Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 2007-2012 yılları arasında West Sendromlu olgularda etiyolojik değerlendirme ve ACTH tedavisinin kemik mineral metabolizması ve adrenal yolak üzerine uzun dönem etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sütçocukluğu döneminin en sık görülen epileptik ensefalopati tablosu olan West sendromunda klinik bulgular ve laboratuvar incelemeleri sonucu altta yatan birincil hastalığın gösterilebildiği olgular semptomatik, gösterilemediği olgular kriptojenik grupta sınıflanır. Laboratuvar yöntemlerindeki gelişmelere paralel olarak semptomatik grupta yer alan olguların oranı giderek artmaktadır. West sendromu tedavisinde etkinliği kanıta dayalı olarak gösterilmiş bir yöntem olmamakla birlikte, steroid hormon tedavisi birçok merkezde ilk seçenek olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, West sendromunun etyolojik sınıflamasında ülkemize ait küçük bir örneklem grubunda güncel durumun saptanması, ACTH tedavisinin etkinliğinin belirlenmesi ve ACTH tedavisinin kemik metabolizması ve adrenal yolak üzerine etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır.Bu çalışmaya Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Nörolojisi Polikliniğine 2007- 2012 tarihleri arasında başvuran ve ilk kez West sendromu tanısı alan 35 olgu alınmıştır. Olgular yaş, cinsiyet, nöbet başlama yaşı, spazm tipi nöbetlerin başlangıç yaşı, altta yatan birincil hastalık, tanı ölçütleri, ACTH tedavisiyle ilgili özellikler, ACTH tedavisi öncesi antiepileptik tedavi öyküsü, ACTH tedavisi öncesi ve sonrası nörolojik gelişim basamakları, ACTH tedavisine klinik yanıt, ACTH tedavisine elektroensefalografik yanıt, ACTH tedavisi sonrası kemik metabolizması değişiklikleri ve adrenal yolak işlevleri açısından değerlendirildi.Çalışmada yer alan 35 olgunun %88,6'sı semptomatik, %11,4'ü kriptojenik grupta sınıflandı. Semptomatik grupta yapısal beyin anomalileri ve hipoksik-iskemik ensefalopati olguların yaklaşık üçte ikisini oluşturmaktaydı. Semptomatik West sendromu grubunda klinik nöbet kontrolü ve EEG'de düzelme %68.2 oranında saptanmasına karşın, bu gruptaki olguların tümünde ağır psiko-motor gerilik mevcuttu. Kriptojenik gruptaki olgu sayısı yetersiz olmakla birlikte nörolojik gelişim basamaklarının semptomatik gruba göre daha ileri olduğu gözlendi. West sendromu tanısı alan tüm olgularda spazm tipi nöbet mevcuttu, ancak EEG'de hipsaritmi paterni 7 olguda, entelektüel gerilik 2 olguda gösterilemedi. ACTH tedavisi alan ve almayan olgular kemik metabolizması ve adrenal yolak açısından değerlendirildiklerinde aralarında anlamlı farklılık olmadığı saptandı. 10 olguda D vitamini yetersizliği, 2 olguda D vitamini eksikliği bulundu, ancak tüm olgular aynı zamanda en az 1 antiepileptik ilaç kullandıklarından bu veriden tek başına ACTH tedavisinin sorumlu tutulamayacağı düşünüldü.Sonuç olarak, çalışmamızda West sendromu tanısı alan olguların büyük bir kısmında etyolojinin aydınlatılabilmiş olması, yakın bir gelecekte West sendromlu tüm olgularda altta yatan hastalığın tanınabileceği beklentisini doğurmuştur. ACTH tedavisine klinik ve elektroensefalografik yanıt oranı yüksek olmakla birlikte, özellikle semptomatik grupta yer alan olguların tamamında nörolojik prognozun kötü olması, West sendromuna neden olan birincil hastalığa özgül daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi gerekliliğini göstermiştir. West sendromunda patogeneze yönelik tedaviler geliştirilene kadar, steroid hormonların, beklenenin aksine kemik metabolizması ve adrenal yolak işlevleri üzerinde kalıcı bir bozulmaya neden olmadan, güvenilir bir şekilde kullanılabileceğini düşünmekteyiz. The most common period of early infancy with epileptic encephalopathy, West syndrome, can be classified according to the clinical findings and laboratory investigations of the underlying primary disease which can be identified in symptomatic patients and not identified in cryptogenic group. The symptomatic group of patients is increasing parallelly with the development of the laboratory methods. Despite an evidence based method haven?t shown to be effective in the treatment of West Syndrome, steroid hormone therapy is used as the first choice in many centers. In this study, we aimed to determine the current situation in a small sample group in the classification of West syndrome etiologies in Turkey, to determine the therapeutic effect of ACTH therapy and the effects of ACTH therapy on bone metabolism and the effects of adrenal pathway.In this study there are 35 cases who were diagnosed with West syndrome between 2007 - 2012 years in Kocaeli University Medical Faculty Hospital Clinic of Pediatric Neurology. The cases were evaluated according to patients' age, gender, age at seizure onset, age at onset of spasm-type seizures, the underlying primary disease, diagnostic criteria, treatment with ACTH-related characteristics, history of antiepileptic treatment before the treatment with ACTH, ACTH neurological development steps before and after treatment, clinical response to treatment with ACTH, electroencephalographic response to treatment, and adrenal pathway functions after ACTH treatment and changes in bone metabolism.88.6 % of 35 patients in the study were symptomatic and 11.4% of 35 patients are classified in cryptogenic group. Structural brain abnormalities and hypoxic-ischemic encephalopathy in the symptomatic group were about two thirds of patients. Despite the clinical seizure control and recovered EEG findings found in %68,2 of symptomatic West syndrome group, all of them have severe psycho-motor retardation. In cryptogenic group, the number of cases were inadequate but they have more advanced neurological developmental steps than symptomatic group. All patients who were diagnosed with West syndrome, had spasm-type seizures, but there were no EEG hypsarrhythmia pattern in 7 cases and intellectual retardation in 2 cases. There were no significant difference in bone metabolism and adrenal pathway of patients receiving and not receiving ACTH treatment. 10 cases had vitamin D deficiency and lack of vitamin D were found in 2 cases, but all cases used at least one antiepileptic drug therapy so ACTH was not thought to be only the risk factor.In conclusion, the ethiology of the West Syndrome were understood in the majority of the cases in our study, so this is leading to the expectation of identifying the underlying disease in all cases in West syndrome in the near future. Although a high percentage of clinical and electroencephalographic response to ACTH therapy, especially in the symptomatic group of neurological prognosis is poor in all cases. We have to find more effective treatment methods according to the primary disease-specific West syndrome. We can use steroid hormones safely until the development of the treatment to the exact pathogenesis of the West Syndrome, because there is no permenant side affect on bone metabolism and adrenal pathway functions in the long term.
Collections