entering prison. Total scores of social support in prison were higher in males than females. Thirty % of women (n=9) reported sexual molestation or rape. This rate was almost 10 times higher than the rate of males. Twenty three point three % of women (n=7), 26.7 % of men (n=8) have been exposed to childhood physical abuse. During adulthood 63.3% of female inmates (n=19), 53.3% of male inmates (n=16) were reported interpersonal violence. Physical abuse by intimate partner was reported in 53.3% (n=16) of women. Prevalences of current PTSD for women and men were 10% (n=3) and 6.7% (n=2) respectively. 16.7% of women (n=5) and 16.7% of men (n=5) have been diagnosed as having MDD for the last month. Conclusions: All the inmates in the study have experienced at least one traumatic event. Although the prevalence of PTSD in this study was lower than the prison studies in western countries, these rates were above the expected rates of general population. There was no difference between women and men in the prevalence of PTSD on the contrary to general population studies. The prevalence of MDD in the study was higher than the rates of general population in Turkey. No difference was found between women and men in the prevalence of MDD. In summary: 1. The prevalence of experiencing life-time traumatic events was high in the prisoners. 2. Traumatic events have been experienced frequently. 3. The rates of encountering with man-made traumatic events were high. 4. Current prevalences of PTSD and MDD were higher than general population. New studies conducted with larger sample size and in different types of prisons were required to generalize results of the study. It seems necessary to implement and sustain community based mental health policies for the prisons in Turkey.Key Words: Prison, women, prisoners, male prisoners, psychological trauma, PTSD.
Collections